Islak kedi

142 18 2
                                    

Eve vardıklarında Hyunjin ceketini çıkarıp gelişi güzel fırlatmıştı. Havanın sıcak olması yüzünden terlemiş alnından boncuk boncuk damlalar akıyordu. Gördüğü manzara karşısında Felix istemsizce dudağını dişledi.

- Bir daha bana haber vermeden nefes bile almayacaksın çok ciddiyim Felix! Yoksa bozuşuruz.

Başını önüne eğdi

- Özür dilerim. Gerçekten böyle olsun istemedim. Sadece seni mutlu etmek istemiştim.

Hyunjin Felix'in önünde birleştirdiği elinden tutup kendine çekti.

- Sen yanımdaysan zaten mutluyum başka birşeye gerek yok.

Felix sevgilisinin dudaklarına uzandıp öptü ancak hiç bir karşılık alamadı.

- Bu yaptığının bir cezası olmalı ama değilmi Lix. Sana karşılık vermeyeceğim. Şimdi diğer odaya gidip üzerini değiş cezan bitene kadar orada yatacaksın.

- Amaaa

- Aması yok sözümden çıkmayacaksın!

- Tamam başka birşey olsun cezam.

- Hayır.

-Lütfeeen lütfen lütfen lütfeeen.

- Hayır Lix ısrar etme yoksa cezanı uzatırım.


- Of yaaa!

Felix Hyunjin'in sözüne uyup o gece orada yattı. Boş yatak eski günlerini hatırlatmıştı. Hwang Hyunjin'e platonik olduğu zamanları...


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah erkenden kalkıp güzel bir kahvaltı hazırlamış ardındanda Hyunjin'i uyandırmak için odasına çıkmıştı. Kapıyı itip usulca içeri girdi. Yatağı sarsmadan yanına uzanıp uyuyan prensi inceledi. Duygularını bastıramıyordu. Nasıl bir adamdı bu kalbini yakıp kavuruyordu? Dolgun dudaklarına minik bir öpücük bırakıo geri çekildi. Elleriyle kızıl saçları hafifçe tarayıp okşadı. Tekrardan dudaklarına eğilmiştiki Hyunjin gözlerini açmadan onu tekrardan yanına yatırmıştı.

- Sana ne söylemiştim Felix. Cezalısın.

- Sana çok güzel bir kahvaltı hazırladım Hyunniemm hadi kalk.

Gözlerini araladı.

- Kime söylüyorum ben?

- Onudamı yapmayayım?

- Hayır ondan bahsetmediğimi biliyorsun. Bana dokunmayacaksın.

- Bana ne ya sevgilim değilmisin.

Hyunjine inat öpmüştü.

- Hem yaramaz hemde arsızsın.

- Sanada böylesi denk gelmiş şansına küs.

- Düşündümde bir süre konuşmayacağımda.

- Ya tamam lütfen hayır. Dokunmiycam söz.

- Güzel. Hadi gel artık birşeyler yiyeli.

- Çok güzel oldular. Bakalım beğenecekmisin.

- Bakalım.

Hyunjin'in soğuk tavrı yüreğini burkuyordu. Evet bir hata yapmıştı ama böyle olacağını bilemezdiki.
Kahvaltıdan sonra masayı toplayıp bahçeye çıktı. Havuzun kenarında oturmuş ayaklarını çırptıkça dalgalanan suyu izliyordu. Dolan gözleri görüşünü bulandırdığı için göz yaşlarını serbest bırakmaktan başka çaresi yoktu. Yanağından süzülen yaş havuzun suyuna karışıp kayboldu.

- Off yaa!

Sessiz titrek ve tiz çıkmıştı.

- Lix?

Hyunjin'in geldiğini fark etmeyen Felix korkuyla sıçrayıp hızla gözlerini sildi.

- Efendim.

- Sen ağlıyormusun.

- Hayır ağlamıyorum niye ağlayayımki?

Çatallayan sesini düzeltemiyordu.

- Şşş tamam gel buraya.

Kollarını iki yana açmış sarılmasını bekleyen Hyunjin'e aldırmadan tekrar suyu izlemeye devam etti. Kolundan çekildiğinde kurtulmak için kendini sertçe geri çekince dengesini kaybedip suya düştü. Havuz neredeyse iki buçuk metre vardı ve bu yükseklik yüzme bilmeyen birisi için oldukça fazlaydı.

- Ahh Lix çok sakarsın. Çık hadi.

- Yüzme bilmiyorumkii!

- NE!

Hyunjin suya atlayıp Felixi su yüzüne çıkardı.

- Özür dilerim bebeğim. Senin bir suçun yoktu.

- Hayır gitmemeliydim.

- Evet ama bilemezdin bunu Lix. Bilemezdik.

Alınlarını birbirlerine yaslamışlardı. Aralarında ufacık bir mesafe vardı sadece. Hyunjin Felix'in çenesinden nazikçe kavrayıp aradaki mesafeyi kapadı. Dudaklarının birleştiği büyülü anı bozan oksijen ihtiyacı yüzünden ayrıldılar. Hyunjin tekrar öpecekken Felix izin vermedi.

- Önce burdan çıkalım.

Hyunjin onu kucağında havuzdan çıkarıp odalarına götürmüş dolaptan kıyafet vermişti.

- Şu haline bak ıslak kediye benziyorsun.

Felix kıkırdadı ama uzun sürmedi. Tshirtünü çıkarıp kenara fırlatmış dolabında kıyafet arayan sevgilisini izliyordu. Kolundan tutup nazikçe yatağa çekti.

- Tshirt'e ihtiyacın olmayacak Hyunniem.

FATAL LOVE ~ HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin