FATAL LOVE ~ HYUNLİX

Sarhoş

Hyunjin kucağında bilinci kâh gidip kâh gelen Felix'i taşıyarak lavabodan çıktı. Etrafta panikle Felix'i arayan Diva korkuyla yanına geldi.

- Hwang Hyuunjin senmiisin?

Kafasıyla onayladı.

- Onu beniim iiçin eve bıraakabilirmiisin?

- Senide bırakayım mı?

- Kendi eviime döneceeğim.

Hyunjin onaylarca başını sallayıp bardan çıktı. Kucağında belli belirsiz şarkı söyleyen Felix sertleşip belirginleşen kol kasında ellerini gezdirip birşeyler mırıldandı.

- You're oh so charmin ( çok çekicisin)

- Kes şunu Lix

- But i cant do it  (ama  yapamam)

Felix'in sözlerine aldırmayıp önlerine çıkan ilk taxiye bindiler.

- Nereye?

Hyunjin adresi tarif edip kafasını cama vuran Felixin başını omzuna yaslamasını sağladı.

- Sana asla aşık olmayacağım Hyunnie aslaaa.

Eliyle Felix'in ağzını kapayıp şoförden özür dilemişti. Eve vardıklarında yatağına bıraktığı sarhoş beden sayıklamaya devam ediyordu. Üzerindeki rahatsız kıyafetleri değiştirip içinde şefkat tohumları filizlendirdiği çocuğun yanına uzandı.

- Hyunnieehh

Sarhoş halini izlemekten mütiş zevk alıyordu.

- Efendim bebeğim.

- Beni yakıyorsun.

- Sana rahat kıyafetler vereyim mi?

- Hayır. Dudaklarınn onları.. onları istiyorum.

Gülmeden edemiyordu. Sarhoşken bile mükemmel olmamalıydı. Gözüne düşen mor saçları kulağının arkasına itti.

- Onlar artık senin bebeğim.

Felix eliyle çenesini kavrayıp sertçe öpmüş. Soluk soluğa kaldıklarında dudaklarını hafifçe aralayıp tekrar öpmüştü. Durmak bilmeksizin devam ettirip yorulduğunda sırt üstü uzanıp nefeslenerek tavanı izliyordu.

- Benden ne zamandır hoşlanıyorsun Lix?

- İlk gördüğüm andan beri.

- Bana bu yüzden yardım ettin?

- Hı hım

- Sana bu haldeyken ne sorsam itiraf edeceksin değilmi?

Gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı.

- Bırak uyuyayım Hyunniee çok yorgunum.

- Tamam nasıl istersen.

Alnına ufak bir öpücük bırakıp minik bedeni iyice kendine çekti.

- İyi uykular.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Felixten

Gözlerini açtığında bu mekan kendisine oldukça yabancıydı. Neredeydi? Başı fena halde ağrıyordu. Toparlanıp güçlükle ayağa kalktığında yatağın üstündeki notu fark etti

" Dolapta senin için ufak bir hediye var"

Kafasını kağıttan kaldırıp. Beyaz büyük dolaba baktı. Oldukça modern bir havası vardı. Heycanlı adımlarla dolaba ilerleyip kapağını açtığında pembe kabarık omuzlara ve aynı şekilde kabarık bir eteği olan elbiseyle karşılaştığında heycanla gözleri parıldamıştı. Hyunjin'in içini ısıtan geniş gülümseyişiyle dikkatle elbiseyi askıdan alıp giydi. Yanında pembe deriden ucunda kalp şekli olan choker kolye ve kedi kulaklı taçta vardı. Heycanla giyinip dolaptaki boy aynasında kendini süzdü. Kendi kendi aeygo yaparken aklına gelen fikirle kıkırdadı