special - 1!!

1.4K 119 81
                                        

OZLEDINIZ MI BEN COK OZLEDIM

iyi okumalar 💚 yorum atin azicik mutlu olim

.

lee minho

"tamamdır, görüşürüz! selam söylemeyi unutmayın!" jungkook ve taehyung çiftine el sallayan jisung'u kolundan tutmuş, çekiştiriyordum. jungkook'la tanıştığından beri onunla yakınlıkları kesilmiyordu!

hâlâ bana bakmayan jisung'u kolundan çekiştirip seslendim. "ya, jisung! bana bakar mısın artık?"

jisung sonunda el sallamayı bırakıp bana döndüğünde, kaşları merakla kalktı. "efendim minho'm?"

taşlı yolun ortasında durdum ve ona döndüm. "şu jungkook'tan bir ayrılamadın." dedim mızmızlanarak.

"buna mı alındın sen?" dedi bana gülerek.

"hâlâ dalga geçiyor ya," dedim yürümeye tek devam ederken. o ise peşimden koşmuş, koluma girmişti. kafasını omzuma yasladı ve konuştu. "özür dilerim."

omzumu silkeledim, böylece o da kafasını kaldırmış oldu. "kıskanması gereken ben değil miyim ya?" dedi gülerek.

ben ona bakmayınca, elimi tutup beni durdurdu. önüme geçip dudaklarımızı birleştirirken, kaşlarımı çattım. "birisi görecek, deli misin sen?"

"görsünler minho." dedi omzunu silkeleyerek ve tekrar birleştirdi dudaklarımızı. ben gözlerine bakarken, o tutuşan ellerimize bakıyordu.

"minho," dedi hâlâ gözlerime bakmazken. "hm?" diye cevapladım cümlesini ve devam etmesini bekledim.

"bana ders versene." dedi bir anda.

"ne?"

"baya, ders ver işte bana."

kıkırdadım dediklerine, yüzmesi zaten iyi olan adam gelmiş benden ders istiyordu.

"jisung ne diyorsun sen?" dedim ellerini daha sıkı tutarken.

"anlamıyor musun salak, yüzme dersi vermeni istiyorum işte." bir anda sinirlenip yüzüme bakınca, dudaklarından tekrar öpesim geldi. sinirli hâli bile güzeldi resmen, şaka gibi.

"sinirlenmeniz öpme isteğimi artırıyor jisung bey, haberiniz olsun." dedim gülerek ona bakarken.

"of minho." dedi önüne dönüp yürümeye devam ederken. ben ne olduğunu anlamayıp şaşırırken, bir süre sonra peşinden koşup ona yetiştim. yirmi üç yaşındaki beni koşturuyordu resmen!

"hey, ne oldu?" dedim elinden tutarken. derin nefes aldı ve adımlarını durdurdu.

"sen geçen gün 'bana zaman ayırmıyorsun' diyince çok içime oturdu minho. sadece seninle zaman geçirmek istemiştim işte."

dudaklarım aralanırken, az kalsın ayrılacak ellerimizi tekrar birleştirdim. "jisung, bu sorun değil ki. sırf benim yüzümden bu-"

"sus." dedi jisung. "senin üniversiten dört yıldı evet ama ben altı yıl okumak zorundayım. üniversiteden eve gelince de çok yorgun oluyorum, bir bakmışım ya omzunda uyuyakalmışım, ya da kütüphane masasında. yemin ederim bilerek yaptığım bir şey değil minho, gerçekten. babam da sıkıştırıyor arada arayıp. çok stresli hissediyorum özür dilerim. beni sakinleştiren iki şey su ve sensin, şu an onlardan da uzaklaşmış hissediyorum. psikiyatriyi sikeyim, biliyor musun okumazdım bu kadar ayrı kalacağımızı bilsem. ama bana kızma olur mu?" dedi git gide başını eğerken.

despair ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin