Asya'nın gözleri sinirden dolarken elindeki telefonu daha fazla sıkmıştı. Bu itin bu kadar ileri gideceğini tahmin etmeliydi.
Nasıl gözden kaçırmıştı?
"Sesini siktiğim."
Asya'nın küfrü ile telefonun karşı tarafında gür bir kahkaha duyulmuştu. Asya Miran'ı umursamadan Reha'ya eve gitmeleri için eliyle bir işaret verip hızlı bir şekilde dışarıya ilerlemeye başlamıştı. Diğerleri de Asya'nın peşinden gelirken bir yandan da Miran'la konuşuyordu Asya.
"Neredesin lan it?"
Asya'nın sinirli sesi Miran'ı daha da keyiflendirirken tebessüm ederek yanında bağlı duran Menekşe'ye baktı. Küçük bedeninin her tarafından halatlar dolanarak onu sandalyeye sabitlemişlerdi. Gözlerinden yaşlar gelirken korkulu gözlerle Miran'a bakıyordu.
"Menekşe hanımı biraz misafir edeyim dedim. İyi demişim değil mi? Muhabbeti de çok güzel." Telefonu Menekşe'ye yanaştırarak ağzındaki bandı sert bir şekilde çıkardı. Menekşe'nin dudaklarından kısa bir inleme dökülürken Asya sinirle yanına geldiği arabanın tekerine sert bir şekilde tekme atmıştı.
"Dokunma lan ona. Dokunma ona."
Miran Asya'yı umursamadan psikopat bir şekilde saçlarını okşayarak şefkatle konuştu. Kesinlikle bu adam iyi değildi.
"Hadi ablaya merhaba de güzelim."
Menekşe korku dolu gözlerle Miran'a bakarken adam geri çekilerek bir anda kahkaha atmaya başladı.
"Ah unutmuşum konuşamıyordu değil mi?"
Gerçekten de Menekşe'nin konuşamadığını unutmuş bir anda boşluğuna gelerek ağzını bantlamıştı.
"Neyse ablası çay ve atıştırmalıklara geçmeden önce seni bekliyoruz. Kardeşinin üzülmesini istemiyorsan çabuk ol. Tek gel ama davetsiz misafirleri sevmem. Nerede olacağımı senin bulabileceğini düşünüyorum. Fazla zamanın kalmadı yüzbaşı. Elini çabuk tutsan iyi olur."
Diğerleri çoktan arabaya bindiği zaman Miran'ın telefonu kapatmasıyla Asya da hızlı bir şekilde arabaya binerek anında gaza basıp son hızla konağa sürmeye başlamıştı.
On dakikada geldikleri yolun ardından sert bir frenle durduğunda kısa bir soluk alarak konağa baktı. Şimdi onlara nasıl bir açıklama yapacaktı.
"Siz inin geri kalanını ben hallederim."
Asya'nın yanında oturan Reha ve arkada oturan Hazar Doruk Emir itiraz etse de Asya sert bir şekilde onlara baktı.
"Siktirin inin şuradan ağzımı bozdurmayın benim. Eğer hepimiz gidersek ya da yanıma sadece bir kişiyi alırsam ne olacak sanıyorsunuz. Menekşe'ye zarar vermekten asla çekinmez. Üstelik ben sandığınız kadar zayıf değilim. Menekşe'yi alıp geleceğim."
Hepsi yüzüme tedirginlikle bakarken tam ağzını açıp bir şey daha diyecekti ki konağın kapısından çıkan İbrahim bey ve Melek hanımla duraksayarak kapıya bakmıştı.
Kapıdaki çift çocuklarının ilk defa toplu olarak dışarda gezdikleri günün mutluluğunu yaşarken Asya da dahil hepsi birlikte arabalardan inmişlerdi. Arkada iki araba da tim, Gül hanım ve Gediz de inmişti. İki kardeşin de gözleri yaşlı bir şekilde yere bakarken Melek hanımın yüzü bir anda düştü.
"Menekşe nerede?"
Sorusu ortamdaki sessizliği bozmazken İbrahim Bey de kaşlarını çatarak çocuklarına ve time baktı. Hepsi onlara nasıl söyleyeceklerini düşünürken Asya'nın fazla zamanı olmadığı için boğazını temizleyerek tedirgin bir şekilde Melek Hanım ve İbrahim beye yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMSALSİZ VATAN (Ara Verildi)
Acción7 Aralık'tan sonra yeni bölümler gelmeye devam edecek. Olaylar ve kişilerin hepsi kurgudur. Bir kız var doğduğu topraklara aşık, Bir kız var milletine aşık, Bir kız var bayrağına aşık, Ve yine bir kız var vatanına aşık... Hayatı boyunca acı çeken y...