Hyunjin ve Minho bebeklerini eve getirdiklerinde Felix hala Hyunjin'i bırakmamıştı. Başını boynuna gömmüş sıkıca sarılmaya devam ediyordu.
"Felix, evimize geldik güzelim. Sana kimse zarar veremez artık"
Minho'nun konuşmasıyla Felix burnunu çekmiş ve Hyunjin'in boynuna daha da sıkı sarılmıştı ayrılmak istemediğini belirtircesine.
"Tamam, böyle kalalım"
Hyunjin konuşmuş ve saçlarını okşayarak öpücüklerini kondurmuştu Felix'in mis kokulu saçlarının arasına.
"Minho, inmemize yardımcı ol"
Minho arabadan inerek arka koltukların kapısını açmıştı kucağında Felix'le Hyunjin'in inebilmesi için. Hyunjin bebeğini bir yerlere çarptırmadan inmişti yavaşça.
Evin kapısını açmış ve geçmesi için yol vermişti Hyunjin'e. Hyunjin hemen odalarının yolunu tutmuştu. Kucağında bebeğiyle beraber uzanmıştı yatağa sırt üstü.
"Bebeğim, karnın gurulduyor. Yemek yemelisin"
Felix yine konuşmadan başını sallamıştı sadece reddedercesine. Hemen sonrasında Minho da odalarına girmiş ve yanlarına uzanarak sarılmıştı ikiliye.
"Bebeğim, duş aldıralım mı sana?"
Konuşabildiği en yumuşak tonuyla konuşmuştu. Onu bu hale getiren herkesi silmek istiyordu yeryüzünden.
Felix yine sadece başını iki yana sallayarak reddedip boğuk sesiyle konuşmuştu.
"Sadece size sarılmak istiyorum"
Bebeklerini ortalarına alarak iki yanından sarılmışlardı.
Yavaşça saçlarını okşayarak uyumasında yardımcı olmuşlardı. Felix'in nefeslerinin düzene girmesiyle biraz daha beklemişlerdi öyle iyice uykuya dalması için.
"Hyunjin, sen bebeğimizle kal. Uyanınca ikimizi de göremezse korkabilir. Ben önce hastaneye sonra karakola uğrayarak işlemleri halledeceğim. Yang şu anda hastanede olmalı"
Minho'nun fısıltıyla konuşmasına karşılık başıyla onaylamıştı Hyunjin.
"Tamam, her şeyi haber et ama. Ben bebeğimizin yanındayım"
Minho, yerinden yavaşça doğrularak önce bebeğinin saçları arasına uzun bir öpücük kondurmuştu kokusunu içine çekerken. Sonra da eğilmiş Hyunjin'i önce alnından sonra dudaklarından öpmüştü.
"Bir şey olursa ara hemen"
"Tamam hayatım. Uyanınca da haber ederim"
Minho da başını sallamış ve ses çıkarmamaya çalışarak çıkmıştı odadan. Araba anahtarını alarak yola koyulmuştu.
~
"Yang Jeongin"
"325 numaralı odada efendim"
Başını sallamış ve asansöre ilerlemişti. Odanın önüne geldiğinde kapıda 2 polisin beklediğini görmüştü. Polisler Miinho'yu görür görmez kapının önünden çekilerek yol vermişlerdi.
"Gelmişsin, biliyordum geleceğini"
Jeongin'in kapıdan giren Minho'yu görür görmez gözleri parlamıştı.
Minho hiç konuşmadan Jeongin'in baş ucuna yaklaşmış ve saçlarını okşamıştı. Bununla Jeongin'in gözleri kapanmıştı titrekçe.
"Ah Jeongin... seni yıllar önce uyarmıştım karşıma çıkmaman konusunda"