13)Yardım Ve Teşekkür

31 11 28
                                    

         Deniz'in Anlatımıyla

    "Saat on oldu ve hâlâ gelmediler. Bu demek oluyor ki birbirlerine açıldılar." Verda'nın bilmiş sözleriyle karşımda oturan Eylül'ün gözlerini devirdiğini gördüm.

    "Nereden biliyorsun acaba? Belki iki medeni insan gibi konuşuyorlar."

     "Yaşadım ki biliyorum. Doruk da seviyor Melis'i. Net."

     "İnşallah öyledir. İnşallah başka birşey değildir." Eylül'ün dedikleriyle ona döndüm hızla.

     "Doruk öyle birine benzemiyor Eylül. Hem bizde gördük nasıl yakınlaştıklarını."

      "Ne kadar zamandır tanıyoruz ki? Öyle hemen herkese güvenecek miyiz?"

     "Bir dakika, bir dakika. Siz neyden bahsediyorsunuz ya? Bir halt yemişsiniz belli ama ne haltı yediniz onu anlatın bakayım." Verda daha fazla dayanamayıp aklından geçenleri sormuştu.

     "Halt değil de iyiliği için bir şey yaptık diyelim." dediğimde kaşlarını daha çok çatıp "Eeeeee?" demişti.

     "Hani anlattık ya sana Melis kaçırıldı sonra psikolojik olarak bir şeyler yaşadı diye. İşte o yüzden Doruk psikiyatrist diye ondan yardım istedik. Onu diyoruz."

     "E ne var bunda? Sadece yakınlaşmalarına vesile olmuşsunuz. Sıkmayın canınızı." Eylül ile birbirimize baktık. Benim içim rahattı aslında. Sadece Melis'in haberi olmaması canımı sıkıyordu. Ama o Melis üzülürse bu bizim yüzümüzden olacağı için kendini suçluyordu. Konunun üzerinde daha fazla durmak istemediğim için ayağa kalkıp orta sehpanın üzerinde duran boşları elime aldım ve mutfağa ilerledim. Salondan çıkıp dış kapının yanından geçerken sert bir fren sesi duydum ama umursamayıp devam ettim.

    Mutfağa girip elimdekileri masaya bırakmamla camın kırılması ve kafamda yakıcı bir acı hissetmem bir oldu. Ardından birkaç kırılma ve Eylül'ün bağırma sesi geldi. "Deniz!!!"

    Alnımın kenarında hissettiğim acıyla birlikte oradan yanağıma doğru akan sıcak bir şey de hissettim. Elimi oraya götürdüğümde ağzımdan bir acı nidası kaçtı. Elimi görebileceğim şekilde gözlerimin önüne getirdiğimde bulaşan kırmızı sıvıyı gördüm. Daha sonra dışarıdan gelen iki el silah sesiyle birlikte koluma dokunan bir el beni masanın altına çekti. Ben şoktan yeni yeni çıkarken Eylül kısık gözleriyle yaramı inceliyordu.

    Dışarıdaki seslere kulak kesildim. Silah sesinden sonra birkaç bağırış ve bir arabanın çalışma sesi geldi. Daha sonra kapının çaldığını duydum. Eylül "Burada kalın." dedikten sonra camlardan uzak durmaya çalışarak gittiğinde Verda masanın üzerinden aldığı peçeteyle yüzümdeki kanı temizlemeye başladı. Birkaç saniye sonra "Kızlar gelebilirsiniz." diyen Eylül ile Verda'nın yaraya bastırdığı peçeteyi tutup ayağa kalktım ve mutfaktan çıktık.

     Kapının önünde Eylül ile birlikte Poyraz ve Güney vardı. Geldiğimizi anlayınca gözlerini hemen bize çevirmişlerdi. Çevirdikleri gibi ilk önce Poyraz ile göz göze geldim. Sinirli olduğu her halinden belli olan yüz ifadesine beni görmesiyle telaş yayılmıştı. Hiç durmadan ilerleyip Eylül'ün yanına geçtiğimde dışarıda toplanan insanları da görmüş oldum. Demek burada olan huzurumuz da bu kadardı. Bu olanlardan sonra kim bilir bizim hakkımızda ne düşünürlerdi.

    Dışarıda olan bakışlarımı Güney'in sesiyle ona çevirdim. "Deniz? İyi misin?" Ona kısa bir kafa sallamasıyla iyi olduğumu belirtirken alnımın üzerindeki elimin üstünde bir sıcaklık hissettim. Poyraz yavaşça elimi indirip kızgın gözlerle yaramı inceledi. "Derin görünmüyor ama kan durmuyor. Hastaneye gidelim." dedikten sonra ağzının içinden bir şeyler geveledi. Ancak ben sadece "Şerefsizler." kısmını duydum.

Yakamoz Sevdası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin