0.5

5.9K 307 8
                                    


Keyifli Okumalar

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen...

"Elbet bir gün bahsedicem sana, unutmak istediğim olaylardan."

Pinhani - Bilir o beni

🦋


Şuan Trabzondaydık, soğuk ve sert bir hava vardı. Son bir hafta beni fazlasıyla yormuştu. Arabanın camından giren soğuk esinti yüzümü yalıyordu. Büyük bir aracın içindeydik ve hepimiz aynı araçtaydık. Ön koltukta biri şoför diğeri ise koruma olduğunu tahmin ettiğim iki tane kalıplı adam vardı. Sert bakışları ve kulağında ki kulaklıklarla etrafı tarıyorlardı. Trabzona gelmek için ablamları ikna etmek kolay olmamıştı ama en sonunda ikna etmiştik.

Annemin bu olayı bu kadar çabuk kabullenmesini garipsiyordum. Gerçi hepimiz biraz şok içindeydik. Neyin içinde olduğumu bile anlayamıyordum. Içimden bir ses Asım Bey'in bu işin peşini bırakmayacağını söylüyordu. Eli kolu uzun bir adamdı. Yeni geldiğim bu şehir hayatıma ne katacaktı bilmiyordum. Kafam son derece karışıktı. Sanırsam düşünme yetimi kaybediyordum. Bu aralar fazla aptallaşmıştım.

Araba yavaşça büyük bir bahçenin önünde durdu. Önümüzdeki demir kapı şaşalı bahçeye açıldı. Kabul ağzım biraz açık kalmıştı bu görkemli konak karşısında. Araç yavaşça konağın önünde durdu. Leyal ve Asım Bey bizden önce araçtan indi. Biz ise onların ardından yavaşça indik. Konağın kapısı açıldığında önde yaşlı ve bastonlu bir adamı gördüm. Arkasından ise küçük bir kalabalık. Annem yanıma yanaştı ve sırtımı sıvazladı.

Bu hiç rahatlamama yardımcı olmamıştı.

"Geturdunuz mu sabiyi?"

Yaşlı adamın sert sesiyle irkildim fazla gerilmiştim. Avuçlarım annemin ceketinin ucuna tutunmuştu. Kafamı Leyale çevirdiğimde o da aynı anda bana baktı. Garip bir bakış gönderdikten sonra arabaya yaşlanıp kollarını göğsünde bağladı. Bu da deli mi ne? Tipik tipik bakıyor!

"Hee geturduk baba geturduk! Yığılmişsunuz kapinun önüne açulun geçelim da!"

Asım Bey elindeki valizleri sürüklerken kıpkırmızı suratıyla konuşuyordu. Sonra uzun boylu bir çocuk ve korumalar arabaya yaklaştı. Uzun boylu çocuk Asım Bey'in elindeki valize yanaştı.

"Alayım Emice! Yaşlanmişsun sen de ha!"

Asım Bey, "Hadi oradan ulan! Hergele!" dedi ve çocuğun ensesine yapıştırdı. Çocuk gülerek elindeki valizleri aldı. Ben ise küçük valizimle orada öylece duruyordum. Yaşlı adam önde biz arkasında eve girdik. Elimdeki valide tutunuyordum. Annemin yanından biraz uzaklaşmıştım. Konağın içine girer girmez evin büyük salonu bizi karşıladı. Kalabalık bir aileydiler bu biraz korkutucuydu. Salondaki koltuklara oturduk. Herkes sanki garip bir şekilde beni izliyormuş gibi geliyordu.

"Tanuşalım da artık! Nedur adı ha bu kızçenin? De bakayım bana minuk serçe?"

Yaşlı adamın bana hitaben konuşması ile boğazımı temizledim.

"Neva ismim efendim." Kaşlarını çattı verdiğim cevaptan memnun olmamışçasına.

"Efendim da nedur ula!? Dede diyecesun dede!"

"Şey peki öyle derim. Kusura bakmayın."

Beni kurtar dercesine anneme bakıyordum ama o hiç bir şekilde benimle ilgilenmiyordu.

"Baba! Yeter da uğraşma kızla. Yeni yoldan geldik zaten bırak biraz dinlensinler!"

Asım Beye minnet dolu gözlerle baktım. O sırada İnci Hanım, " Asım doğru söylüyor babacım. Bırak dinlensin misafirlerimiz."

Asım Bey sertçe İnci Hanıma dikti gözlerini. Bu ortam beni fazla geriyordu. Çevreme dönüp baktım. İki tane kadın başlarında olan yöresel yazmalarla öylece bizi izliyordu. Birde iki erkek ve bir kız vardı. Benimle ya yaşıttılar ya da 1-2 yaş fark vardı aramızda. Ama annemden büyük olan bu kadınlar İnci Hanımdan daha farklı gözüküyorlardı.

"Gelun Hanum! Yerunu bilesun!"

Yaşlı dedenin sert çıkan sesine İnci Hanım alınmış gibiydi. O kadar kişinin içinde laf yemek koymuştu sanırsam. Merdivenlerden aşağıya doğru inen birinin ayak sesleri geliyordu. Aşağıya inen ve bize doğru bakan benim yaşımda bir erkek vardı karşımızda. Bana benziyordu tek farkımız göz rengimiz ve onun gözlüklü olmasıydı. Bize dik dik baktıktan sonra ağzını açtı.

"Ooo yeni aile üyemiz de gelmiş!"

Alaycı çıkan sesi kaşlarımı çatmama neden oldu. Annem de derin bir iç çekti. Bu ortam ona da iyi gelmemişti.

"Selim! Kalbini kırdırtma oğlum!"

"Takma bu kadar baba sadece ikizimle tanışmak istiyorum!"

İkizim.

"Ne!?"

Ağzımdan çıkanlara engel olamamıştım. Bir ikizim vardı ve bunu yeni söylüyorlardı yani öyle mi? Gözlerimi Leyal'e çevirdim o ise gözlerini devirdi Selim denen çocuğa karşı.

"Yorgunum ve yatıcam. Rahatsız etmeyin lütfen!"

Bunu diyerek yukarı çıkan Leyal'in arkasından bakakaldım. Herkes dizi izler gibi bizi izliyordu. Anneme döndüğümde ise kaşlarını çatmış telefonuna bakıyordu. Sonra endişe dolu gözleri bana döndü.

"Lale kaza yapmış!"

🦋

Düşünceleriniz?

Selim artık sıkça yer alıcak bölümlerde. Onun hakkında ki düşünceleriniz?

Peki Leyal?

Lale'nin kaza yapmış olması olayları nasıl geliştirecek dersiniz?

NevaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin