han jisung & lee minho
-feelings pool
kaç senedir yoktum burada. bunca senedir ne adını anmıştım, ne de düşünmüştüm bile. şimdiyse beni jisung'la karşılaştırdığı için teşekkürler ediyorum bu şehre. okulun yüzme takımına girerken aklımdan geçen tek ş...
kendimi yine sahilde, çocuklarla birlikte bulmuştum. hepimiz önceki gibi sıcak ateşin etrafında toplanmış, hem yemek yiyor hem de eğleniyorduk, daha huzurlu hissedemezdim sanırım. kesinlikle bu kadar hızlı alışmayı beklemiyordum onlara.
"hyunjin bırak cipsimi sikerim götünü!" diyerek hyunjin'in üstüne çıkan changbin'e bakıp kıkırdadım.
asıl amacımız jisung'un moralini düzeltmekti, bir de kaynaşmak. alışmaya başlamıştık yavaş yavaş birbirimize, jisung için de öyle olmasını umuyordum sadece.
ellerimi geriye atıp oradan güç aldım ve kafamı geriye attım. sıcak ateş yüzümü terletmişti. dudağımda oluşan bir baskıyla beraber gözlerimi açtığımda, felix'in eline ağzıma uzatmış, zorla cips soktuğunu gördüm.
"n'apıyorsun felix?" dedim gülmeye başlarken, ağzımın boşluğundan yararlanıp soktu cipsi hemen. herkes gülmeye başlarken tek odaklandığım jisung'un kıkırdamasıydı. bugün diğer günlere göre çok daha iyiydi ancak yine de mutsuzdu, güldüğü tek şey ya benim olduğum konulardı ya da onunla zorla konuşulduğu konulardı. mutsuz olması iyice mutsuz etmişti beni.
ortalık eski hâline dönerken jisung'un omzuna dokundum. dokunmadan önce uzun uzun izledim tabii ki de. parlayan yüzü, yanakları, dolgun dudakları ve büyük gözleri, birleşen turuncu ışıkla hoşuma gitmişti.
o yüzünü bana döndüğünde, "bana yaslanmak ister misin?" dedim kucağımı göstererek. o kafasını salladı sadece. mutsuz olduğu belliydi, evet birkaç kez takılmıştık sekiz kişi birlikte ancak yine de yabancılık çekiyordu, biliyordum.
bacaklarımın arasına geçip sırtını bana yasladığında, derin nefes verdiğini hissettim. onun karnında birleştirdiğim ellerimin üzerine ellerini koymuş, bizim çocukları izlemeye başlamıştı.
"iyi misin?" diye sordum ona eğilip. elimizden geleni yapıyorduk onun için, konudan konuya atlıyor güldürmeye çalışıyorduk ama olmuyordu. yüzü hep düzdü, hep başka bir şey düşünüyor gibiydi.
kafasını salladı yukarı aşağı. belli etmeyecekti zaten, bunu biliyordum ancak yine de şansımı denemek istemiştim. "emin misin?" dedim ona tekrar eğilip kulağına fısıldarken. kafasını tekrardan salladı. "gerçekten iyiyim, sadece halsizim. klasik şeyler, boşver."
ben kafamı sallayıp sohbete geri döndüm. git gide uykum bastırmaya başlamıştı, büyük ihtimalle saat gece yarısına yaklaşıyordu ancak bizimkiler hala deli enerjisine sahip olduğu için, koşturuyorlardı etrafta.
"changbin buraya gelmezsen götünü sikeceğim bak son üç, iki-"
"ay tamam geldim dur!" changbin felix'e koşarak gelip öptüğünde sarıldım. kafaları o kadar uyuşuyordu ki.
"uykun mu geldi?" diyen jisung'un kısık sesini duydum. hamakta yattığımız günki gibi yüzünü bana çevirmiş, ışıldayan gözleriyle bana bakıyordu.
"hmhm." diyerek onayladım onu. "bacağıma yatmak ister misin?" diye sordu.
"hm?" dedim anlamadığımı belirterek. o ise gülerek gözlerini devirmişti.
