10 • 𝐀 𝐅𝐚𝐦𝐢𝐥𝐲, 𝐀𝐠𝐚𝐢𝐧

928 90 33
                                    

New Jersey, 2015

Kucağındaki kızı sarsmamaya dikkat ederek koşuyordu. O kurşundan kurtulmaları lazımdı ve bunu yapabileceği en iyi ortamı bulmak için çabalıyordu. Güçleri olmasa, kan kaybından dolayı bilincini çoktan kaybetmesi gerekirdi.

"Adım," dedi kısık sesiyle. "Stella."

Adam, kızın kısık ve hâlâ bilinçli sesine gülümsemek istedi. Ancak kan içindeki kolunu görünce bu isteğini saniyesinde buharlaştırdı. Onu kendine çekerek bulduğu yıkıntı bir apartmanın merdivenlerini çıkmaya başladı. "Yıldız... Güzelmiş."

"Parlamam gerekirdi, değil mi?"

"Hayır," Kapıya tekme atarak kilidi kırdı ve boş olduğunu bildiği bir odaya ilerledi. Etraftaki kasaları ve rutubeti görmezden gelerek kızı yavaşça yere yatırdı. Kolunun acısıyla kısıkça inledi. "Yıldızlar da elbet yorulur."

"Bu drama." Dedi kıkırdayarak. Terden alnına yapışmış saçlarını ittirmek istese de o kadar gücü yoktu. Bucky anlamış gibi istediğini yaptı. Cebindeki çakmağı ve bacağına takılı bıçağı çıkardı. Uyuşturabileceği hiçbir şey yoktu. Sarışın kız, yarım kapalı gözlerinin arasından ona baktı. "Sorun değil, Bucky."

Dudaklarını ıslattı. "Bu acıtacak, hem de çok." Dedi kendi canı acımış gibi. Kızın ceketini çıkardı ve katlayarak dişlerini kırmaması için ağzına uzattı. Kızın biraz daha sakinleşmesi için alnından nazikçe öptü. Stella derin bir nefes aldı. "Biliyorum. Sadece... Hızlı ol."

Çakmakla bıçağı ısıtarak steril etti. Yavaşça kurşuna yaklaştı. "Söz veriyorum."

Ve bina acı dolu çığlıklarla inledi.

❄️

"Bu gemi bizi nereye götürecek?" Dedi Stella. Kurşun bedeninden ayrıldığından beri üzerinde belli bir yorgunluk vardı ve düşünmekte biraz güçlük çekiyordu.

Başındaki şapkayı eğdi. "İspanya. Oradan sonrası doğaçlama olacak."

"Ya yakalanırsak?"

"Pierce öldü." Kasaları sessiz olmaya dikkat ederek ittirdi. "Bu bir süre onları durdurur. O zamana kadar buradan gitmiş oluruz."

"Caddedeki o adam," dedi gözleri dalarak. Bir şeyler kafasında canlanmıştı ancak bunu düşünecek kadar zamanı da yoktu. "Onu tanıyordum. Bana o isimle hitap etti."

"Sonra?"

"Aptalca bir cevap verdim." Dedi. Bucky, ciddi olup olmadığına bakmak için ona döndü. Stella bıkkınca nefes alarak kendini boşluğa bıraktı. Kolundaki yara iyileşiyordu ama oldukça sancılıydı bu yüzden hareketlerine dikkat etmeye çalışıyordu. Sırtını sakince kasaya yasladı. "Sadece uyumak istiyorum."

"Sıska bir çocuk hatırladım." Dedi Bucky yanına oturarak. Sırtını kasaya yasladı, bir bacağını kendine çekti ve diğerini de ileriye uzattı. "Garipti. Adı Star-Ster-"

"Steve. Sarışın sıska çocuk." Diyerek onu tamamladı. Birbirlerine baktılar. "Bunu bilmem tuhaf."

"Kaç yaşında olduğumu bilmiyorum. Ama o anıda ikimiz de gençtik. Ve sarışın küçük bir kız vardı."

"Ben miydim?" Dedi inanamayarak. Bucky başını sallayarak sorusunu yavaşça onayladı. "Emin değilim ama aklıma başkası gelmiyor."

"Kızın mıyım yani?" Diyerek güldü. Adam da ona eşlik etti. "Fark eder mi?" Dedi Bucky.

Derin bir nefes alarak önlerine döndüler. Hatırlamıyorlardı. Hiçbir şey. Kafalarında sadece boşluk vardı ve bu onları korkutuyordu. Birbirlerini tanıdıklarını biliyorlardı ama hayatlarındaki yerleri belirsizdi.

Bahar Askeri GerçekliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin