19. Bölüm

21.1K 1.3K 1.2K
                                    


Asya arabayı konağın önüne durdurarak arabadan indikten sonra arabayı kilitlemişti. Sakin adımlarla konağa doğru ilerlediğinde onu ilk defa üniformalı gören korumalara ilk başta şaşırsalar da anında kendilerini toparlayarak kapıyı açmışlardı. Bu hareketleri Asya'yı eğlendirse de bir şey demeden konağın kapısından içeri adımını attı.

Adım sesiyle bahçede oturan Melek Hanım bakışlarını konağın kapısına çevirdiğinde üniforma içinde Asya'yı görmüştü.

Dili tutulmuş bir şekilde ayağa kalkarken gözleri Asya'nın üniformasında dolaşıyordu. Ne de güzel duruyordu üniformanın içinde böyle. Gözleri dolarken yavaş adımlarla Asya'yı izleyerek yanına gitti. Bakmaya doyamıyordu. Gurur duyuyordu kızıyla.

Şu kısacık zamanda oldukça alışmıştı ona. Davranışları ve hareketleri ne kadar onlara uzak gibi dursa da Melek Hanım kızının onlara alışma çabasını görebiliyordu.

"Ne kadar da güzelsin. Üniforman ne kadar yakışmış sana."

Melek hanım şefkatle elini Asya'nın yanağına koyduğunda genç kadın bir an donup kalmıştı.

"Seni ben büyütmedim ama o kadar güzel yetişmişsin ki. Seninle gurur duyuyorum bu kadar iyi ve vatanına bağlı bir insan olduğun için. İyi ki benim kızımsın. İyi ki varsın."

Melek hanımın dedikleriyle Asya'nın gözleri dolarken bakışlarını kadından kaçırdı. Oldukça zor olmuştu asker olması. Şimdi ise şuan ki olduğu insan olduğu için karşısında birisi ona teşekkür ediyordu. Üstelik bu birisi onun hayatında normal bir insan değildi annesiydi.

Melek hanım sıkı sıkı Asya'ya sarıldıktan sonra geri çekilerek yanaklarını kavrayıp iki yanağına da içli bir öpücük kondurmuştu. Asya'nın içi sıcacık olurken oda kollarını önündeki kadına dolamıştı. Ne olursa olsun bu kadını sevmişti ama 'anne' demeye dili varmıyordu.

"Kızım benim."

Melek hanım gözlerinde akan bir damla yaşla kızına daha sıkı sarılmıştı. Asya'nın da gözleri istemsizce dolarken yukarı bakarak gözyaşlarını geri göndermeye çalışmıştı. Şuan Melek hanımın ona gösterdiği ilgi ve şefkat o kadar fazlaydı ki.

Her yemeğe geldiğinde Asya'nın yanına oturarak tabağına yemek doldururdu. Sürekli onunla sohbet ederek yakınlaşmaya çalışırdı. Asya için gerçekten de çabalıyordu ki Asya'da bunun farkındaydı.

İkisi de kollarını birbirine daha sıkı doladı.

Birkaç dakika sonra ayrıldıklarında Asya kafasını yere eğerek Melek hanımın yüzüne bakmamaya çalışıyordu. Bakarsa her an bir duygu patlaması yaşayabilirdi.

"Sen içeri geç dinlen kızım o zaman."

Asya kafasını sallayarak hızlı adımlarla birlikte içeri girdiğinde derin bir nefes vermişti. Az önceki Melek hanımın sarılması tekrar aklına geldiğinde dudaklarındaki tebessümle yukarı doğru çıkmaya başladı.

Melek hanım ise bir süre gözü yaşlı Asya'nın arkasından baktıktan sonra kendisini avludaki sedirlerden birine bırakarak derin bir nefes çekti. Sarıldıktan sonra Asya gözüne o kadar masum gelmişti ki. Bir anne olarak onu her şeyden korumak istemişti.

-

Akşam tim Asya'larda toplanacağı için gelmişti Asya'da.

Hava kararırken tim de geldiğinde yemekler yenmiş gençler avluya geçmişlerdi. Adem ve Araz da gelmişti.

Sedirler çok olduğu için tim biraz sıkışsa da sığmışlardı.

Asya'nın gözleri Araz'dan başka her yere değerken yanında oturan Adem'in ona kıs kıs gülmesiyle karnına sert bir dirsek yemişti.

EMSALSİZ VATAN (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin