Hyunjin ve Felix eve geldikten sonra aldığı eşyaları dolaba yerleştirmişlerdi. Felix hala misafir odasındaki dolabı kullanıyordu ve bundan hiç şikayetçi değildi. Minho ve Hyunjin ona o kadar çok şey almışlardı ki yakında dolabı da değiştirmeleri gerekebilirdi.
Eşyaları yerleştirme işi bittikten sonra aşağı mutfağa inmiş ve Minho için akşam yemeği hazırlamaya başlamışlardı.
~
Minho bugün stüdyoda oldukça yorulmuş ve bir an önce eve gidip bebeklerine kavuşmak istiyordu. Yıl sonu gösterisi için diğer profesyonel dansçılarla beraber bir kareografi hazırlıyorlardı ve kareografi oldukça zor hareketler içeriyordu.
Duşlarda bi duş almış ve stüdyoda her şeyin sorunsuz olduğundan emin olduktan sonra arabasına binerek evin yolunu tutmuştu.
Eve geldiğinde iki bebeği de onu karşılamış ve sarılıp öpmüşlerdi. Birlikte yemek masasına oturmuşlar yemeklerini yemeye başlamışlardı.
"Felix, pazartesi gidip kaydını yaptırabiliriz okula. Her şeyi hallettim ben"
"Gerçekten mi? Devam edebilir miyim kaldığım yerden?"
"Tabiiki de, sen iste halledemeyeceğimiz şey yok"
Minho iki bebeğinin de elini tutmuş ve gülümsemişti onlara.
"Aslında bizim de sana bir sürprizimiz vardı, değil mi Felix"
Hyunjin Felix'e bakmış ve sırıtarak göz kırpmıştı. Felix bununla kulaklarına kadar kızardığını ve yandığını hissetmişti.
"Hadi yukarı çık, geliyoruz birazdan"
Felix bir şey diyememiş ve koşar adımlarla çıkmıştı yukarıya. Oldukça utanmıştı.
Hyunjin, Felix yukarı çıkana kadar arkasından kıkırdamış ve sonra yüzünü ciddileştirerek Minho'ya dönmüş ve kısık sesle konuşmuştu.
"Minho, bugün Felix'le sahilde yürürken Cube ajansından bi gazeteciye denk geldik. Bana seninle ayrılıp ayrılmadığımı ve Felix'in yeni sevgilim mi olduğunu sordu. Hiçbir şeyi öğrenemezler değil mi? Almazlar Felix'i bizden"
Hyunjin, neredeyse ağlayacak bi şekilde konuşmuştu. Minho hemen onu kolları arasına alıp sırtını sıvazlamıştı.
"Hayatım benim, merak etme sen. Abisinin ölümü hakkında bir şeyler bilen herkesi temizledim. Hiçbir imkanı yok bunun ortaya çıkmasında"
Hyunjin bununla derin bir nefes vermiş ve başını Minho'nun göğsüne sürtmüştü. Ne kadar herkesi bitirebilecek olsa bile çok korkmuştu Felix'in onlardan gitmesinden.
"Felix hazırlanmış olmalı, çıkalım hadi"
Bi müddet daha o şekilde oturduktan sonra Minho'nun elinden tutarak kaldırmıştı onu.
Felix, yukarıya gelince kıyafetlerini çıkartıp beyaz elbisesini geçirmişti üstüne. Kalbi patlayacak gibi atıyordu. Oldukça heyecanlanmıştı. Elbisesini giydikten sonra aynadan kendini süzmüştü. Bu elbise şu ana kadar giydiği en güzel ve kendisine en çok yakıştırdığı elbiseydi. Önceden olsa asla böyle şeyler alamazdı. Hem parası hem de cesareti yetmezdi. Ancak şimdi iki tane hem çok zengin hem de kendisini her koşulda destekleyen sevgilisi vardı.
Dağılmış saçlarını da tarakla tarayıp şekil vermiş ve çilekli lipbalmını sürmüştü. Ardından Hyunjin ve Minho ile beraber uyuduğu odaya geçmiş kendisini yüzüstü yatağa atarak yukarıya gelmelerini beklemişti.
Hyunjin Minho'nun elinden tutarak onu yukarı sürüklemiş ve kapının önüne gelince sırıtmasını tutamamıştı. Gerçekten Minho'nun tepkisini çok merak ediyordu.