0.8

4.9K 306 26
                                    


Keyifli Okumalar...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın**

"Sonra aramıza şehirler, ülkeler, belki dünyalar girecek..."

Farazi - Unutulanlar

🦋

Patlayan silahla nefes nefese birbirimize bakakalmıştık. Ateş bileğimden tutup konağın önüne götürdü ve beni arkasına aldı. Konağın önünde havaya sıkan bir adam vardı. Konaktakiler de bizim gibi silah sesini duymuş olacak ki hepsi teker teker dışarı çıktı. Ateş beni daha fazla arkasına aldı. Eli kolumda duruyordu. "Neva arkamdan çıkma tamam mı?"

Kafamı salladım ona ve silahı patlatan adama baktık ikimizde. Yaşı Asım Bey kadar vardı. Normal siyah bir takım elbise vardı üzerinde ama o kadar çok korkunç bakıyordu ki uzakta olmama rağmen korkmuştum. "Hayurdur Necdet? Ne diye konağumi elindekiyle bastun?" Dede tam adamın havaya kaldırdığı silahın önünde durmuş bağırarak onunla konuşuyordu.

Korumaları aşıp da nasıl böyle bir hareketti bulunmuştu. Gerçekten garipti. Silahlanan korumlarla Dede eliyle silahlarını indirmelerini işaret etti.

"Ha senun o geberesice torinun benum gül gibi kizumi kaçurmuş İhsan Bey!"

Necdet denen adamın söylediği şeyle herkes bir iki saniye bekledi. Acaba hangi torunuydu. Yani adamın bir sürü torunu vardı. Dede elini beyaz gömleğine götürüp bir kaç düğmesini açtı. O sırada Demir Ali Bey arabasıyla konağa girdi. Konakta abiler ve diğerleri yoktu. Arabanın kapısını çarparak indi. Sinirliydi boynundaki damarlar ortaya çıkmıştı.

"Hayurdur Necdet hayurdur!? Çoluk çocuğun ortasında silah çekmeye hiç utanmaymısın!?"

"Ula Demir ula nerede benim kizum!?"

"Ne diysın ula yoktur ha burada kız mız!"

"Senin Ozan benim kızımı kaçurdu! Ha şimdi de bilinmezliğe mi yataysiniz!"

"Ozan da diğerleri de görevdedur Necdet! Lafini bil da konuş. Öyle değul mi Meryem?"

Meryem yenge elini boynuna götürdü. Daha sonra gözlerini kaçırdı. "Öyle dur tabi hala görevdedurlar."

"Duydin mi Necdet!? Ozan öyle bir şey yapmaz da oğlumu benden iyi mi bilecesun!"

O sırada Dede'yi içeri götürdü Hafız Bey biz ise sadece izliyorduk. Ateşin eli hala kolumdaydı ben ise onun arkasında. Necdet denilen adam kafasını sağa sola götürdü buna ikna olmamıştı sanırsam.

"Bana palavra sıkmayun ula! Dün gece senin oğlanla konuşmuşta çikmuş evden! Madem görevdedur nasıl konuşmuşlar!?"

Boğazını yırtarcasına konuşuyordu. O bağırdıkça Demir Ali Bey de gerilip sinirleniyordu. Demir Ali Bey sinirle nefesini bırakıp cebimden telefonunu çıkardı. Birini arayacaktı yüksek ihtimal. Telefonu kulağına götürdü.

"Alo Cesur! Ozan senin yanında mı? Ne demek görevinuz bitti! Ula benum neden haberum yok madem göreviniz bittu! Bağa sesini yükseltma Cesur! Neredesunuz? Ozan salağı nerededur! Cesur akşama konakta olacaksunuz! Duydin mi!? Akşama hepunuz konakta olacasunuz ne yap ne et o salağu da bul bana!"

Tam adama dönecekti ki Necdet denilen adamın yanına bir kaç kişi geldi. Üç kişiydiler önde yürüyen kişi Esmer uzun boylu bir adamdı. Fazlasıyla sinirli gözüküyordu. Arkasındakilerin ifadeleri ise gayet normaldi. Necdet denilen adamın kolundan tuttu.

"Amca neydeysun amca!"

"Sen karışmayacasun Çakır! Karışmayacasun! Ilk önce kız kardeşumi aldılar benden daha sonra yeğenumi! Ha şimdi ise biriciğim Sema'yı! Bu ailenin bizden almadığı kim kaldı!?"

Adı Çakır'mış.

Çakır denilen genç adam Necdet'in silahının önüne geçmişti. "Değmez amcam değmez! Senin hapise girmene izin vermem amca! Hem bulacaz Sema'yı ferah tut yüreğini. Şimdi indirelim şu silahı da bir kaza çıkmasın."

Yavaşça amcasının elinden silahı alıp beline taktı. Bu olanların hepsini dehşetle izliyordum. Silahın ortadan kalkmasıyla hepimiz derin bir oh çekmiştik. Ateşe baktığımda Çakır denilen genç adama hiç iyi bakmıyordu. Çakır kalıplı uzun bir adamdı ama tahminime göre Ateş'den büyüktü. Çakır daha sonra Demir Ali Beye döndü.

"Dua edin de O serefsiz oğlunuzu ilk biz bulmayalım!" Daha sonra amcasını ve yanındaki adamları da alıp konaktan çıktılar. Onlar çıktıktan sonra Demir Ali Bey bize döndü.

"Hayde içeri girin sizde hayde!"

Adam zaten sinirliydi bizde daha sinirlenmesin diye içeri girdik. Salona girdiğimde dede koltuktaydı. Yanında ise Yaren vardı. Tansiyonunu ölçüyordu. Hafız Bey ise tekli koltukta oturmuş öyle bakıyordu. Melike yenge sanırsam mutfağa gitmişti. Sülüman yani gerçek adı aslında Süleyman olan benle yaşıt çocuk ise telefonuyla brawl stars oynuyordu.

"Alparslanı çağır Demir."

Herkes yaptığı şeyle ilgilenmeyi kesti birden. Bu ismi daha önce duymamıştım. Demir Ali Bey boğazını temizledi.

"Baba Alparslan olmaz."

"Çağur gelsun! Bütün torunlarum bir arada olsun. Bu kadar ayruluk yetti!"

Ateşe yavaşça yaklaştım. "Alparslan kim?" Diye sordum. O ise elini ensesine götürüp sıkıntılı bir nefes verdi.

"En büyük abin Neva. Ben sana her şeyi sonra anlatıcam tamam mı?"

"Hı hı tamam."

Yaren o arada boğazını temizledi. "Şey bu arada Asım amcam ve İnci yengem Leyal'in yanına gitti. Leyal birden rahatsızlanmış sanırsam. Aceleyle çıktılar o adam gelmeden önce yani."

Kalbim sızladı.

Bencil olma Neva!

🦋

Çakır Karacalı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çakır Karacalı

Düşünceleriniz?

Ateş ve Çakır?

Leyal'in rahatsızlığı?




NevaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin