Dört/четыре

567 52 14
                                    


Mat, koyu yeşil duvarlarla ahşap kitaplığın uyumunun tadını çıkartıyordu. Şapkanın altında havasız kalmış saçları, esaretten kurtulmanın mutluluğuyla sağa sola dağılmıştı. 

"Yemekler gelene kadar bir şeyler içmek ister misin?"

Esmer ev sahibi, salona girdi. Pavel'in koltukta yayılmış halini görünce elinde olmadan güldü. Kocaman, şişman bir kedi gibi kendini koltuğa bırakmış, çekinmeden bacaklarını uzatmıştı. 

"Su alabilirim." Pavel kuruyan ağzını görmezden gelemedi. Ona gülümseyen çocuğa baktığında duruşunu düzeltme ihtiyacıyla toparlandı ve daha toplu bir şekilde oturdu. Bacaklarını koltuktan indirdi ve duruşunu dikleştirdi. 

Tolga onun ne yaptığıyla çok ilgilenmeden ufak mutfağına ilerledi ve üst dolaptan büyük bir meşrubat bardağı çıkardı. 

"Soğuk mu?"

"Ilık olsun." 

Bardağı doldurup tekrar oturma odasına döndü. Yanına oturmadan önce suyu Pavel'e uzattı ve tekrardan yükseldi. Çünkü o biçimli parmakları ve damarların süslediği eli ciddi anlamda onu etkiliyordu. 

Evet, etkilendiği eller şimdi evindeydi. Beyninde alarm sesi yankılanıyordu. Hayır, bu alarm tehlikeden dolayı başlamamıştı. Tolga'nın içinde bir volkan oluşmuş ve beyni bu volkanın patlamaması için onu önceden uyarıyordu.

"Hoş bir zevkin varmış." Dedi Pavel eliyle evin içini göstererek. Konu açmaya çalışıyordu. Konuşacak, onu tanıyacak, kişiliğini çözecek ve kafese girmesi için yemler atacaktı. Bunun kolay olacağına öyle emindi ki...

"Teşekkürler. Tek başıma yapmadım, duvar rengini falan ev arkadaşım seçti."

Hatırladığı kişiyle sevgi dolu bir gülümseme doğdu yüzünde. Onu izleyen mavi gözler bu gülümsemeyle takılı kaldı esmerin dudaklarına. Ardından kısılan kahverengi gözlere çıktı bakışları, oradan da yanaklarına.

Gerçekten güzel gülümsüyordu.

"Sanırım epey seviyorsun arkadaşını?" 

Sorusunu gülümseyerek bitirdi Pavel. Bu güzel adamı gülümseten, daha da güzelleştiren kişi her kimse ona üzülmeye başlamıştı. Çünkü o hedefini çoktan belirlemişti ve işini görene kadar bırakma niyeti yoktu. 

"Seviyorum. Evde yalnız kalmayı sevmeyen biriyim. Bu yüzden onu yanıma aldım ama pek beklediğim gibi gelişmedi işler."

Pavel ilgileniyormuş gibi görünmek için sordu:

"Nasıl yani?"

Tolga yüzündeki kocaman gülümsemeyle yerinden kalktı ve oturdukları koltuğun hemen yanında kalan kapıyı açtı. Pavel'in gözleri bu fırsatı kaçırmayıp esmerin bedenini turladı; omuzlarından beline, kalçasından bacaklarına.

Fazlasıyla iyiydi. 

Birden kucağında siyah bir ip yumağıyla döndü Tolga. Onu takip eden mavi gözlere odaklanarak oturdu az önceki yerine. 

"İşte ev arkadaşım." Diyerek siyah yumağı ona yakınlaştırdığında gördü minik mavi gözleri. Şimdi iki çift mavi gözün sahipleri, birbirlerini süzüyorlardı tanımak için. 

Pavel beyaz dişlerini göstererek elini uzattı ve öylece onu izleyen köpeğin tüylerini okşadı.

"Doğrusu bir insan bekliyordum ama bu ondan daha iyi." Gözleri, hedefi olan esmerin gözlerine çıktı. "Adı ne?"

Pavel (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin