Yirmi Dört/двадцать четыре

159 15 8
                                    


Yanındaki şarkıcının adımlarını takip ederken kameraya can yakan bir bakış attı. Arkasında dans eden toplulukla birlikte sahil kenarında ritimle ilerliyor çevresindeki kameraları en iyi şekilde kullanmaya gayret ederek ilerliyordu. 

Genç kadın şarkının en hareketli yerinde ona yaklaşıp elindeki dondurmayı düşürmemeyi deneyerek dansa devam ederken Pavel'de çalıştıkları hareketleri yapıp adımlarını ona uydurmuş, ince beli tutup bir iki defa etrafında döndürmüştü. 

Etraflarını saran hetero çiftler el ele, kol kola dönüp ellerindeki dondurmaları yalıyorlardı. 

Pavel için aptal sayılacak reklamlardan biriydi. Garipti yani, kadın uzaktan ona bakıyor, uzun uzun izledikten ve ona bakarak şarkılar söyledikten sonra yanına gelip bir dondurma uzatıyordu ve bam! Tek kelime etmeden, bir dondurma değerinde sayılan adamı kendine aşık ediyordu. 

Dahası dondurmayı yediği gibi, artık yediği dondurma nasıl bir şey ise, tüm şarkıyı ezberleyen ve tüm dansı belleğine yerleştiren adam şova başlıyordu. 

Ünlü bir marka olduğundan, kariyerindeki kısa "Aşk acısı" molası sebebiyle reddettiği tekliflerin yerini dolduracak bir fiyat sunmuşlardı. Tabii ki cömert rakamları gören Stasya, Pavel'i pençeleriyle sarmış, reddetme imkanı bile vermemişti. 

"Tolga'nın seni her yerde hatırlamasını istemiyor musun?" Demişti bir çocuğu kandırır gibi. "Tüm reklam panolarında sen olacaksın, her kanal da yüzün olacak. Nereye giderse gitsin seni görecek ve cazibene kapılacak." 

Kandırmıştı Pavel'i. 

Hah, Zaten Stasya için Pavel'in, o ufak aklıyla buna kanmaması imkansızdı. 

Salaktı ama dostuydu işte.

Sonunda yönetmenden gelen komutla çekimlerin bittiği duyuruldu. Arkada çekimden fazlasıyla keyif alan ekip bağırıp alkışlayarak bunu kutlarken Pavel, kendisine doğru havluyla gelen kadına yaklaştı, o sarsılmaz model gülüşüyle. 

"Artık dondurma yerken, sallanan kalçalarımı hatırlarsın." Dedi havluyla ensesini kurularken. Stasya onu duymazdan gelerek arkada dans eden, Pavel ile birlikte reklamın yüzü olan, kadına baktı. Günlerdir Pavel'i süzen bakışlarla tekrar karşılaşınca gözleri sıkıntıyla kısıldı. 

"Seni izliyor... Yine."

Pavel, genç kadının çaktırmadan işaret etmeye çalıştığı yere göz ucuyla bakmış, gözgöze geldiği kadına nazik bir tebessüm sunup önüne dönmüştü. İzlendiğinin farkındaydı. Sadece bu kadın değil, bir çok bakış onu hedefine almıştı günlerdir. 

"Güzel kadınmış, ister misin?" Dedi genç kadına alayla. 

"Akıllı kadınları tercih ediyorum." 

Pavel yüzünde "mantıklı seçim" gülümsemesiyle başını salladı. O üstündeki terli kıyafetlerden kurtulmak adına kiralanan karavana ilerlerken Stasya yönetmenin yanına gitmişti. 

Üstündeki renkli, kısa kollu gömleği bir çırpıda çıkarıp kendini mini koltuğa attı. Karavanın dar banyosunda hızlı bir duş almayı planlıyordu, ta ki aklına Tolga'ya mesaj attığı gelene kadar. Çevik bir hareketle yerinden kalktı ve telefonunu koyduğu sifreli çekmeceye doğru attı kendini. Tüm özel eşyalarını böyle çekmecelere ya da dolaplara koyardı. Sonuçta tanımadığı insanların arasındayken tedbir alması gerekiyordu. 

Şifreyi girmiş, pahalı saatinin arkasına koyduğu telefonuna ulaşmıştı. Yerinden kalkmadı, hemen çömeldiği noktaya oturdu. Ekrandaki bildirimi görmesiyle zafer dolu bir tebessüm oturdu suratına. 

Pavel (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin