28.Bölüm

16.6K 945 601
                                    

Bu bölüm normalde kısaydı üç bin kelimeye tamamlayıp atacaktım ama tamamlamaya vaktim olmayınca ve size söz verince atayım dedim. Son attığım hazır bölümdü. Bundan sonraki bölümler yazdıkça atacağım. 

Seviliyorsunuz. 

Keyifli okumalar.

Kısa süre önce Kurtuluş'u ve diğerini uyandırmayı başarmıştık. Herkes harekat odasında oturup birbirine tuhaf bakışlar atarken Kurtuluş başta olmak üzere Kaos timi karşılarındaki istihbarat timine öldürücü bakışlarının yanında onlar da aynı şekilde karşılık veriyordu. Albay ve Mete bey bizi bir süreliğine yalnız bıraktığında aramıza bu kez Adem dahil olmuştu. Ve yanımda oturmuş zevkle birbirlerini yiyecekmiş gibi duran adamlara bakıyordu.

"Komutanımız Kızıl'mış."

Necati'nin nispet yapar gibi konuşmasıyla Mert ters bir şekilde ona bakmıştı.

"Asıl benim Kızıl'ım sizin komutanınızmış. Yani sizden önce tanıyorduk onu."

Adem ve ben karşmızdakilerin atışmaları izlerken bu kez Kurtuluş dahil olmuştu olaya.

"Bir kez biz komutanımızın ismini yaşını her şeyini en başından beri biliyorduk. Saçının rengini bile daha yeni öğrendiniz be."

Enes burnundan solurken derin bir nefes alıp masaya doğru eğildi.

"Asıl üç senedir Kızıl'ın yanında olan bizdik neredeyse her görevi bizimle birlikte geçti."

"Ama artık biz varız."

Kenan'ın kıskanç çıkan sesiyle hafif bir şekilde gülmek istesem de kendimi tutarak sert bir şekilde inkara bakmaya devam ettim. Kesinlikle fazla abartıyorlardı.

Bu kez Kurtuluş hiddetle bana dönmüştü.

"Komutanım siz bizi bunlarla mı aldatıyorsunuz?!"

Ben tam ağzımı açıp bir şey diyecektim ki bu kez yine Mert atlamıştı lafa.

"Teknik olarak sizden önce Kızıl'ımın hayatında biz olduğumuz için bizi sizle aldatmış oluyor."

İki taraf da birbirine memnuniyetsiz bir şekilde bakarken ben benden cevap bekleyenlere öylece bakıyordum.

"Birde ara da mı kaldınız komutanım? Bu ilişki buraya kadar bile zor dayandı, araya çok fazla üçüncü şahıslar girdiği." Kurtuluş burnunu kıvırarak istihbarat timine baktı.

"Ben bu ilişkiyi burada sonlandırmak istiyorum."

Bu kez ciddi bir yüz ifadesiyle tek şikayetçi olabileceği kişi olan Adem'e dönerek "Ben boşanmak istiyorum Adem komutanım, yeni bir hanım aman komutan talep ediyorum bu şartlar altında bu ilişkiyi daha fazla devam ettiremem." Dediğinde Adem onun bu haline oldukça eğlenerek bakıyordu.

"Ulan Kurtuluş,"

Ne kadar düz bir ifadeyle baksam da askerlerimin beni kıskanması oldukça hoşuma gitmişti. Gözlerime oldukça tatlı geliyorlardı eğrelti bir biçimde.

Kurtuluş ise adını dudaklarımdan duymasıyla hiddetle bana döndü.

"Bir de bana laf mı söyleyeceksiniz komutanım? Ha bir de bunların önünde bağırın bana."

Ciddi manada alınmış gibi duruyordu. Nedense bu kadar büyük tepkiler vereceklerini beklememiştim. Ne kadar yakın olsak da umursamazlar geçerler diye düşünüyordum. Ama beni bu kadar kıskanmaları içime eskilerde tozlanmış kalan hisleri yayıyordu.

Bir yere ait olma, aile, kardeşlik, sevgi, şefkat...

Bu kez kıyıdan köşeden uğrayan hisler değil de, gerçekten hissedebildiğim şeylerdi işte.

EMSALSİZ VATAN (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin