Merhaba çocuklar. Umarım gününüz güzel geçiyordur 🕯️🪞💍
Sizlere açıklamak istediğim bir olay var . Bu yüzden dikkate alıp okursanız memnun olurum .
Çoğunuzun düşüncelerine göre Eren ilk defa Erhan ve Asaf'la birlikte olduğu zamanda küçüklük alanına girdi - ama bu yanlış . Olayın aslı şu yönde ki , Eren ilk defa annesini kaybettiği gün küçük alanına geçti. Bunun devamında ise annesinin mezarı başında ağlarken . Yani her ikisinde yanında Biricik oldu , ama o bu durumu tabiki de fark edemedi .
Eğer dikkatli bakarsak her iki zamanda da Eren fazla çocuksu davranıyordu. Lakin bu o karmaşada kimsenin dikkatini çekmemişti.
Toplu bir şekilde bakarsak Eren şimdiye kadar üç defa küçük alanına geçiş yapmış bulunmakta . Ve tabiki bu bölümde de bir defa daha geçiş yapmış olacak - yani toplamda dört edecek .
Bunu açıklamak istedim - neden bunu açıklamak istedim bilmiyorum ️🥲
Neyse , hadi bölüme geçelim . Dikkate alıp okuduğunuz için teşekkür ederim 😌
***
Bölüm şarkısı: Bebeğin beşiği çamdan. (Neden diye sormayın . Büyük bir duygu patlaması eşliğinde yazılmış bir bölüm zaten .)Altı gün ... Tam tamına altı gündür bu evdeydi - ve işler o kadar da kötü gitmiyordu .
Bu günler içinde yemek yemiş, uyumuş, uyanmış ve babaanne ile bir sürü oyunlar oynamıştı. Evet oyun oynamıştı ve bu durum çok hoşuna gitmişti.
Babaanne çok ilginç bir kadındı. Bazen çok sinirli bazen ise - ki , bu özellikle Eren yanında olduğu zamanlar oluyordu- çok sevimli biri oluyordu . Öyle ki , sürekli gülümsüyor ve geçmişte yaşadığı komik olayları anlatıyordu. Ve emin olun , her olay bir birinden daha komik oluyordu .
Bu süre içerisinde Erhan ona çok iyi davranıyordu . Sürekli saçlarını sevip , bazen ise kaçamak öpücükler konduruyordu . Eren ilk zamanlar çok utansa bile , şu anda fazlasıyla alışmıştı bu duruma .
Daha dün bu durum yüzünden tam onbeş dakika durmadan ağlamıştı . Evet , doğru okudunuz onbeş dakika . Peki neden mi ? Şöyle anlatayım. Sabah kalktıklarında Eren ilk iş olarak sabah öpücüğün'ü beklemiş ama bir türlü alamamıştı. En sonunda da anlık bir duygu seliyle ağlamaya başlamıştı- ve bu ağlayış, Erhan onu sakinleştirmek için öpene kadar devam etmişti.
Dakikalar boyunca ağlayan çocuğun, saçları arasına kondurduğu küçük öpücükler sayesinde sustuğunu anlayan Erhan, daha şaşkınlığını atlatamadan Eren' den duyduğu kıkırdayışlar sebebiyle dona kalmıştı.
Evet , sadece Eren'in bu öpücükler den rahatsız olup olmadığını anlamak için öpmemişti onu - anlaşılan, cevabını çok ta güzel almıştı...
___
Peki şimdi ne mi yapıyorlardı? Hadi gelin birlikte anlayalım.Arabanın arka koltuğunda Eren ve Erhan , şoför koltuğunda ise Asaf vardı . Peki nereye mi gidiyorlardı?
Papatya kraliçesine, yani Eren'in annesine .
Sabah uyandıklarında Asaf sadece birkaç kelimeyle ' hazırlanın, mezarlığa gidiyoruz '- demişti.
Ve sonrasında da hemen hazırlanmış, şimdi de arabada yolculuk yapıyorlardı.15-20 dakikalık yolculuğun ardından, varmışlardı sonunda . Ölüm sessizliğin'in hakim olduğu arabadan ilk kendini atan Asaf olmuştu. Belli etmemeye çalışıyordu ama fazla gergindi - ki bu da sabahtan beri üzerinde olan büyük öfkeden belli oluyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyalar aşkına
FanfictionTam bir papatya sevdalısı olan Eren huysuz komşularının bahçesinden kopardığı birkaç papatya yüzünden 2 manyak mafyanın eline düşerse ? Para karşılığında onlarla 1 ay boyunca ageplay sürecine girmek zorunda olan Eren 1 ay sonra onlardan ayrıla bile...