24 • 𝐁𝐫𝐨𝐭𝐡𝐞𝐫, 𝐒𝐢𝐬𝐭𝐞𝐫 𝐚𝐧𝐝 𝐅𝐚𝐦𝐢𝐥𝐲

235 23 11
                                    

Avengers Base, 2017

Stella Campbell'in Matthew Murdock'a kalbinde veda edişinin üzerinden yirmi dokuz gün geçmişti, bugün otuzuncu gün idi. Aşk despresyonuna girmiş herkesin yaptığı her şeyi yapması için yeterli bir zaman dilimiydi. Bolca çikolata, en dramatik filmler, Titanik izlemek ve ağlamak bunların başını çekiyordu. Titanik'i niye izlediğini bile bilmiyordu gerçi.

Bucky Barnes ve Steve Rogers ise, bir aydır yaptıkları kapı tıklatma huylarının aksine bahçeye çıktılar. Akıllarına gelmiş olan bu planı istemeseler bile uygulayacaklardı. Bu yüzden sabahtan beri asla gülmemiş ve çocuklardan farksız bir şekilde, kolları göğüslerinde bağlı olarak oturmuşlardı. Ekibin yaptığı tek şey ise gülmekti. Pietro, Sam ve Clint dışında çünkü onlar, her saniyeyi kayıt etmekle meşguldü.

"Bunu yapacağımıza inanamıyorum." Dedi Bucky huysuzca.

"Ben de ama yapacağız. Hem eminim ki, çok mutlu da olur." Dedi Steve ancak bir yandan da kendini inandırmaya çalıştığının ikisi de farkındaydı.

"Tek yapmanız gereken, Stella'nın sana ihtiyacı var, demekti." Dedi karşılarında beliren Loki. Onlara göz devirdi ve içeri ilerlemeye başladı. "Kardeşim ya hani?"

"Heimdall bizi görüyordu, değil mi?" Dedi Bucky mutsuzca koltuğuna ilerlerken. Steve de onu onayladı ve yandaki koltuğa aynı ifadeyle oturdu. Fesatlık Tanrısı onlara tekrardan göz devirdi. "Onu dışarı çıkaracağım. Siz de, sadece bu günlük, kendinizi onun yerine koyacaksınız. Onu böyle davranarak da ne kadar yorduğunuzu biliyor musunuz acaba? Midgardlılar ne kadar da aptal."

"Bize aptal demeyi kes. Empatiyi nasıl yapacağız onu söyle." Dedi metal kollu adam sinirle.

"Uzay-zaman göstericiyi ve teleport cihazını getiririm."

"Bizden neden bunu istiyorsun?" Dedi Steve Rogers. Ciddi yüzü aslında bütün soruları haykırsa da o, sadece bir soru sormuştu.

"Ona sarılırken, her şeyi hissedin istediğim için. Bu konuşmayı yapmak istemesem de zorundayım. Stella küçükken de aynı konuşmayı ona yaptım." Derin bir nefes aldı. "Ragnarok geliyor. Orada olmasa bile, sonradan öleceğim. Aralarında kısa zamanlar olacak. Hayatının önemli kısımlarını kaçırdınız. Ama artık böyle bir şansınız olamaz. Tüm kalbinizle yanında olmalısınız."

İkisi de, duydukları ile ne konuşacaklarını bilemediler. Fesatlık Tanrısı karşılarında böyle bir konuşma yaparken dillerinin tutulması normaldi. Özellikle, kendi ölümü ve sonrası hakkında bahsetmesi, daha önce edindikleri tahminleri doğruluyordu. Stella Campbell, daha altı yaşındayken, Loki'nin ölümünü görmüştü. Tüm tanrıların yıkılışını ve sonrasını...

"Varoluştaki en kötü kişi de olsan Loki," dedi Steve Rogers. "Sen iyi bir abisin."

"En iyi kardeş olmadığım kesin ancak en kötü olmak da bana yakışmazdı."

❄️

Steve Rogers ve Bucky Barnes, sarışın kadının gidişinden beri onun odasında oturuyor ve gelecek bir çağrı bekliyordu. Bunun ne kadar mantıklı olduğunu bilmiyorlardı ancak yine de o an, mantıklı görünmüştü.

İletişim cihazı bir arama geldiğini belli ettiğinde birbirlerine baktılar. Cesaretli davranan metal kollu adam oldu.

"En iyi erkek kardeşlerinden biri olduğum için yarın seni ziyarete gelmeye karar verdim!" Dedi James Rogers coşkulu bir şekilde. Ancak ekranda gördüğü iki adam ile coşkusu biraz söndü. "Merhaba, efendim. Stella orada mı?"

Bahar Askeri GerçekliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin