65.Bölüm: Kutsal Günün Kutlaması

26.1K 2K 718
                                    

Ben geldimm❤️

Nasılsın , nasıl gidiyor?

Bölümü yorumlayıp , oylayarak bana destek olursan çok sevinirim! Bol bol yorum bekliyorum sizden çiçeklerim 🥺 Her paragrafı özenle ve baya bir düşünerek yazıyorum siz de emeğimin karşılığını bana gösterirseniz çok sevinirim!

Bölüme bir çiçek bırakıver dostum🌸

Birinci bölüm şarkısı: Sertab Erener-Sevdam Ağlıyor

İkinci bölüm şarkısı: Tülay Özer-Büklüm Büklüm

Hazar Demir:

İyi okumalar güzel çiçek ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar güzel çiçek ❤️

...
RASİM DEMİR

Kafayı yememeye çalışıyordum ama bu konuda o kadar da başarılı olamayacaktım ki beynimde dört yanımızın güvenilmez insanlarla dolu olduğu düşünesi kol geziyordu.

Derin bir nefes alıp beyaz çarşafın üzerinde sağa dönüp görebildiğim kadarıyla camdan dışarıyı izlemeye başladım. Aslında dışarıyı izlemediğimi biliyorum. Beynimde , kendine tıpkı bir tümör gibi büyüyüp duran düşüncelerin puslu yolunu izlediğimin pekâlâ farkındaydım. Her şeyi halletmeye , çocuklarıma huzurlu günler yaşatmaya , narin çiçeğime korkmayacağı bir hayatın garantisini vermeye çalışsam da elimde kalan sıfırdı.

Her nefes alışımda bir bıçak gibi kalbime batan anılar sisi, üzerinden yıllar geçmesine rağmen beni terk etmemişti.

O günü hatırladım. Hazar ve Hande 13 yaşındaydı.

Hande tek başına evin dışındaki merdivende oturuyordu ve dahası orada tek başına oturmayı kendisi seçmiş olacak ki az önce yanında giden Hazar'a "Bir git şuradan geri zekalı..." demişti. Bakıldığında üzünülecek bir yanı yoktu. Kendi düşen ağlamazdı ama o benim kızımdı. Yani bir zamanlar düşüncelerim bu yöndeydi.

Yanına gidip oturduğumda "Of beni bir rahat bırakın! Daha kaç kere sizi görmek istemediğimi söyleyeceğim!" dediğinde sözlerinin beni yaralamış olması, kaçınılmaz bir gerçekti.

"Neden böyle konu-"

"Git başımdan! Baba bile demek istemiyorum sana!"

Canımın ikiye belki de üçe katlandığını hissettiğim ânı hiçbir zaman unutamayacaktım.Bir baba, evladından bu sözleri duyuyordu. Bundan daha acı ne olabilirdi ki?

Şimdiyse o kızın , doğduğu günden itibaren bizi yok etmek için hayatımıza bilerek sokullandırıldığını anlamıştım. Hande ve Lâl karıştırılmamıştı. Hande ve Lâl bilerek değiştirilmişti ki Hande , Lâl'in üvey ailesinin öz çocuğu bile değildi.

İçime bir derin nefes çekip bana sırtını dönerek uyuyan Umay'a döndüm. Üstü çıplaktı. Gecenin bir vakti uyanıp "Çok sıcak!" diye mızmızlanarak , uykulu halde üzerinde ne var ne yok çıkarmıştı.

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin