~34~ Son araştırma

521 29 6
                                    


Hoseok'tan devam...

Yeni bir güne açmıştım gözümü. Fakat uyandığım yer pek bir garipti. O mis kokulu yatağımda olmam gerekirken, çalışma masasında kitapların ve çeşitli araştırmaların üzerine koymuşum kafamı.

Dün çözümlediğim bazı şeyler hala aklımdan gitmiyordu. Bazı soruların cevabını bende bilmiyordum. Yeni mesela, Yoongi hyung'un gücünden faydalanmak için onu ele geçirmeyi planlıyor olabilirlerdi ama bunu neden yapıyorlardı??

Yani elbet ki o çok güçlü olduğu için onu kullanacaklardı. Fakat bu hyung'umun hafızasını silmeden yapabilecekleri bir şey değildi. Çünkü onu yakalayıp yıllarca tutsak etseler de, onun gücünü kullanamazlardı. Yoongi hyung kendi bedenini böyle bir en'e son derece dayanabilmesi için acayip zorlamıştı. Güçlerini kendisi kontrol edebiliyordu artık ama bunu yapması onun yıllarını almıştı. Ee, ne demişler? Büyük güç büyük sorumluluk getirir.

Bugün sanırım Yoongi hyung ile bazı konular hakkında biraz konuşmam gerekecekti.

Aşağı indim ve hepsinin hatta -Sun bile- aşağıda olduğunu gördüm. Jin hyung her zamanki gibi anne edasıyla etrafı temizliyordu, Jimin ise her zamanki gibi Sun-yeon'un yanında bitmişti, Namjoon kitap okuyordu -inek işte- Taehyung ve Jungkook kendi aralarında konuşuyordu, son olarak da Yoongi hyung her zamanki gibi şöminenin yanında uyuyordu.

Onu uyandırmamam gerektiğini biliyordum çünkü bana aşırı kızacaktı. Fakat yapmalıydım. Derin bir nefes verdim ve yanına gittim. Tam karşısında durdum ve tam elimi onu uyandırmak için omzuna koyacağım sırada gözleri kapalı bir şekilde konuştu.

"Ne istiyorsun Hobi?"

"Kusura bakma hyung, uyandırmak istemedim." dedim ve dudağımı ısırdım. Cidden istememiştim.

"Bir vampir uykusunda bile en ufak sesten rahatsız olup uyanabilir." dedi ve gözleri hala kapalıydı.

"Olabilir hyung, ama sen çok çok daha farklısın." dememle nihayet gözlerini açmıştı. Çünkü o bu konunun konuşulmasını pek sevmezdi.

"Ahh, derdin ne Hosoek? Ne var?!" dedi ve evet, tıpkı dediğim gibi sinirlenmişti.

"Hyung, tekrardan üzgünüm ama... Zodiac sembolleri?" dememle zaten hemen anlamıştı beni. Fakat Jungkook'u da yanımıza çağırınca ne yapmak istediğini anlamamıştım.

"Jungkook-shi, gelsene bi!"

Jungkook hemen Taehyung'un yanından ayrılıp yanımıza geldi.

"Ne oldu hyung? Bir sorun mu var?"

"Zodiac sembolleri? Geçen sefer kız arkadaşının, ah pardon sevgilinin seninle ne konuştuğunu bize anlatmayacak mısın?"

"Oh, hyung bu çok ani oldu. Hobi hyung bilmiyordu ki!"

"Yapma ama Jungkook, öğretiriz o zaman. Gel daha ne kadar saklamayı düşünüyorsun, ikinizden biri ölene kadar mı?"

Jungkook'un bir sevgilisi olduğunu biliyordum ama daha önce yüzünü hiç görmemiştim. Ayrıca o kız hakkında konuşuyorlarsa, elbet ki ikisinin de bildiği çok önemli bir şeyler vardı.

"Arkadaşlar, şu konuyu bana da anlatır mısınız? Yani senin kız, kulede esir değil miydi? Bayan Dan-bi'nin kulesinde."

"Offf, herkes de biliyor!"

"Şikayetlenme! Anlat da Hobi hyung'un da bilsin." dedi Yoongi ve açıkçası bana ne anlatacaklarını merakla bekliyordum.

"Başka bir yere gidelim." dedi Jungkook.

Vampire Mansion¹ : 3 Ay {BTS}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin