-2-

4.4K 127 12
                                    

Saçma sapan şarkılar dinleyerek yazdığım bölümden herkese selamlar  🥲✊🏻

***
İlahi bakış açısı 🌺🌺🌺

Her tarafın siyah , beyaz ve bej rengi bol olan eşyalarla süslendiği  çalışma odasında, tekli koltukta oturmuştu küçük avcı.

Kalbi bir kuş misali çırpınırken , gözünden akmakta olan yaşlar usulca elmacık kemiklerini ıslatıyordu .

Belli olmayan bir rotaya takılmış gözleri az sonra başına gele bilecek olayları değil de yine ve yine mezar altında olan beyaz papatyasında kalmıştı. Ne yapa bilirdi ki ? onun tüm hayatı papatyasından oluşuyordu .

Onun bu sessiz iç savaşına tezat karşısında onu izlemekte olan iki beden sabırla onu izliyor, ne yapacakları hakkında düşünüyorlardı.

İyi birileri değillerdi , hem de hiç.  Şimdiye kadar işledikleri cinayetlerin sayı hesabı yoktu , olamazdı zaten . Kalpleri kirli ve karanlıktı. Sevgileri yapmacıktı . Kimseyi sevemezdi onlar . Sadece ama sadece bir birilerini sever ,kollar her şeyleri olurlardı . Bu onların kanunudur ; bu onların yemini dir.

Geçmişten bir sayfa ...

Okulun arka kısmında , soğuk betona gelişi güzel çöküp bacaklarını kendine çekmiş, sıkı sıkıya sarmıştı kendini . Bu gün annesinin ölümünün üçüncü ayı dolmuştu. Kalbinin daha baharında olan bahçelerine kara dikenler ekilmiş, yeşil toprakları kurak çöllere dönmüştü. 

Annesinin her gün öptüğü ışıl ışıl parlayan yıldız benzeri gözleri iri su damlalarına ev sahipliği etmiş, şimdiyse acı elvida merasimiyle yolluyordu, sesli hıçkırıkları sebebiyle kızaran yanaklarına .

Dakikalar önce tutmaya çalıştığı, her kese  pünhan bildiği hıçkırıkları şimdi önemsiz olmuştu sanki . 'Erkekler ağlamaz' kavramı için kendini sıkıp, sakladığı  göz yaşlarını tutmakta zorlanmış, salıvermişti teker teker.

Bu nasıl bir acıydı ? Bu nasıl bir keder di ki böyle can yakıyordu? Acı sadece beyinde değildi , yatsan geçmezdi. Kolda ; bacakta hiç değildi . Sarsan da  bezlerle durmazdı kanı . Kalpte mi o zaman acı ? Peki nasıl yayılmış tüm ruha ? Hani vücut ve ruh farklı kavramdı? Peki neden yanıyordu bu kadar canı ? Kalpten yayılan acı , zehir misali kana karışmış şimdiyse tüm vücuda yayılmıştı milim milim.

Tüm benliğindeki yaralar arasında yanı başına oturup ,yeşil kısık gözlerle kendisini izleyen genci fark etmedi asla. Hıçkırıkları öyle bir hâl almıştı ki , her hıçkırıkta yerinde sarsılıyordu .

İzledi Asaf , ne yapması gerekiyordu ? Tanıyordu onu . Annesinin ölüm haberi işledikleri bir matematik dersinin ortasında duyulmuş, genç bedenin gözünden akan ilk inci damlası o gün onun gözleri önünde yanaklarından kayıp , yüzeyle buluşmuştu.

Hiç bir zaman açısına ortak olup , yanında olup halini sormamıştı . Daha doğrusu yapmamıştı. Kıskanmıştı onu , biraz da canı yanmıştı ona bakarken . Araba kazasında kaybettiği babasının hayattaki yaşamı boyunca kendisine vermediği sevgiyi her gün babasının ona vermesi içindeki minik çocuğu açıtmış, kamçılamıştı her gün , her saniye . Yani tek derdi onda olup kendisinde olmayan baba sevgisi olmuştu. Bu yüzden ondan uzak durmuştu her zaman .

Acıtmadan, yakmadan uzak durmuştu ondan . Okulun zorba çocuğuydu, doğru . Lakin bu ona böyle bir sebepten zarar vere bileceği anlamına gelmiyordu asla .

Papatyalar aşkına Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin