TABURCU

7 3 0
                                    

Merhabalar benim biricik baykuşlarım. 🦉 Nasılsınız? Günleriniz nasıl geçiyor? Umarım sorularımın cevabı minimum iyiyimdir.

Yazdıklarımı kontrol etmek için okuduğumda bazı yerlerinde söylenen şeylere gülüp, bazılarına 'Salak o öyle mi olur?' gibi tepkiler veriyorum. Bazılarında ise kendi yarattığım karakterlerin özelliklerine sövüyorum. Umarım bunu yapan tek kişi ben değilimdir. Eğer öyleyse delirmiş olabilirim.

Ben kendi iç hesaplaşmamı yaşamaya giderken size şimdiden iyi okumalar. Umarım bölümü beğenirsiniz. Sizleri seviyorum. ❤️ ❤️ ❤️

Doktor odadan çıktığında biz de peşinden gidip olanları öğrenmek istedik.

"Merak etmeyin. Bu tür vakalarda sıkça rastladığımız bir durum bu. Geçici olduğunu düşünüyorum."
"Düşünüyorum derken? Yani kalıcı olabilir mi? Sevgilim bizi hatırlamayabilir mi?"
"Maalesef ki her kişide farklılık gösteren bir durum ama çoğu hastamızın geçiciydi."
"Ne kadar sürede geçer?"
"1 gün de olabilir, 1 hafta da, 1 ay da, 1 yıl da. Onun için net bilgi veremem. Size söyleyebileceğim tek şey hatırlatmaya çalışarak onu çok fazla yormamanız. Sizin zorlamanızla değil kendi iradesiyle olması gereken bir şey bu. Yalnız bırakmayın onu."
"Ne zaman çıkıp evimize gidebiliriz peki?"
"Eğer düzgün bir bakım sağlayabilecekseniz şimdi bile çıkabilirsiniz. Sonuçta önemli bir ameliyat geçirdi."
"Tabii tabii ben bakarım sevgilime. Gerekirse eve hemşire getiririz."

Çağlar'a yalvarır gözlerle baktı. Çağlar usulca başıyla onayladığında Tibet sevinçle doktora döndü.

"Çıkış evraklarını bir an önce imzalar mısınız?"
"Tabii 1 saat içinde çıkabilirsiniz."
"Teşekkür ederiz."
"Geçmiş olsun."

Doktor tam arkasını dönüp gidecekti ki Çağlar'ın seslenmesiyle tekrar bize doğru döndü.

"Doktor bey?"
"Efendim?"
"Acaba aldığı eğitimleri unutmuş mudur?"
"Okuldakileri muhtemelen evet. Çünkü onları geçici hafızamıza atarız. Genellikle de sınav için ezberler sonra unuturuz. Ama gerçek hayattakileri ezberledi mi, öğrendi mi bilemeyiz. O yüzden onları yaşayıp göreceksiniz."
"Anlayabiliyorum. Teşekkürler tekrardan."
"Rica ederim. Geçmiş olsun."

Son kez arkasını dönüp ilerleyerek gözden kayboldu. Tibet içeri girmek üzere olan Çağlar'ın önüne geçip durdurdu.

"Abi, ben bakabilirim değil mi?"
"Sulanmamak şartıyla."
"Ama o benim sevgilim."
"Benim de kardeşim. Ayrıca şu anda aranızdan sadece beni hatırlıyor. Belirtmek istedim."
"Peki, sulanma yok. Zaten dediğin gibi beni hatırlamıyor bile."

Çağlar başıyla onaylayarak kapıyı açıp içeri girdi.

"Sonunda geldin. Hadi sıkıldım ben gidelim. Tunç'u özledim." Hepimiz olduğumuz yerde kalakaldık.
"Tunç mu? O ne alaka?" Kafasını eğip bize doğru bakan Cevza gözlerini devirip tekrar önüne döndü.

"Hala gitmediniz mi siz ya?"
"Gitmediler canım. Çünkü sen onları ne kadar hatırlamasan da onlar senin arkadaşın. Sen kaybolduğunda ve ameliyattayken meraktan ölenler onlardı."
"Onlar benim arkadaşım falan değil. Benim Berke, Tunç ve Ahu'dan başka arkadaşım yok. Bunu sen de biliyorsun."
"O saydıkların arasından sadece Berke iyi kaldı ama yine de sen bilirsin." Ters ters Güney'e baktım. Ne var der gibi omuz silkti.

"Orada ne mırıldanıyorsun bilmiyorum marul kafa ama şunu bil ki ben sizin gibi neşeli insanlarla arkadaş olmam."
"Marul kafa mı? Kıvırcıktan marulluğa geriledik iyi mi?" Gözlerini devirdiğinde Tibet Cevza'ya doğru yaklaştı.

SENSİZ BEN... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin