11) Karmakarışık

37 14 25
                                    

             Eylül'ün anlatımıyla

    "Sizce şuan ne konuşuyorlar?" Elimdeki işi bırakıp dış kapıya bakan pencerenin önünden gizlice, kapının önünde konuşan Deniz ve Poyraz'ı izleyen arkadaşlarıma döndüm.

    Bayağı aksiyonlu geçen gecenin ardından eve gelmiştik. Ben hemen odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Yer yatağı için gereken malzemeleri alıp aşağı indiğimde ise kızların, hâlâ içeri girmeyip dışarıda Poyraz ile konuşan Deniz'i salonda deli dana gibi dolaşarak beklediklerini görmüştüm.

     Onlara gözlerimi devirip yatağı açmaya başladığımda daha fazla dayanamayan arkadaşlarım, camın önüne geçerek onları izlemeye başlamışlardı.

     "Deniz'e baksana. Çokta iyi bir şey konuşmuyorlar gibi."

     "Acaba diyorum. Gelseniz de bana bir yardım mı etseniz." Çok kısa bir zaman bana bakıp aynı anda tekrar cama döndüler.

     Ben kaşlarımı çatmış onlara bakarken Verda hem onları izleyip hem de benimle konuşmaya başladı. "Onun acelesi yok. Şuan daha önemli bir işimiz var."

     "Allah Allah. Neymiş o önemli iş? Gizli gizli milleti gözlemek mi?"

     Alaylı konuşmamla birkaç saniye bana dönüp senden olmaz yüz ifadesiyle bakan Melis'ten sonra Verda tekrar bana cevap veren kişi oldu.

     "Yani, şimdi görünüş olarak öyle olabilir tabii. Ama bizim asıl yaptığımız iş arkadaşımızın istikbali için gözlem yapmak."

     "İstikbali için mi? Lan alt tarafı iki arkadaş gibi konuşuyorlar. Ne istikbali?"

     "Eylül bir söz vardır bilir misin? Hani derler arkadaş ayağı bilmem bir şey ayağı diye. Şimdi ağzımı bozdurma benim. Hem sen oradan bizi oyalayacağına gelip şurada bir fikirde bulunsana."

      "Ne dikizleyeceğim lan milleti. Racona ters öyle şeyler. Ayrıca ben sizi oyalamıyorum. Oyalasam gözünüz orada değil, bende olurdu."

      Verda bu sefer sabrı tükenmiş gibi bir ifade ile bana dönüp "Ayh! Sana bir şey anlatmak niye bu kadar zor ya? Racon ne racon?"

     "Hıh." Sinsi gülüşünü yapıp tam anlamıyla ona döndüm. Konuşmaya başlayacağım an ise Melis yüzünden konuşamadım. "Ay gitti. Poyraz gitti."

     Verda'nın sanki çok önemli bir olay olmuş gibi telaşla cama dönmesiyle gözlerimi devirdim. "Yani? Ne var bunda? Adam kapıda mı yatacaktı? Evine gitmiştir."

    "Bizde onu yolcu etmeye bakmıyoruz zaten Eylül. O gittikten sonraki bizim kızın ifadesini merak ettiğimiz için bakıyoruz."

    "Ha tabi. İfade istikbal için önemli sonuçta."

    "Aynen öyle." demesiyle kafamı sağa sola sallayarak işime döndüm. Bir dakika kadar sonra da Melis'in "Verda. Hadi bizde yukarı çıkıp üzerimizi değiştirelim de gelince anlamasın izlediğimizi." demesiyle camdan ayrılıp yukarı çıkmışlardı.

    Anlamasınmış. Sanki bilmiyoruz biz gelince sorguya çekip, o sorguda da kendini açık edeceğini. Onların yukarı çıkmasının ardından kapı kapanma sesi gelince Deniz'in eve girdiğini anladım. O da kızlar gibi hiç duraksamadan direk yukarı çıktı.

    Bu mahalleye taşındığımızdan beri ben de dahil olmak üzere kızlarda bir şeyler vardı. Daha doğrusu bazı değişiklikler vardı. Ve bu değişiklikler beni artık rahatsız etmeye başladı.

     Birkaç dakika sonra Verda ile Melis pijamalarıyla aşağı inmişlerdi. Hep birlikte yatağı açmıştık. En elinde yastıklarla gelen Deniz, yastıkları koyunca yatağımız tamam olmuştu.

Yakamoz Sevdası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin