BÖLÜM 18

3.1K 245 139
                                    

Ertesi gün Hyunjin sabah ışıklarıyla uyandığında Felix'i aralarında görememişti. İçini endişe kaplarken Minho'yu uyandırmamaya çalışarak sessizce kalkmaya çalışmıştı ancak başarılı olamamıştı.

"Nereye?"

"Felix yok, ona bakacağım"

"Ne demek yok?!"

"Bilmiyorum Minho, uyandığımda yoktu."

Minho'nun başka bir şey demesine izin vermeden aceleyle çıkmıştı odadan.

"Felix?"

Misafir odasının banyosundan gelen su sesiyle oraya yöneltmişti adımlarını hızla. Kalbi korkudan ağzında atıyordu sanki.

Banyoya girdiği gibi içeride olan yoğun buhardan dolayı bir müddet görüşünü yitirmiş gibi hissetmişti.

"Felix, napıyorsun?!"

Kendini duşakabine atarak Felix'i kaynar suyun altından çekmişti. Teni, sıcak suyun ve keselenmenin etkisiyle kıpkırmızı olmuştu.

"B-bırak beni Hyunjin. Kirliyim, temizlenmem lazım"

Banyonun kapısını açık bıraktığından dolayı buharın biraz da olsa dağılmasıyla Felix'in teni gözler önüne serilmişti çürükleri ve morluklarıyla beraber.

"Bebeğim, bunlar ne? Ne yaptı sana?"

Hyunjin gözyaşlarını tutamayarak Felix'i kendine çekmiş ve sarılmıştı hızla. Onu rahatlatmak isterken kendisi boğuluyordu sanki boğazındaki düğümde. Onun kıyamadığı teninde başkasının bıraktığı çürükleri görmek dünyayı yakmak istemesine yetmişti.

"H-hyunjin, bana dokunmaya çalıştı. Ama yemin ederim ileri gidemedi. Sizden başka kimse dokunmadı bana. Ben kirli miyim? B-benden iğrenecek misiniz?"

Felix'in başını kaldırıp hıçkırıkları arasında gözlerindeki yaşlarla konuşmasıyla o an ilk defa ölmeyi dilemişti Hyunjin. Bu anı yaşamak, Felix'in bu acıları yaşaması yerine ölmeyi yeğlerdi.

Felix'i başının iki yanından tutarak öpmüştü ıslak saçlarından, şakaklarından, burnundan, gözlerinden, çillerinden, yüzünün her bir noktasından onun kirli olmadığını, ondan asla iğrenmeyeceklerini kanıtlamak istercesine. Tekrar gözyaşları arasında gözlerinin içine bakarak konuşmuştu Felix'in iyice anlaması için.

"Sen, bu dünyada görüp görebileceğim en masum şeysin. Dizlerin çamura batmaz ki senin, ellerin kirlenmez. Sen her zaman beyaz kalacaksın"

İkilinin hıçkırıklarıyla konuşmasını kapı önünden dinlerken bacaklarının tutmadığını hissetmişti Minho. Nasıl izin verebilmişti ikisinin de böylesine acı çekmesine? O an kararını vermişti Minho. İkisinin de acı çekmesine neden olan o kişiyi yok edecekti. Her şeye rağmen.

Sessizce hala sarılmakta olan ikilinin yanına girip suyu hafif soğuğa çevirerek Felix'in üzerine tutmuştu yanan teninin rahatlaması için.

Üçü de hiç konuşmazken banyoda sadece su ve burun çekme sesi yankılanıyordu. Minho Felix'in vücuduna suyu tutarken Hyunjin ise Felix'in rahatlaması için saçlarını okşayarak sarılmaya devam ediyordu.

Yıkama işi bittiğinde Minho suyu kapatmış ve havluyu almıştı askıdan. Felix'i Hyunjin'den ayırarak havluyla sarmış ve ıslak üzerini umursamadan kucağına alarak odalarına götürmüştü. Felix'i yatağın üzerine oturttuktan sonra önce kendi ıslak kıyafetlerinden kurtularak üzerine kurularını geçirmiş sonrasında Felix için kuru kıyafetler çıkartarak yatağa adımlamıştı. O sırada odaya giren Hyunjin de hiç ses çıkarmadan ıslak kıyafetlerini çıkarmaya başlamıştı. Odada kimseden çıt çıkmıyordu.

BABYDOLL | HyunHoLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin