Yardım

237 26 15
                                    

- İçeri gelsene birşeyler içeriz?

- İşlerim var Felix belki başka zaman.

Hayal kırıklığıyla sokak lambasının ışığında parlayan pembe balmlı dudağını büzdü.

- Bana heykelinden bahsedersin? Sana yardım edeceğim Hyunjin

- Bunu yapmak zorunda değilsin.

- Arkadaşımın yardıma ihtiyacı varken sırt çeviremem.

Kenara kayıp Hyunjin'e geçmesi için yol açtı.

- Hadi.

- Ne kadar teşekkür etsem az.

- Hayır hayır buna gerek yok.

Boyasız ve sıvaları dökülen uzun koridor boyunca ilerleyip salona geçtiler. Felix hızlıca parçalanan saatin camlarını toplamaya başladı. Hyunjin'in gözleri duvarda tam ortasına törpü saplanmış saate kaydı.

- İyi dart oynuyorsun anlaşılan.

- A evet dart oynamaya bayılırım. Şey bunun için üzgünüm.

Hyunjin olumsuz anlamda başını salladı.

- Sorun değil.

Felix topladığı cam kırıklarıyla mutfağa yöneldi.

- Sana pasta getireceğim.

Buzdolabından üzerinde renkli kremalarla doodlelar çizilmiş çilekli pastayı çıkarıp dilimledi.
Dikkatlice tabağa yerleştirip çilek sosuyla tabağa kusursuz el yazısıyla "Bon Appetit" yazıp heycanla salona geri döndü.

- Bakalım beğenecekmisin.

- Her konuda nasıl bu kadar yetenekli olabiliyorsun.

Şirin gülümsemesi genişledi.

- Daha yemedin bile.

Hyunjin pastasının tadına bakarken Felix meyve suyuda getirmişti.

- Bu inanılmaz Felix. Hayatımda hiç bunun kadar güzel bi tatlı yememiştim.

Yanakları kızarmıştı başını öne eğip mor saçlarıyla gözlerini kapadı.

- Beğenmene sevindim  

Hyunniem..

Salona hakim olan derin sessizliği Felix bozdu.

- Bana heykelden bahsedecektin.

Hyunjin onaylarca başını salladı.

Cebinden telefonunu çıkarıp. Bir fotoğraf açtı.

- Ladon'un heykeli. Özgürlük dansçısı.

Felix anlamaz bakışlarla dinlemeye devam etti.

- Ladon heykellerini insan derisinden yapıyor ve nasıl başarıyorsa sattığı heykellerdeki deri asla canlılığını yitirmiyor. O heykel parasal olarak değerli olduğu kadar bu özelliğiyle büyük ilgi uyandırdı. Eğer sırrını çözebilirsek büyük işler başarabiliriz Felix eğer gerçekten başarırsan payına düşenden çok fazla miktarda para kazanabilirsi.

Felix Hyunjinden telefonu alıp heykeli iyice inceledi.

- Halledeceğim merak etme.

- Sağol. Artık gitmeliyim.

- Ah peki.

Hyunjine kapıya kadar eşlik edip yolcu etti. Pembe pileli eteğinin cebinden telefonunu çıkarıp rehbere girdi. Telefon saniyesinde açıldı.

- Lixiemm

- Soojin yardımına ihtiyacım var.

- Her zaman burdayım bebeğim.

Felix memnuniyetsizce gözlerini devirdi.

- Kes şunu bu önemli.

- Noldu?

- Bana Ladon'un özgürlük dansçısı heykeli lazım

- Ladonmu? Lixiem senin onunla ne işin var.

Omuz silkti.

- Halimizi görmüyormusun Soojin eğer kısa zamanda elimize para geçmezse mekanı kapatmam gerekecek artık gücüm kalmadı anlıyormusun YAPAMIYORUM YAPAMIYORUM!
Dudaklarından bir hıçkırık döküldü. YARDIM ET SOOJİN.

- Ahh peki Lixie lütfen ağlama dayanamam biliyorsun.

- Ağlatma beni Soojin.

- Ağlatmayacağım.

- Güzel. Üzgünüm kapatmalıyım çok yorgunum.

- Yanına geleyim mi?

- Hayır yanlız kalmak istiyorum.

- Peki. Güzelce dinlen Lixie.

Felix birşey söylemeden telefonu kapadı. Gözündeki yaşları silip gülmeye başladı.

Güzel oynadın Lixiee. Ahhh Hyunnieeeeemmmmmm bana neler yaptırıyorsun böyleeee.

Kendini salondaki halıya bırakıp. Bir kedi gibi kıvrıldı.

YAPAMIYORUM SENSİZ HWANG HYUNJİİİİİİNNNNNNNN.

Bu sefer gerçekten göz yaşlarına hakim olamadı ve dağılmaya başlayan şeftali pembesi farı tamamen yüzüne bulamış gözlerini yakıyordu. Hızla banyoya koşup gözlerini yıkadı. Kahkahalarına engel olamayıp duvarın dibine çöktü.

Kalbim kadar acımıyor biliyormusun Hyunniem.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah kırılacakmışcasına çalınan kapının gürültüsüyle yerinden sıçradı. Yastığının altındaki hançeri eteğinin altına sıkıştırıp kapıya ilerledi. Tedirgince mercekten baktığında Soojin'i görüp rahatladı. Kapıyı açtığın Soojin sevinçle içeri daldı.

- Bu velvele ne içindi Soojin.

Uykulu gözlerini siyah ojeli parmaklarıyla ovuşturdu.

- Heykeli buldum Lixieeeee

Elindeki poşeti Felix'e uzattı.

Hızlıca paketi açıp inceledi.

- Aman tanrım Soojin bu gerçektende o çok teşekkür ederimm.

- Lafı olmaz bebeğim ama her iyiliğin bir karşılığı vardır değilmi?

Felix hayretle kafasını heykelden kaldırıp Soojine baktı.

- Ne istiyorsun?

Soojin eliyle Felixin gözlerine dökülen mor saçları kulağının arkasına itip aralarındaki mesafeyi sıfıra indirdi.

- Bilirsin bebeğimm şu buzları eritsekmi artık? Söz veriyorum bu hepsinden farklı olacak.

Felix öfkeyle Soojin'i itti.

-SAPIK! BİZ AYRILDIK SOOJİN ARTIK SEVGİLİ DEĞİLİZ!

- Bunu düzeltmem için şans verebilirsin Lixiemm

- HAYIR!

Eteğinin arasından çıkardığı hançeri hızla gencin boğazına dayadı.

- Hey hey heeeey sakin ol bebeğim canını yakmak istemiyorum.

- Bende öyle

- Bana bırak kendini

- Siktir git burdan!

- Ağzına hiç yakışmıyor ama Lixieee

Soojin çevik bir hareketle durumu tersine çevirdi. Bıçağın sivri ucu Felix'in canını yakıyordu. Arkasına sakladığı elinde tuttuğu telefonla çaktırmadan Hyunjin'i aradı.

- Hadi bebeğimm lütfen yalvarıyorumm.

Felix ağlamaklı bir şekilde konuştu.

- BIRAK BENİ!

FATAL LOVE ~ HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin