Mİnho akşam yemeğini hazırlamış, şarapları kadehlere doldurmuş ve mumları yakmak için iki bebeğinin eve gelmesini bekliyordu. Hyunjin, atölyeden çıkmadan önce eve geleceklerine dair kısa bir mesaj göndermişti sevgilisine.
Minho, her şeyin tam olduğundan emin olmak için tekrar kontrol etmişti masayı. Eksik bir şey görünmüyordu. Derken Hyunjin'in arabasının sesi gelmişti dışarıdan. Hemen çakmağıyla yakmıştı mumları Minho. Sonra da gidip kapıyı açmıştı bebekleri için.
"Hoşgeldiniz"
"Hoşbulduk hayatım"
"Hoşbulduk Minmin"
Felix, hala nasıl hitap etmesi gerektiğini bilemiyordu onlara. Birbirlerine seslendikleri gibi sevgi sözcükleri mi kullanmalıydı yoksa isimleriyle seslenmeye devam mı etmeliydi?
İkili içeri geçtiğinde gördükleri masayla gözleri büyümüştü. Sevgilileri onlar için sürpriz hazırlamıştı. Minho onlara arkadan yaklaşmış ve sarılmıştı ikisine de.
"Sizin için hazırladım, hadi oturun"
Hyunjin ve Felix, Minho'ya doğru dönmüş ve sarılmışlardı boynuna. İkisi de birer yanağına öpücük bırakmıştı.
"Teşekkür ederiz"
Masaya geçtiklerinde her zamanki gibi Hyunjin ve Minho yan yana, onların karşısına da Felix oturmuştu.
Yemeklerini yiyip ondan bundan konuşurlarken Minho sormak istediği bikaç sorudan birisini yöneltmişti Felix'e.
"Felix, buraya taşınmadan önce yarıda bıraktığın üniversite eğitimine devam etmek ister misin? Bugün bikaç arkadaşımla görüştüm ve eğer istersen devam edebileceğini söylediler. Ama eğer hala kendini kötü hissediyorsan başlamak zorunda değilsin, biraz düşünebilirsin istersen."
Felix, sakince sevgilisini dinlemiş ve onun bu düşünceli davranışları karşısında kendisini hem huzurlu hem de güven içerisinde hissetmişti.
"Aslında ben de bir ara bu konuyu konuşmak istiyordum sizinle ancak fırsatını bulamamıştım bir türlü. Kendimi eskisinden daha iyi hissediyorum ve evet eğitimime de kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Teşekkür ederim beni bu kadar düşündüğünüz için"
Yerinden kalkmış ve Minho'nun yanına gelerek boynuna sarılmıştı sıkıca. Minho da onu çekmiş ve kucağına oturmasını sağlamıştı.
"Minik bebeğim, eve tıkılmanı ve bunalmanı istemiyoruz. Eğitimine devam edip istediğin mesleğe sahip olabilirsin. Senin mutluluğun bizim için her şeyden daha önemli"
Bu sefer de Hyunjin konuşmuş ve sevgilisinin kucağında bulunan diğer sevgilisinin dudaklarına kısaca bir öpücük kondurmuştu.
Minho da saçlarını okşamıştı. Hyunjininin saçları gibi yumuşacıktı Felixinin saçları. İkisi de bu hayatta sahip olduğu en önemli şeydi. Hyunjin'e doğru dönmüş ve öpmüştü dudaklarından. Sonra da başını kucağında bulunan miniğe çevirmiş ve onu da öpmüştü. Onlar öpüşürken Hyunjin de eğilmiş ve boynunu öpmüştü bebeğinin. Felix, hissettiği çift taraflı zevk yüzünden inlemişti kısaca.
Hyunjin aniden ayaklanmış ve "hadi dans edelim" diye çığırmıştı. Boşalan kadehini şarapla doldurmuş ve geniş salona adımlamıştı. Pikaba bi plak yerleştirmiş ve oynatmıştı. Kucağında Felix ile Minho da gelmişti salona. Hyunjin ikliye doğru adımlamış ve hızla yapışmıştı Minho'nun dudaklarına. Felix de boş durmamış ve sırayla boyunlarından öpmüştü ikilinin.
Hyunjin, dudaklarını Minhonunkilerden çekmiş ve Felix'i yere indirmişti kucağından. Belinden sıkıca tutarak kendine çekmiş ve hafif hareketlerle dans etmeye başlamıştı arkada çalan şarkıya eşlik ederek. Felix de sevgilisinin haline ufak bi kıkırtı bırakmış ve ayak uydurmuştu hareketlerine.