Sabah ilk uyanan Minho olmuştu. İki bebeği de gece oldukça yorulmuştu ve öğlene kadar uyuyacaklarını tahmin ediyordu. Felix'in beline dolalı olan kollarını onu uyandırmadan yavaşça çekmişti. Hyunjin'in kolları da Felix'in boynuna dolalıydı ve Felix de başını Hyunjin'in çıplak göğsüne gömmüş ve beline sarılmıştı.
Minho, onları bi müddet izlemişti uyurken. Ardından telefonunu almış ve birkaç fotoğrafını çekmişti bebeklerinin. Aşağı inmiş ve kahvaltısını yapmıştı. Bugün haftasonu olduğu için pek bir işi yoktu ancak dans stüdyosuna gidecekti.
Bebekleri için kahvaltıyı hazırlamış ve evden çıktığına dair not bırakmıştı ikiliye. Sessizce arabasına binmiş ve yola koyulmuştu. Stüdyoya gitmeden önce şirkete uğrayıp bikaç evrağı halletmesi gerekiyordu.
~
Hyunjin, öğlen saatlerinde zorlanarak uyanmıştı. Komodinin üzerindeki telefonu alarak saatin kaç olduğuna bakmış ve geri bırakmıştı. Kollarındaki bebeği hala uyumaya devam ediyordu ancak Minho yoktu. Kendisinin sabah insanı olduğunu bildiği için erken kalktığını tahmin edebiliyordu.
Bi müddet derin sakin nefesler alarak uyuyan Felix'i izlemişti. Kafasını iyice gömmüştü göğsüne oradan ayrılmak istemiyormuş gibi.
"Lixie~ bebeğim, hadi saat çok geç olmuş kahvaltımızı yapalım"
Felix hiç umursamamış ve kollarını Hyunjin'in beline daha sıkı dolayarak uyumasına devam etmişti. Hyunjin kıkırdamış ve saçlarını karıştırmıştı bebeğinin.
Bi müddet daha izin vermişti uyumasına. Saçlarıyla oynamış ve kelebek öpücüklerini bırakmıştı. Bebeği bundan hiç rahatsız olmayarak uykusuna devam ediyordu.
Yaklaşık 40 dakikanın ardından yavaş yavaş uyanmıştı. Hyunjin'in göğsüne öpücüklerini bırakmış ve uykulu gözlerini aralamıştı.
"Günaydın Jinnie~"
"Günaydın bebeğim"
Birbirlerinin yüzlerine öpücüklerini bırakmış ve okşayarak sevmişlerdi. Minho şu anda onlarla olmadığı için bi yanları eksik hissetse de akşam yatağa beraber gireceklerini bildiklerinden huzurluydular.
Sonunda yataktan ayrılabilmiş ve kalkmışlardı. Aşağı mutfağa indiklerinde hazır masayı görmeleriyle derin bir nefes vermişlerdi. İkisinin de kahvaltı hazırlamakla uğraşacak halleri yoktu.
Minho'nun masaya bıraktığı notu okumuşlar ve oturmuşlardı. İkisi için de birer tane ağrı kesici bırakıp kahvaltılarını yaptıktan sonra içmeleri gerektiğini söylemişti. İkisi de kendini böyle bir sevgiliye sahip oldukları için oldukça şanslı hissetmişlerdi.
"Jinnie, bugün biraz dolaşmaya çıkalım mı? Buraya taşındığımızdan beri hiç dolaşmaya çıkmadım"
Hyunjin gülümsemiş ve bi öpücük bırakmıştı Felix'in alnına.
"Sen yeter ki iste bebeğim benim"
Felix minik bir çocuk gibi ellerini çırpmıştı heyecanla. Kahvaltılarını bitirmişler ve hazırlanıp çıkmışlardı.
~
Önce sahile gelmişler ve dondurma alarak biraz yürüyüş yapmışlardı. Hyunjin, yol boyunca Felix'in belini sıkı sıkıya kavramış ve asla bırakmamıştı. Arada yüzüne öpücüklerini bahşetmişti.
"Hwang Hyunjin?"
"Merhaba?"
Hyunjin onlara doğru gelen adama bakmış ve kaşlarını çatmıştı. Onu tanıdığını sanmıyordu.