1.5

34.2K 1.8K 188
                                    

Oylarınız ve satır arası yorumlarınızı atmayı unutmayın🧚🏻‍♀️

Oylarınız ve satır arası yorumlarınızı atmayı unutmayın🧚🏻‍♀️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pamir

Ben Pamir Aker hayatımda ilklerimi yaşıyorum.

Üstümde gizlenmek için kullandığım siyah maske ve şapkamla bir kaş haftadır tanıdığım kızı takip ediyorum. Nedenini bilmesemde içten içe neleri sevip sevmediğini öğrenmek istiyorum. Ancak muhtemelen bunu ona söylemeyecek kadar ondan utanıyorum.

Dünyada ki en dışa dönük insanlardan biriyken onunla konuşurken adeta ufak çocuklara dönüyorum.

Noluyor lan bana?

"Abi? Abi!"

"Hay abinin şarap çanağını...ne var?!" Perviz erkek kardeşim aynı zamanda en yakın arkadaşım. Tabi başımın da belası. Kendisi benden bir yaş küçük ve yirmi bir yaşındaydı.

"Su taraftan gelenler mi?" Ani bir şekilde gösterdiği yere baktığımda gördüğüm kızıl saçlar ile olduğum yere mıhlandım.

Hangisinin Efsun olduğunu söz verdiğim için bilmiyordum ancak okulda ikisini de görmüştüm. Efsun yalan söylemeye çalışmış olsada okulda ki herkes o an dışarıdaydı ve ben şu an karşımda duran iki kızı da görmüştüm.

Hangisinin Efsun olduğunu bilmiyordum. Yaş farkından belli olur diye düşünmüştüm ama ikisi de yaşıt gibi duruyordu. Biri daha büyüktü ama bu asla belli değildi.

"Pamir, daha ne kadar kızlara bakıcaksın? Dikkat çekiyoruz abicim!" Kafasna bir tane indirip önüme döndüm.

Lanet velet iki dakika düşündürtmüyordu!

Meydandan karşıya geçtiklerini gördüğüm an Perviz'i kolundan yakalayıp sürüklemeye başladım. Olabildiği dikkat çekmemeye çalışırken Perviz'in homurdanması hiç yardımcı olmuyordu.

"Çeneni kapat gerizekalı kalabalık değil fark edecekler!"

"Lan fındık çuvalı gibi sürüklüyorsun beni!" Kolunu tutmayı bıraktım.

Artık daha sessiz ve dikkatli olarak yürüdüğümüz sırada kızlar bir dükkana girdi. Bir sahafa.

Dükkanın girişinde ki kitap tezgahlarının arkasına saklanıp camdan onları izlerken neden bunu yaptığımı bir kez daha sorguluyordum.

Arkadan bir kitap alıp tezgaha gittiklerinde dükkanın yanındaki duvara saklandım. Perviz oflayarak yavaş yavaş yanıma geldiğinde kıçını sertçe cimcikleyerek inlemesine sebep oldum.

"Sessiz ol!"

"Etimi kopardın be!"

"Abla bi ses duydun mu?" Yakından gelen ses ile sessizce küfür mırıldanıp biraz uzaklaştım.

Duvarın kenarından gizlice bakarken onları görmemle duvara daha da saklanırken hangisinin abla dediğini göremediğim için içten içe Perviz'i gebertmek istiyordum.

"Karnın aç mı istersen bir şeyler yemeye gidebiliriz?" Bu naif ses az önceki ile aynı değildi.

"Aslında aç değilim ama içicek bir şeyler alabiliriz." İşte bu az önce abla diyen sesti.

Seslerin sahiplerini görmek istiyordum ama eğer bunu yaparsam Efsun'a söylediğimin tam tersini yapmış olacaktım ve eğer bunu öğrenirse üzülecekti. Bunun olmasını istemiyordum.

Şapkamı iyice kapatıp ters yöne doğru ilerlemeye başladım. Perviz'in de yakından gelen sesine bakılırsa o da beni takip ediyordu.

Resmen sapık gibi onları takip etmiştim. Belki düşüncem yanlış değildi ama yaptığım yanlıştı. Onun özel hayatına saygısızlıktı bu. Kendime kıza kıza meydana yürürken artık Perviz'i duymazdan geliyordum. Kendisi çok boş ve gereksiz konuşuyordu. Eğer onu dinlersem gerçekten dövebilirdim. Kulak tıkamak en iyisiydi.

Meydana geldiğimizde banklardan birine oturup denizi izlemeye başladım. Perviz ıslak hamburger almaya gideceğini söyleyerek yanımdan ayrıldığında kafamı salladım ve o gittiğinde düşüncelerimin içine hapsoldum. Biraz sonra Perviz gelip yanıma oturarak hamburgeri uzattığında elime alıp saatlerce onu kemirdim.

"Abi bu seninkiler değil mi?" Başım hızla kalkarken ne yapacağımı bilemez şekilde öylece kala kaldım ta ki gül dağıtan kadını görene kadar...

Efsun

Yorgunluktan öleceğim!

Bu konuda oldukça ciddiyim de. Efsa için tüm cumartesi Üsküdar'ı turlamıştık ve bu bana uzun süre hiç bir yere gitmeyip evde yatma sebebi vermişti. Gezerken son derece eğlenmiştim ama iş eve gitmeye gelince vücuduma ağrılar çöküyordu.

Efsa poşetindeki kitaplara gülümseyerek bakarken arkama yaslanıp banka iyice yaslandım. Bir yandan denizi bir yandan etraftaki insanları izlerken biraz daha rahatlamış hissediyorum.

Karşıdan gelen kahakaha sesleri ile o tarafa döndüm. Yaklaşık on beş ve on altı yaşlarında görünen iki kız gülerek yürürken onları sahafta da gördüğümü fark etmiştim. Gül satan bir kadın ikisini durdurduğunda başta ikiside şaşırsada onlara gül veren kadına gülümseyerek çantalarından cüzdanlarını çıkardılar. Bir miktar para uzattıklarında kadın gülümseyerek aldı ve vedalaşarak uzaklaştı.

Manzara gülümsememe sebep olurken kadının bu tarafa geldiğini fark ettim. Kadın tam yanımda durduğunda gülümseyerek bir gül uzattı.

"A be güzel kızım şu güzel kalbindeki beyefendicikten sana ufak bir hediye getirdim be ya!" Bir uzattığı güle bir ona bakarken söylediği sözler gülmeme sebep oldu. Sanırım bir tür satış hilesiydi. "Teşekkür ederim ama kalbimde biri yok." dedim gülümseme eşliğinde.

"Aaa olur mu öyle şey? Sarı saçlı, çakır gözlü kızanım özel olarak gönderdi sana bu gülü."

Kaşlarım çatıldı ve istemsizce gülü elinden aldım. Efsa'nın şaşkın şaşkın izlediğine emindim. Gülü aldığımda kadın şarkı söyleyerek yanımızdan uzaklaştı ama ben anın şokuyla arkasından baka kalmıştım.

Bahsettiği kişi Pamir olabilir miydi?

Telefonumdan mesaj sesi geldiğinde gülü kucağıma bırakarak mesajı açtım.

pamir:umarım ufak süprizimi beğenmişsindir kızıl bomba :D

🎶

Merhaba canımın içleriiii

Eve döndüğümüz gibi bölümü tamamlayıp yayınlamak istesem de dün hem geç saatte geldik hemde ben şifayı kaptığımdan hiç bir şey yapamadım.

Düne kıyasla daha iyi hissettiğim ilk an bölümü tamamladım. Hem sizin yorumlarınız beni o kadar motive etti ki vücudumdaki ağrılar bile hafifledi.

Geçmiş olsun dileyen ve yorum yapan herkese teşekkür ederim hepinizi tek tek öpüyorum.

Bir sonraki bölüm de görüşmek üzere kendinize iyi bakın (♡‿♡)

Menajer ❦ Texting (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin