Merhaba benim tatlı, minnak baykuşlarım 🦉. Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Şahsen ben çok iyiyim.
Uzun süredir bölüm atmadığını farkedip atmaya karar verdim. Sanırım biraz karışık bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar... ❤️ ❤️ ❤️
CEVZA'DAN
Kapı tıklatılmadan açıldığında kimin odama böyle girdiğini artık öğrendiğim için ifadesiz bir şekilde kapıya doğru kafamı çevirdim. Veee tabii ki de yanılmamıştım. Adını hatırlayamadığım yakışıklı çocuk kapıdan içeri girdi. Tam önüme geri dönecektim ki kapıdan 2 koca papatya buketi girdi. Heyecanla yerimde kıpırdanıp canımın acısına aldırmadan buketlere döndüm. Marul kafa ve ekürisi buketlerin arkasından çıktığında marul kafa olan şen bir sesle haykırdı.
"Biz geldik!"
"Yaa marul kafa ya. Çok güzel ama bunlar."
"Abi yine terfi edemedim iyi mi? Anasını satayım devlet memurları bile benden daha hızlı terfi alıyorlardır. Ben terfi edeceğime rütbem düşürüldü."Söylediği şey üzerine gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Gülmemem gerekiyordu çünkü yıllarca dedem bunu öğretmişti bana. Bir Hancıoğlu hiçbir zaman dik duruşunu bozmaz, laubali davranmaz.
"Tamam tamam sitem etme. Bu güzel kıyağına karşılık ben de önceden seslendiğimi söylediğiniz gibi sesleneceğim." Bir süre düşündükten sonra ona nasıl hitap ettiğimi hatırlayamayıp tekrar onlara döndüm. "Ne diyordum ben ya?"
"Kıvırcığım diye seviyordun."
"Hah, tamam Kıvırcığım."
"Cevzoşum yaaa." Kıvırcığın mutluluktan gözleri dolmuştu. Amma da abartıyor diye düşünürken o sırada içeri Çağlar girdi."Lan inekleri aç bırakmışsınız. Günah değil mi hayvanlara. Ne bu böyle koskoca merayı toplamışsınız. Küçücük buket neyinize yetmiyordu?"
"Abi aynı şeyi söyledim ama sanki ne kadar büyük olursa Cevza'nın bizi hatırlama ihtimali o kadar yüksek olacakmış gibi davrandı. Beyefendiyi bir türlü ikna edemedim. İlla çok olacak diye tutturdu. Dışarıda olduğumuz süre boyunca çiçekçileri gezdik. 5 taneden bunları topladık. Daha fazla alacaktı da döverek aklını başına getirdim."
"He ya kafama kafama vurdu bu şerefsiz."Kendimi tutamayıp o anı gözümde canlandırarak ben de gülmeye başladım. Yakışıklı çocukla göz göze geldiğimde telefonum çalmaya başladı. Arayan numara kayıtlı değildi ve hiç tanıdık gelmiyordu. Çağlar da telefona baktığında tanıdığını belli eden bir ifade takınmadığında umursamaz bir şekilde aramayı cevapladım.
"Alo?"
"Serçe'm?"
"Balkır?"
"Balkır mı? Hangi yüzle arıyor lan o şerefsiz seni?"Abimin bu ani çıkışı çok garibime gitmişti.
"Sen numaranı mı değiştirdin?"
"Hayır. Kayıtlı değil miydim sende ben?"
"Değilmişsin sanırım. Zaten bu telefonu da daha önce görmedim. Sanırım yeni almışım."
"Hiçbir şey hatırlamıyorsun hala dimi?"
"Hayır ama ziyaretime gelmeyen bir tek sen kaldın. Tanımadığım insanlar bile geldiler."
"Gelicem yavrum, merak etme az kaldı. Hatta seni yanıma alıcam, bir daha hiç ayrılmayacağız."
"Ne diyor lan o hala?"
"Abi bir durur musun?"Abimin elimdeki telefonu almak için yaptığı hamleden kaçmaya çalışırken başarısız oldum ve telefonumu kaptırdım.
"Lan it, döl israfı. Sen hangi yüzle arıyorsun lan Cevza'yı?"
"..."
"Bak hala Serçe'm diyor. Oğlum bittin sen. Bunu Cevza'ma yapmayacaktın. Ben seni var ya..." Telefonu önüne getirip ekrana baktı. "Suratıma kapattı puşt. Sen neden açıyorsun bunun telefonunu?"
"Neden açamayacakmışım ki?"
"Yasaklamadım mı ben sana bununla görüşmeyi, neden numaranı değiştirdik kızım biz senin?"
"Nerden bileyim ben? Hatırlıyor muyum sence?"
"Abi kız hafızasını kaybetti ya nereden hatırlasın o şerefsizi?"
"Sen neden benim arkadaşıma şerefsiz diyorsun? Ben neden arkadaşımla konuşamıyorum ya?"
"Ulan sen bunun yüzünden vuruldun, ne arkadaşı?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ BEN...
RomanceMerhabalar arkadaşlar; Bu aslında benim ikinci kitabım. Normalde Egoist Sevgilim adında bir kitap yazıyordum fakat hesabımı kaybettiğim için ona devam edemiyorum. O yüzden yepyeni bir sayfa açmak istedim. Umarım beğenilir. 😊 Kitabın adı k...