43 • 𝐒𝐭𝐚𝐲 𝐖𝐢𝐭𝐡 𝐌𝐞

125 14 1
                                    

Wakanda, 2018

Sonsuzluk eldiveni, Thanos'un elinden ayrıldığından beri kaçırılıyordu. Peter bu işte oldukça iyi olsa da taşları eldivenden ayırmaları ve yerlerine göndermeleri de gerekiyordu. Ölümsüzler'in planı bu yöndeydi. Aralarında, sonsuzluk taşlarından birini kontrol edebilecek tek kişi Sara'ydı. Ruh taşını ait olduğu yere gönderebilirdi. Ancak hiçbiri eldivene o kadar yaklaşamadı.

Kendisine doğru yaklaşan psişik varlığı gördüğünde dudağının kenarıyla sırıttı. Kimin kazanacağını öğrenmek için gerçekten de sabırsızlanıyordu. "Potansiyelin var ama zayıfsın." Dedi adam alayla. "Tıpkı diğer kardeşlerin gibi."

"Seni yok edeceğim." Dedi Stella keyifle gülümseyerek.

Natasha, kendisine doğru gelen her yaratığı öldürürken bu anın ne kadar da tanıdık olduğunu sorguluyordu. Aynı böyle bir savaşta ölmüştü. Onlar için savaşırken asla tereddüt etmemişti çünkü hiçbir kaderde ölümünden kaçamamıştı. Ancak aklının ücra köşesinde bir düşünce daha vardı. Kendisinin o savaşta kurtulduğu bir kader hiç mi olamazdı? Oğlunu otuz yıl sonra görebilmek canını bu kadar acıtırken bunu düşünmeden de edemiyordu.

Ancak artık bu tür şeylerin önemi kalmamıştı. Otuz yılı kaybetmişti. Ve otuz yılın ardından yeniden savaşıyordu.

Üzerine doğru atılan kadınla geriye savruldular ve tepeden aşağıya yuvarlandılar. Tanıdık gelen uzaylıyla, bunun kader olup olmadığını kısa bir an sorguladı. "Seni öldüreceğim."

"Bunu söyleyen çok oldu biliyor musun?" dedi Natasha alayla. "Ama ölmüyorum." Dövüşleri tüm şiddetiyle başladığında iki kadın da birbirlerinden yenilmezlerdi.

Peter, ilerlerken gördüğü bu savaşla müdahale etmek istedi. Sara'nın anlattıkları doğruysa bu kadın bir savaşta ölmüştü ve tekrarı olursa, James tamamen dağılabilirdi. Elindeki eldiveni daha sıkı tuttu ve yerdeki yarığın içine atladı. Elindeki bıçağı kızıl kadına saplayacağı an kafasına aldığı darbeyle çok ileriye savruldu. Nefes nefese olan Natasha, sonsuzluk eldivenini beyzbol sopası gibi kullanmış çocuğa güldü.

"Sayı aldım ama değil mi?" dedi Peter gülerek. Elini uzatarak kadının kalmasını sağladı.

"Maç sayısıydı çocuk." Dedi Natasha omzunu sıkarak.

❄️

Kafasını hedef al.

Stella'nın aklında dolanan en güçlü düşünce buydu. Birçok evrende Sonsuzluk Savaşı'nın kaybedilme nedeni, eldivenin gücünün Thor tarafından engellenmemiş olmasıydı. Ancak Titan'da yenilme nedeni Quill'in öfkesiydi. Bu, orijinal evrende devam etmiş bir senaryo olsa da burada da durumlar farklı devam etmedi.

Eğer Gamora, Thanos etkisiz hale getirildiğinde öfkesine ve intikam duygusuna yenilmeseydi, daha güçlü bir şansları olabilirdi. Thor'un bu evrende de öfkesine yenilmesine izin veremezlerdi. Bu kadar yol kat etmişken yenilmeye hiç de niyetleri yoktu.

"Bir planım var." Dedi James, Sara'ya doğru. Sara, kendisine doğru gelen yaratıkları doğrarken, onu dinlediğine dair başıyla onayladı. "Bu evrendeki Thor'un ne yapacağını çok iyi biliyoruz. Thanos'un kafasını hedef alacak biri lazım."

"Stella yapmayacak mı?"

"Bu kadar öfkeliyken pek kendinde olduğunu söylemeyeceğim." Dedi James. İkisi de saniyelik Stella'ya baktığında haklı olduğunu fark ettiler. Karşısındaki psişik varlığı neredeyse yok etmek üzere olduğu kesindi. Birbirlerine baktılar. "Ruh taşını gönderebilir misin?"

"Eldivene yaklaşmam lazım. Etraftaki ruhlar o kadar dikkatimi dağıtıyor ki taşı hissedemiyorum. Hem diğer taşlar ne olacak?"

"Onları dert etme." Dedi James gülümseyerek. "Thanos o kadar yaşamayacak."

