-0-

5.2K 188 8
                                    

"Hadi ama Eren, altı üstü bir demet papatya toplayacaksın , ne abarttın ya "- diye söylendi genç kız .Karşısındaki ona bıkmış gözlerle bakan genci ikna etmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdı şu an, sonuçta söz konusu olan papatyalar huysuz komşularının en nadide çiçekleriydi bahçesindeki. Genç kız biliyordu karşısındaki gencin de o papatyaları istediğini , fakat komşularının bahçesine girip,şimdiye kadar hasar görmeden ayrıla bilen Eren'den başka kimse olmamıştı. O kadar ince ve esnek bir vücuda sahipti ki ,istediği gibi çitleri aşıp hemen papatyaları ala biliyordu ,fakat yine de komşularının arz ettiği tehlike onu da teyit geçmiyordu ,bir keresinde tam papatyaları alıp çıkacakken beklenmedik bir anda komşuları bahçeye çıkmış ve az daha Eren'i yakalıyor du .Bu yüzden epeyce korkan çocuk içinde olan papatya tutkusuna rağmen bir daha o bahçeye girmiyordu .Aslına bakılırsa bu kadar zahmete ve tehlikeye girmelerinin sebebi komşularının papatyalarının şehirde eşi benzeri olmamasından başka bir şey değildi .Gençlik aşkının papatyalara olan tutkusu yüzünden bu yaşına kadar papatya yetiştirmekten vazgeçmeyen komşuları, çiçeklerine olan korumacı tavrını bu eşsiz ve nadide papatyaları için daha da ön sahfa tutuyor,bu da o papatyaları elde etmek isteyen insanlar için 'elde edilmesi imkansız' unvanına ulaşıyordu.

"Hayatta olmaz ,biliyorsun geçen sefer az daha yakalıyor du beni ve ben canımı papatya tarlalarında bulmadım Biricik bu yüzden asla bir daha o bahçeye adımımı atmam. "

Aynı Eren 15 dakika sonra ...

Atmıştı ... Girmişti bahçeye ,hatta şu anda papatyaları topluyordu ...

Kopardığı son papatyaları da diğerlerinin yanına ekleyip ,soluk soluğa çitlerin yanına koştu .Bu çiti de aştı mı ,komşuları onu yakalayamazdı bir daha .

Yine kadar bir şeylerin peşindeydi anlaşılan .Atmam dediği adımı atmış , şimdi ise yakalanmam dediği komşusuna az daha yakalanıyor du.

Evin kapısı büyük bir gümbürtü ile açılıp, aynı şiddet ile de çarpmıştı duvara .İşte bu Eren'in oradan kaçması için büyük bir kaçış sinyali olmustu. Zaten ufak olan vücudunu çitlerin diğer tarafına atmış ve son sürat koşmaya başlamıştı. Fakat bu kez bir değişiklik vardı .Her zaman pes edip bir süre sonra peşini bırakan komşuları bu kez öyle kolay pes edecek gibi görünmüyordu.

Ara sokaklarda koştuğu on beş dakikanın ardından çıkmaz sokağa girdiğinde dilinden dökülen sessiz küfürlere engel olamadı .Sokakta birkaç boş bidon dan başka hiç bir şey yoktu , şimdi ne yapacaktı?

Tam komşusunun pes edip, peşini bıraktığını düşünüp geri döneceği sırada hayat bir kez daha 'nah' çekip ona götünden gülmeyi başarmıştı .

Avını köşeye sıkıştırmış bir aslan gibi kendisine yaklaşan komşusunu gördüğü anda ne yapacağını bilmez bir şekilde kala kaldı .Lakin bunun şimdilik pekte mantıklı bir fikir olduğunu düşünmediği için hemen harekete geçmesi gerektiği kendine hatırlatıp yanında duran bidonları üst-üste koyarak karşı tarafa atlamaya çalıştı .Birinci denemesi hüsran ile sonlansa da ikinci denemesinde başarmıştı .

Kendini son bir kez iterek duvardan atladığı zaman tam kıçının üstüne düşmesi ile ağzından okkalı küfürler dökülmeye başladı .Kendince hayat felsefesine saydırdığı o birkaç saniyelik süreyi tam da basının üstünden gelen boğaz temizleme sesi böldü .Kafasını kaldırıp onu bu birkaç saniyelik siteminin yarıda kesilmesine sebep olan şahısa gözlerini çevirdiği zaman- Hassiktir bunlar da neydi böyle ...

'Tam zamanında böldün be yazar ' -diye yakınmalarınızı duyar gibiyim .Çok haklısınız ,amma böyle bir hareket tam bana yakışır dedim -ve de yaptım 😅👋🏻🌈

Papatyalar aşkına Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin