7)Kabuslar

44 15 24
                                    

Deniz'in anlatımıyla

Bugün pazar günüydü. Melis'in kaçırılmasının üstünden on bir gün geçmişti. Bu günler boyunca buMelis'in davranışları da çok değişmişti. Her hangi bir kapı çarpma sesinde bile telaşlanıp korkuyor, uykusundan kabuslarla uyanıyordu.

Ondaki bu anormal değişimler için hem ben hemde Eylül bi destek alması için konuşsakta bizi hep "İyiyim ben. Hâlâ delirmedim." diyerek geçiştirmişti.

Düşüncelerden kurtulmaya çalışıp yataktan kalktım. Saat 10:30'du. Eylül muhtemelen uyanmıştır. Ama Melis'in uyuduğuna emindim. İşlerimi halledip mutfağa kahvaltı hazırlamaya inerken duyduğum seslerle durdum.

Ses Melis'in odasından geliyordu. Odaya yaklaştığımda sesleri daha net algılamaya başladım. "Hayır. Hayır. Yapmayın. Çok gürültü var." gibi şeyler söylüyordu. Yine kabus gördüğünü anlayıp hızla içeri girdim.

Yatağın yanına vardığımda ter içinde kalmış sayıklayan Melis'in yanına oturup onu uyandırmaya çalıştım. "Melis. Melis. Melis uyan. Melis. Hadi uyan. Kabus görüyorsun Melis." diye seslenmeme rağmen uyanmıyordu.

Ayak sesleri duyduğumda kafamı çevirip baktım. Eylül gelmişti. "Yine mi kabus?" diye sorduğunda kafa salladım ve konuşmaya başladım. "Uyanmıyor Eylül. Uyandıramıyorum." dediğimde "Tamam. Ben uyandırırım." diyip yatağın yanına eğildi.

Önce birkaç defa "Melis. Melis." diye çağırdığında olmayacağını anlayınca Melis'i sarsarak "Kalksana kızım. Kalk." diye bağırdı. Bu bağırmaya Melis bir anda nefes nefese doğruldu.

Yan tarafta duran suyu alarak ona uzattığımda sanki çölde su bulmuş gibi içmişti. Biraz sakinleştiğini hissedince "Daha iyi misin?" diye sordum. Olumlu anlamda kafa sallayınca "Tamam. Sen biraz daha dinlen. Biz kahvaltıyı hazırlayınca sana haber veririz." dedim ve Eylül'ü de alarak odadan çıktım.

Sessizce mutfağa indiğimizde aklımda ne yapabileceğimiz vardı. Melis herhangi bi destek almayı kabul etmiyordu. Ama destek alması gerekliydi. Ona yardım edebilecek biri lazımdı. Ama kim?

Aklıma gelen isimle hemen Eylül'e döndüm. Ona döndüğümü fark edince oda bana döndü ve ne oldu anlamında kafa salladı. "Melis için kimden yardım alabileceğimizi buldum." dediğimde heyecanla "Kimmiş?" diye sordu. "Hastanede beklerken psikiyatrist olduğundan bahsetmişti. Doruk bize yardım edebilir." dediğimde "Evet. Ama onunla nasıl konuşacağız?" diye sordu.

"Bugün Pamuk teyzeye gidin siz. Yeni geldi ya memleketten. Bir ihtiyacı var mı sormaya diye. Bende o sırada Doruk'a durumu uygun bir dille anlatıp yardım isterim." dediğimde "Tamam. Zaten bizim sorgumuzdan kaçmak için Pamuk teyzeye gitmek isteyecektir." dedi. "Tamam o zaman. Öyle yapalım. Neyse hadi bir an önce kahvaltıyı hazırlayalım da gidin siz." dedim.

Kahvaltı hazır olduğunda Melis de gelmişti. Sessizce kahvaltımızı ederken artık konuya girmesi için Eylül'e baktığımda göz kırpıp konuşmaya başladı. "Melis. Bugün Pamuk teyzeye gidelim mi? Kadın yeni geldi. Bir ihtiyacı vardır belki." dediğinde "Bencede gidin. Ben de biraz kafamı dinlerim. Yemek falan yaparım. Siz de gelirken Pamuk teyzeyi de getirirsiniz." dedim.

Melis bana döndü. "Sen gelmeyecek mısın?" diye sorduğunda "Gel dedim ama yok akşama yemek yapacağım dedi. Bizi de ayak altında istemiyormuş." dedi Eylül. "E ne yapayım? Kedi köpek gibi didişiyorsunuz. Mutfağı dağıtıp dikkatimi bozuyorsunuz. Sizin yüzünüzden ya tuzlu ya da tuzsuz yemek yaptığım oldu. Sizi ayırırken yemek bile yakılır canım."

İkisi de bana güldüğünde ben de onlara katıldım. Daha sonra Melis Eylül'e bakıp "Tamam gidelim. Hem özlemiştim zaten Pamuğumu." dedi. Oh! Tamam. Bu sefer nasıl kaçacaksın acaba Safinaz?

Yakamoz Sevdası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin