6. Bölüm

25.6K 1.3K 262
                                    

BÖLÜM 6

Doktorun sözlerinden sonra etrafı derin bir sessizlik kaplarken, bu sonuç herkesin aklında kesin olsa da sindirmek kolay değildi.

Bunca yıl baba dediğim adam -Hasan Erdinç- rahat bir tavırla gülümseyerek ayağa kalkarken ailesine dönerek sevinçle konuştu.

"Bunun da bizim kızımız olmadığını kesinleştirdiğimize göre gönül rahatlığıyla memlekete dönebiliriz."

Yine ve yine tam tahmin ettiğim şekildeydi işte.

"Siz o yüzden mi bu zamana kadar beklediniz?"

Melek hanımın şaşkın sorusu karşısında kendi kızına sıkıca sarılan anne demeye dilimin varmadığı kadın- Meltem Erdinç- alaylı bir şekilde ona baktı.

"Herhalde bunun, şu suratına meraklı olduğumuz için kalmadık. Bizim ailemizden olmadığına nasıl mutlu olduk bilemezsiniz. Allah bilir bu zamana kadar başıboş ne haltlar yedi. Artık ailenize getireceği laflarla siz uğraşırsınız."

Sinirden gözlerim seğirirken sakinleşmek adına gözlerimi kapattım. Şuan karşımdaki bu insanlarla konuşmamamın en büyük sebebi her şeyi bildiklerini sanmalarıydı. Böyle insanlara laf anlatmaya çalışmak nefesini boşa harcamaktı.

Elimin üzerinde hissettiğim sıcak elle gözlerim anında açılırken bakışlarımı elin sahibine çevirdim.

Gül hanım sinirli bir şekilde ablama ve abime bakarken bir yandan da destek vermek amacıyla sıkıca elimi tutuyordu. Bu durum içimde uzun zamandır uyuyan duyguları uyandırırken hızlı bir şekilde elimi çektim. Gül hanım ne olduğunu anlamak adına bana bakarken ortamda oluşan tartışmadan soyutlanmıştım.

"Temastan pek hoşlanmam da."

Karşımdaki kadın rahatlarken derin bir nefes alıp geriye yaslandı.

"Kusura bakma canım, bir daha dikkat ederim."

Normalde canım kelimesinden hoşlanmayan ben, aynı kelime bu kadının dudaklarından döküldüğü zaman nedense farklı hissetmiştim. Hızla kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım.

Erdinç ailesi çoktan çıkmış, odada sadece ben Arslanoğlu ailesi ve doktor kalmıştı.

"Asya konuşalım mı biraz?"

İbrahim beyin az önceki sert sesinin aksine ılımlı çıkan sesiyle yüzümdeki sert ifadeyi silmeyerek belli belirsiz kafa salladım.

"Dediğimiz gibi biz seni tanımayı çok isteriz eğer sende istersen tabi."

Kafam allak bullak olmuşken, içimde bir taraf karşımda bana umut dolu gözlerle bakan insanlara ufak bir şans vermeyi istiyordu.

"Sadece tanışıp biraz zaman geçir bizimle. Sonra ısınamazsan söz veriyorum zorlamayacağız."

Melek Hanım'ın dolu gözlerine bakarak yavaş bir şekilde kafa salladım.

Karşımdaki iki kadın sevinçle ellerini çırparken İbrahim Bey de gülümseyerek derin bir şekilde gözlerime bakıyordu. Sanki içimi görebiliyormuş gibi...

Bu durumdan rahatsız olarak hafif bir şekilde kıpırdansam da gözleri üzerimden çekilmemişti.

"O zaman yarın akşam bize yemeğe gelir misin?"

Aklıma yarın Adem'in istemesi olacağı gelirken olumsuz anlamda kafa salladım. Hepsinin yüzü düşerken benim de kaşlarım çatılmıştı.

"Yarın müsait değilim ama Pazartesi akşamı gelebilirim."

EMSALSİZ VATAN (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin