YUNUSUN AĞZINDAN DEVAM EDİYORUZ.
Yerden yüksekte bulutların arasında uçarken cam kenarından yıldızları izliyordum. Gecenin karanlığı içimi huzurla kaplarken bir yandan beynimde dolaşan endişeli düşünceleri uzak tutmaya çalışıyordum. Aniden hayatıma giren bir kız için bu kadar yol gideceğime hiç düşünmezdim. Onu her ne kadar kendimden uzaklaştırmaya çalışmış olsam da o benden pes etmemişti benim pes ettiğim nokta ise onu kendimden uzaklaştırma çabam olmuştu. Doğa'yı seviyordum bunu idrak almam uzun zaman alsa da Turgut'un ona ulaşmaya çalıştığını öğrendiğim an her ne kadar yüz ifadem de ona karşı belli etmesem de içim içimi yiyor bir şekilde onun karşısında duruyordum. Belki de iç sesim ve doğa haklıydı bu bir kaderdi, yaşadığım her şey kaderin oyunu ise onunla sonunda kavuşmamı sağlayan şey de kaderdi. Buna inanıyorum.
*
Havalimanında sırt çantamı aldıktan sonra İzmir'e ilk kez adımımı atmış olmuştum günün ilk ışıkları yüzümü ısıtırken , yüzümde oluşan gülümsemeyi fark etmemiştim bile.Taksiye binip doğanın evine doğru yola çıkmıştım, içimde heyecan vardı onu ilk kez görüntülü sohbet de görmüştüm tabi o zaman da Turgut'un adamı yüzünden hastanelik olduğumu unutamıyorum.
Doğanın evinin önüne gelmiştim.
Düşüncelerim den arınıp derin bir nefes aldım ve zili çaldım. Kapıyı açan doğa idi, gözlerinin içi ağlamaktan kıp kırmızı idi , göz altları morarmış ve şişmişti, burnu kızarmıştı, beni görünce şaşkınlık geçirdi sonra hiç düşünmeden sıkıca sarıldı, bir elimi onun sırtına attım diğer elimle de saçını okşuyordum, içini tamamen döküyordu, hıçkıra hıçkıra sesli bir şekilde ağlıyordu içindeki acının çok büyük olduğunun farkına varmıştım...Ellerimi iki yanağına koydum saçlarını yüzünden ayırıp kenara doğru çektim gözlerinin içindeki acıyı görebiliyordum. Sorun yok ben yanındayım dercesine alnına bir buse kondurdum sonra tekrardan onu kollarımın arasına alıp sıkıca sarsılmıştım. Başımı öne eğdim saçlarının kokusunu içime çekiyordum , uzun zamandır aradığım huzur şuan kollarımın arasında idi lakin o kişinin de kalbi paramparça bir halde bana sığınıyordu. Kapının arkasından gelen bir sesle doğanın benden ayrılıp gözlerinde ki yaşı silmesi bir oldu. Kapının önüne orta yaşlarda bir kadın duruyordu kumral uzun saçları yüzünde hafif bir makyaj , üstüne giymiş olduğu bir sweetshirt altında da bir siyah kotla karşımızda duruyordu. " İçeri davet etmeyecek misin?" İmali bakışları ile doğaya sormuştu. Doğa başını öne doğru sallayıp elimi tutup beni evine doğru çekmişti. Salona geçip koltuğa oturmuştum. Doğa da karşıma oturmuştu. Başına ne geldiğini öğrenmek istiyordum lakin şuan olduğumuz ortamın uygun bir yer olmadığını iyi biliyordum bu yüzden sessizce oturmayı tercih etmiştim.
Kapıda bizi karşılayan kadın elinde ki kahveleri bize getirip köşede duran koltuğa oturmuştu, kahvesini yudumlarken gözleri ile beni süzdüğünü görebiliyordum. Ortamın sessizliğini bozan da o olmuştu. " Sanırım Yunus sensin." Demişti kibar bir tonda evet dercesine kafamı öne doğru salladım. " Ben Cansu, Doğanın annesiyim. " Demesiyle bende ismimi söyleyerek küçük bir tanışma yaşamıştık. " Sakıncası olmaz ise doğa ile beni biraz yalnız bırakabilir misiniz?" Saygı çerçevesinde hoş bir tonda söylemiştim başıyla onaylayıp odadan çıkmıştı lakin kapının arkasında bulunup bizi dinleyeceğini biliyordum.Hiç oralı olmayarak doğanın ellerini tutup, bakışlarımı göz bebeklerine çevirdim." Bir şeyler yaşadığını ve bu yaşadığın şeyin yüreğinde sana acı çektirdiğini anlayabiliyorum eğer iznin olursa bugün sana en güzel gününü yaşatmak istiyorum . Bir de ben neşeli doğayı görmeyi çok isterim küçük hanımefendi." Yüzümde oluşan samimi bir gülümseme ile yüzüne bakıyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/307118341-288-k25961.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafe
RomanceHikaye o kadar da hayat dolu olmayan Yunus'un yeni sanal arkadaşı Doğa ile tanışmasıyla başlıyor. Başta her şey şirin görünse de ikilinin ilişkisinin bundan öncesine dayandığını ve ortak sorunları olduklarını göreceksiniz. Onları bekleyen zorluklar...