Sabah yine erkenden uyanmıştı Felix içini yiyip bitiren sorudan dolayı. Gece ne diyeceğini bilememiş bir şekilde dili tutulunca Minho ona düşünebileceğini söylemişti.
Felix de sessizce Minho'yu dinlemiş ve düşüneceğini söyleyip odasına çıkmış, ikiliyi baş başa bırakmıştı aşağıda.İkisini de oldukça seviyordu ve onların da kendisini sevdiğini iliklerinde hissediyordu. Hayatı boyunca hiç böyle sevildiğini hissetmemişti. Ancak biraz da korkuyordu. Onların kendisini bırakmasından korkuyordu. Bağlanmıştı ikiliye.
Hyunjin, gece Minho'nun göğsüne kapanıp ağlamıştı sessizce. Kendisi de küçük oğlana çok bağlanmıştı ve onu kaybetmek istemiyordu. Bu yüzden de vereceği cevaptan korkmuş ve kendini tutamayıp ağlamıştı. Sabaha doğru anca dalabilmişti uykuya. Minho da sessizce dökmüştü gözyaşlarını Hyunjin'e fark ettirmeden. Hyunjin'in fark edip de daha da üzülmesini istememişti.
~
Felix bi müddet daha düşünmüş ve artık kararını vererek yatağından çıkmış ve öncelikle bi duş almıştı. Kurulanıp üzerini giyinip Minho ve Hyunjin'in odasına ilerlemişti. Odalarının kapısını yavaşça açmış ve yatakta sarılarak uyuyan ikiliye bakmış ve gülümsemişti.
Yatağa doğru adımlamış ve yavaşça ortalarına doğru uzanmıştı yüz üstü. Önce Minho'nun sonrasında Hyunjin'in yanağına bi öpücük kondurmuştu. İkisinden de ayrı kalamazdı. Düşüncesi bile kalbini ağrıtmıştı.
Uyanmaları için ikisinin de yanağına sırasıyla öpücüklerini konduruyordu. Yavaş yavaş kirpiklerini kırpıştırarak uyandıklarında ise hallerine kıkırdamış ve öpmüştü tekrardan.
Hyunjin, Felix'in kendini öptüğünü hissettiğinde içindeki tüm kötü hisler ve düşünceler yok olmuştu bi anda.
"Günaydııınnn"
İkili Felix'in bu enerjik haline gülmüş ve onu sırt üstü yatırarak ortalarına almışlardı. Birbirlerine bakmışlar ve aynı anda gıdıklamaya başlamışlardı Felix'i. Kahkahaları arasında zorla konuşabilmişti.
"AHAHAHAHAHHAAHAHHA tamam durun lütfen- durun"
Eğilmişler ve öpücüklerini kondurmuşlardı yüzünün iki tarafına. Hyunjin, kafasını Felix'in karnına koymuş ve yatmıştı tekrardan sakinleşebilmek için. İçi içine sığmıyormuş gibi hissediyordu. Minho da tek dirseği üzerinde durarak Felix'in saçlarını okşamış ve konuşmuştu.
"Kararını verdin diye düşünüyorum?"
Felix önce yutkunmuş ve kafasını sallamıştı usulca yukarı aşağı.
"Sizin bebeğiniz olmayı seviyorum. Sizden ayrılma düşüncesi bile çok korkuttu beni."
Minho bununla gülümsemiş ve eğilip alnına öpücük kondurmuştu.
"Bizi de çok korkuttu, seni ne kadar sevdiğimizi tahmin bile edemezsin."
Hyunjin de başını sallamış ve kafasını çevirip öpmüştü tişörtünün üstünden karnını.
Felix, önce Minho'ya sonra Hyunjin'e bakmış ve Minho'nun ensesinden tutarak çekmişti kendisine. Dudaklarını bastırmış ve hareket ettirmişti yavaşça. Minho ilk başta ne yaşandığını anlayamadığı için hareketsiz kalmıştı ancak sonrasında karşılık vermişti öpüşlerine.
Hyunjin, ilk başta Felix'in hareketiyle gözleri büyümüştü ancak sonrasında kocaman gülümsemişti. Sonunda istediği her şeye sahipti. Karşısında öpüşen ikiliyi kocaman gülümsemesiyle izlemeye devam etmişti.
Felix, Minho'nun dudağını ısırmasıyla hafifçe inlemiş ve ayırmıştı dudaklarını. Ardından Minho'dan ayrılarak Hyunjin'i tutmuş ve çekmişti kendine. Hyunjin Felix'in aniden kendisini çekmesiyle zar zor sağlayabilmişti dengesini. Az daha üzerine düşüyordu. Kısa öpüşmeden sonra ayrılmıştı ikili.