"ilk defa yapmıyorsun bunu minho, gel." dedi ve kalktı bacaklarımın arasından. bu sefer ben onun bacaklarına uzanırken, iyice küçüldüm bedeninin üstünde.
༄
ne zaman olduğunu anlayamadığım bir saatte, yanaklarımda bir baskı hissettim. uyandırmak için birileri yanaklarıma bastırıyordu parmaklarıyla. gözlerimi yavaş yavaş araladığımda, jisung'u gördüm direkt olarak karşımda. bana gülümseyerek bakıyor, yanaklarıma bastırıyordu uyanmam için.
"gideceğiz diye uyandırmıştım." açıklamasına karşılık kafamı sallayıp bacaklarından kalktım ve ayaklandım. o da ayaklanıp telefonunu cebine koydu ve jeongin'in peşinden birkaç şeyi çöpe atmaya gitti. hâlâ ayakta uyukluyordum, hâlâ.
ömür gibi geçen sürenin sonunda jisung yanıma geldiğinde, "hadi, gidelim." dedi ve sahilin merdivenlerinden çıkmaya başladı diğerleriyle. arkamdaydı, büyük ihtimalle ayakta uyuduğum için her an düşebilme ihtimalimi düşünmüştü.
"görüşürüz." diyerek el salladı wooyoung ve diğerlerine. yollarımız tersti onlarla. hyunjin de bugün felixlerde kalacağından, ki deli gibi sarhoştu ve annesi eve almazdı, biz de sadece ikimiz yürümeye başlamıştık.
ne kadar geç olduğunu doğan güneş sayesinde anladım. "hava aydınlanmaya başlamış, o kadar kaldık mı?" diye sordum jisung'a dönerek. jisung yavaşça yürüyordu, elleri ceplerindeydi.
"evet." diyerek cevapladı beni.
"delisiniz yemin ederim, senin hiç uykun gelmedi mi?" diye sordum çakıl sesleri etrafı doldururken.
"geldi ama dayandım. sen uyuyordun bir de bacağımda." kıkırdadım.
"ağır mıydım?"
"hayır. hiç ağır değildin."
kıkırdayarak devam ettirdiğimiz yolculuk, giderek daha da doğan güneşle beraber güzelleşiyordu. hava aydınlanıyor, jisung'un yüzünü daha net görmemi sağlıyordu.
"minho." diyen jisung'un sesini duyduğumda, ona çevirdim yüzümü. "efendim?"
"teşekkür ederim." dedi. şaşırmıştım, durup dururken ne alakaydı? "neden?"
siteye giriş yapmışken, gülümsedi. "bilmem. yanımda olduğun için, beni iyi hissettirdiğin için, omzunda ağlamama izin verdiğin için, daha sayayım mı?"
durup dururken böyle bir itiraf yapmasını beklemiyordum, asla beklemiyordum. ona şaşırmış ve büyük gözlerle bakmıştım. neden nefesim kesilmişti?
"özür dilerim, saçmaladım sanırım." dedi elini alnına vururken. telaşlandım ve ellerimi salladım. "hayır, saçmalamadın."
o kıkırdarken, benim evimin önüne gelmiştik. "minho." diyerek seslendi tekrardan bana. ben yine ona dönerken, evin dış kapısının kolunu bıraktım. stresle elleriyle oynuyordu, garip davranıyordu.
ben uyku sersemliğiyle hiçbir şey anlamayıp sadece ona bakarken, o avuç içlerini kot pantolonuna sildi ve bana yaklaştı.
yanağımda tüy kadar bir dokunuş hissettim. dışarıdaki rüzgar kadar sakin ve narin. sizi huzura sokacak, eviniz kadar sıcak bir öpücük.
ben donakalıp tepki veremezken, yüzümden uzaklaştı ve burukça gülümsedi.
"iyi geceler." dedi.
donakalmıştım, nefesimi kesen o öpücüğün etkisinden çıkamamış, dakikalarca kapının önünde beklemiştim.
bu çocuk gerçekten beni garip hissettiriyordu.
༄
çiçekler açar elbet, mühim olan beklemektir.
-küçük prens
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.