James Rogers, derin bir nefes alarak geçidi açacağı noktayı bulmaya çalıştı. Mia belki de bunu yaptığı için ona iyi bir azar çekecekti ancak umurunda değildi. Babasını öldüren kişinin Thanos olduğunu ve Thanos'u da Scarlet Witch'in öldürdüğünü herkes biliyordu. O dünyadaki hiç kimse bu yüzden intikam alamamışken, onların bu iş için en uygun olduğundan emindi. Tüm bunlara rağmen, içlerinde, mantığa en yakın olanı seçmek zorundaydı. Diğerlerinin Thanos'un ölümünden sonra gelmesi en uygunuydu.

"Umarım güvenim boşa çıkmaz," diye mırıldandı. Geçit gökyüzünde açıldığında, savaşın tam ortasına Bifrost açılmış oldu. Thor'un burada olduğunu bilenler, kimin geldiğini anlayamadılar. Stormbreaker, tüm alanı dolaştı ve en sonunda sahibinin ellerine döndü. Altın saçlarını sıkıca bağlamış olan tanrıça gözlerini etrafta gezdirdi. Dişlerini sıkarak öfkesini kontrol altına almaya çalıştı.

Kafasına hedef al.

James Rogers'ın sesi kafasında yankı yaptığında dudaklarının kenarında tehlikeli bir sırıtış oldu. Ancak içindeki öfke patlamaya hazırken gülümsemek bile doğru gelmiyordu. Deli titanın nerede olduğunu çok iyi biliyordu.

Gök gürledi, bulutlar toplandı ve şimşekler çakmaya başladı. Torunn, tüm öfkesiyle amcasının katiline doğru koşmaya başladı. Havaya zıpladı ve Stormbreaker'ı ona attı. Ancak Thanos buna hazırlıklıydı. Boğazından yakaladığı çocuğun elinden eldiveni aldı ve taşların gücünü kullanarak baltayı durdurmaya çalıştı. Baltanın yönünü değiştirmeyi başararak çocukla beraber kenara kaçtı.

Sara, gördüğü kişiyle olduğu yerde kalakaldı.

"Peter!"

Çığlığı tüm alanı doldurduğunda, Stella uğraştığı işi bırakarak onlara doğru koştu. Tony ise daha çok dehşete düşmüştü. Böyle bir hamleyi tahmin edememişti.

"Kafama hedef almalıydın," dedi Thanos kadına karşı.

Torunn ona yalnızca gülümsedi. "Ben Thor değilim." Dedi. "Öfkeme yenilip de mantığımı kenara itmem."

Stormbreaker, saplandığı yerden ayrıldı ve Thanos'a arkadan saldırdı. Saliseler içinde gerçekleşen olayla Thanos'un başı yerinden ayrıldı. Onun neden baltayı durdurmadığını ise, taşların eldivende olmadığını gördüklerinde fark ettiler. Peter, kucağındaki taşları sıkıca tutuyor ve dişlerini sıkıyordu.

Sara hızlıca yanına havalandı. Onun yere düşmüş bedenini kendine çekti ve Thanos'un ölü bedenini ormanda bir yerlere savurdu. Zırhın maskesi açıldığında görebildiği kahverengi gözlerle gülümsemek istedi. Ancak karnındaki derin yarığı fark etmesi çok da geç olmadı. "İyi olacaksın, sorun yok, iyi olacaksın." Diye fısıldadı panikle.

"Sorun yok," dedi Peter gülerek. "Maç sayısını aldık."

Sonsuzluk taşlarını onun ellerinden alarak kenara koydu. Ruh taşını ise saniyesinde ait olduğu yere gönderdi. Elini yarayı iyileştirmek için onda tutsa da büyüsü bunun için yeterli yetenekte değildi. "Stella!"

"Buradayım," dedi ona doğru. James'e başıyla işaret verdiğinde, James, onu Peter'da uzaklaştırmaya başladı. Peter kadına bakıp hüzünle gülümsedi. "Pek de iyi bir ilk tanışma olmadı Bayan Campbell."

Stella, gücüyle onu iyileştirirken güldü. "Stella de bana, Peter. Merak etme ayrıca, tanışmak için uzun bir ömrün olacak."

Peter mırıltılarla onu onayladı ancak bastıran uykusuna karşı koyamıyordu da. "Peter, benimle kal. Sara için uyanık olman lazım." Gücünü daha fazla kullanmaya başladı. Yara oldukça hızlı bir şekilde iyileşiyordu. "İyileşiyorsun ama yine de gözlerini açık tut."

Peter, zorlayarak kendini uyanık tutmayı başardı. Ve Stella da yarayı onarabildi. İkisi de nefes nefese uzandılar bulundukları yere. "Bu arada, ben Peter Parker. Gerçi sen bunu biliyorsun."

Stella gülerek onu başıyla onayladı. "Merhaba, Peter Parker." Dedi. "Ama burada yatmak yerine sevgilinle ilgilenmek daha iyi olabilir."

Peter, Sara'nın gazabını hatırladığında korkuyla inleyerek olduğu yere başını gömdü. "Tanrı yardımcım olsun."

"Sana yeterince yardım ettim," dedi Torunn alayla. Baltasını, Thanos'un kanından temizlemeye çalışıyordu. Yüzünü buruşturdu. "Bir canlının kanı bile mi şerefsiz olur ya?"

Bahar Askeri GerçekliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin