25. Bölüm

15.3K 1.1K 962
                                    


Sizi seviyorummmm.

Keyifli okumalaaar.

Yazardan

Arslanoğlu ailesi üç saat önce geldikleri hastanenin ameliyat kapısının önünde yıkılmış bir şekilde beklerken Asya ilk defa onu bekleyen birilerinin olduğunu bilmeden içerde yaşam savaşı veriyordu.

Reha sırtını duvara vererek kafasını ellerinin arasına almış bir şekilde sessiz sessiz ağlıyordu. 

Hazar ise daha onun hemen yanında sadece boşluğa bakmakla yetiniyordu. Bu zamana kadar Asya yanlarında olduğu her vakit özenle ve ilgiyle onu izlemişti. Daha yeni tanıştığı ve istemeden olsa da kırdığı kardeşini daha da yakından tanımak istiyordu ama yanına gitmeye cesaret gösterememişti. Bu yüzden de sadece uzaktan uzaktan ona bakmakla yetinmişti. 

Ama bu bakışlar bile kardeşine olan sevgisinin artması için yetmişti. 

Annesiyle ve babasıyla sarıldıkları her an verdiği tepkilerden dolayı Asya'nın içinde kırılgan bir insan olduğunu fark etmişti. Sanki hiç birisi ona daha önce böyle ilgiyle ve şefkatle yaklaşmamış gibiydi. 

Birde ailecek toplandıkları her akşam Asya'nın onlara olan hayran bakışları yok mu?

Kaç kez... Kaç kez kardeşini kollarını arasına alarak saçlarını okşayıp hepimiz yanındayız demek istemişti... Neden yapmamıştı ki bu zamana kadar. 

Neden, neden siktiğimin gururunu yenerek bir kez olsun kardeşine sıkı sıkı sarılıp saçlarını öpüp koklamamıştı? Neden bir kez olsun silah tutmaktan hafif sertleşmiş o narin ellerini alarak ona destek olmamıştı ki? 

Neden kendilerine bunu yapmıştı?

Hazar'ın düşüncelerinden dolayı gözleri dolarken, iki elini sertçe kafasının iki yanına vurarak akılsızlığı yüzünden kendine ceza vermeye çalışmıştı. 

Acı bir şekilde kendisi de biliyordu ki yaptığı hatanın hiç bir telafisi yoktu. Bir de Asya onları bırakıp giderse...

"Hayır! Hayır Asya bizi bırakmaz. Bize bunu yapmaz." diye mırıldandı kendi kendine.

Nefesleri düşünceleri yüzünden sıklaşırken kafasını kaldırarak etrafına baktı. Herkes harap olmuş bir şekilde gözlerini ameliyathanenin kapısına dikerek içerden gelebilecek en küçük bir haberi bekliyordu. 

Asya'nın bütün sevenleri buradaydı. Annesi, babası, kardeşleri, abileri, ablası. Askerleri, komutanları. Onu seven herkes ondan gelecek, küçücük te olsa umut dolu bir haber bekliyordu.

Hazar kafasını sert bir şekilde arkasındaki duvara yaslarken içinden duaları sıralamaya başladı. Kardeşi oradan sağ salim çıkacaktı.

Bir gün önce (Asya'nın vurulduğu günden iki gün sonra)

Vücuduna giren keskin ağrılar yüzünden inlerken gözlerini zar zor açabilmişti. Sanki bütün vücudunun etleri hiç bir boşluk kalmaksızın dövülmüş gibiydi.

Zorlukla oturduğu yerde doğrulmaya çalıştığında sağ göğsündeki ve sol omzundaki bacağındaki ve karnındaki sızıyla kafasını tekrar önüne düşmüştü. 

Biliyordu o Kızıl'dı ve her şeyin üstesinden gelirdi ama aynı zamanda da insan. 

Şuan vücudunda bulunan ikisi eski ikisi de yeni yara yüzünden hayat enerjisi tamamen çekilmişti. Zorlukla kafasını kaldırdığında normal bir evde olduğunu gördü. Elleri ve ayakları halatlarla sıkı sıkı sandalyeye bağlıyken ellerini oynatacak mecali dahi yoktu. 

EMSALSİZ VATAN (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin