27)Gün

6 3 1
                                    

            Melis'in Anlatımıyla

   "Ben de diyordum ki; bizimkiler hâlâ karakola düşmedi. Meğerse ayıyla uğraşıyorlarmış."

   Döndüğümüzden beri dalga geçip hunharca gülenlerden olan Güney tekrar aynı şeyi yaparken ifadesizce bakmakla yetindim. Ancak Eylül benim kadar tepkisiz kalmayı başaramayıp dirseğini yana doğru salladı ve sevgilisinin karın boşluğuna denk getirdi. Beklemediği hamleyle iki büklüm olan Güney'e kıvrılmış dudaklarımla baktım. Oh olsundu.

   "Yeter ama he! Başlayacağım şimdi ayısına da danasına da."

   "Onların ne suçu var ki?" diyerek araya girdi Defne. "Ben de olsam gülerdim. Suç anlatmayacağım diye söz verip bülbül gibi şakıyan şu şahsiyette."

   Bakışlarımı Defne'yi haklı çıkaran kişiye çevirdim. Kim olduğunu söylememe gerek yoktu herhalde. "E ama ne yapsaydım? Batu sorunca yalan söyleyemedim."

   "Neyi sordum ben?"

   Şaşkınca olayın neresinde olduğunu anlamaya çalışan Batu'ya kaş göz işareti yaptı Hande. "Niye erken geldin, diye sordun ya hani."

   "Yooo, sormadım. Sorsaydım, sen benim gelmemi istemiyor musun, diye başımın etini yerdin."

   "Allah seni bildiği gibi yapsın."

   "Asıl Allah seni bildiği gibi yapsın. Şunların diline düşürdün bizi."

   Ters ters bakıp "Haklı." diyerek söze karıştı Eylül. "Daha sittin sen unutmazlar."

   "Unutmasınlar canım. Elbet bizim de unutmayacağımız şeyler olur." diyen Hande'ye "Sen sus!" tepkisi Eylül ve Defne'den geldi.

   "Bence hepiniz susun." Deniz'in sözleri bakışları ona çevirdi. "Çünkü yanılmıyorsam şu polisler bize doğru geliyor."

   Gözler parkın aşağı tarafına yöneldi. Büyük polis arabasından inen polisler tek tek bize doğru geliyordu. "Eylül yine ne yaptın?"

   Şüpheli bakışlarımla sorumun cevabını bekliyordum. Eylül ise ne diyon oğlum der gibiydi. "Ayağınıza taş değse benden bileceksiniz he. Ne yapacağım ben?"

   "Sen değilsen kim yaptı?"

   "Belki yanlış anlaşılmadır Defne. Bir sakin olun, öğreniriz."

   Yanımıza ulaşmalarına az kalmış olan polisler döndüğümüzde Poyraz sessizliğini bozdu. "Anlatmak için iki saniyeniz var." Azıcık uzakta kuzu gibi oturan -ki hiç alışık değiliz- Rüzgar ve Enis ikilisi kafalarını yerden kaldırmadı.

   "Biz tamamen masumuz. Suç bizi dolandıranda."

   Elini masaya vurmasıyla irkilmelerine neden oldu Poyraz. "Anlat." derken sesi çok kısıktı. Ama öyle bi tınısı vardı ki adeta sıkıyorsa anlatma diyordu.

   "Doruk abilerin nişanında ev hediyesi diye aldığımız ayna kaçakmış."

   "Ne!"

   Son sesle yükselirken polisler hiçbirimizin umrunda olmadı. Ta ki yanımıza gelene kadar. "Rüzgar Aydıner ve Enis Kolcu kim?"

   Sordukları soruya cevap vermemize gerek kalmadı. Onlar kendilerini belli ediyordu. "Bizimle emniyete gelmeniz gerekiyor."

   "Memur beyciğim bir ayna için ne gerek var böyle şeylere?" diyerek bodoslama girdi Hande.

   "Siz nereden biliyorsunuz bir ayna için olduğunu?"

   Cevap Gizem'den geldi. "Nereden bileceğiz canım. Bunlar bizim ekipten işte."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yakamoz Sevdası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin