Papatyalar aşkına

-5-

Hii , dün yaşadığım o kadar olaya rağmen şu anda, yıkılmadan ayaktayım ✊🏻 Hadi hayırlısı
***

Son hatırladığı şeylerle gözlerini bir anda açan minik beden , gözlerini açtığı anda karşılaştığı mavi tavanla ilk başta şaşırmış, sonra ise ayaklanmaya çalışmıştı ama tüm çabaları vücudunda kontrol dahi edemediği boyun kasları sebebiyle büyük bir şok dalgası içinde kaybolurken , bulunduğu çaresizlik hissiyle göz yaşlarını akıtmaya başlamıştı. Lakin bu göz yaşları ses seviyesinin kontrolünün elinde olmaması sebebiyle şiddetli hal alırken , hıçkırıkları tüm odayı doldurmuştu.

Hemen yan odada öldürecekleri gelecek kurbanları için plan yapan ikili , küçük avcının sesini duyunca hemen işlerini bırakarak yan odaya giriş yapmışlardı.

Normal boyutların dışında olan beşiğinde hıçkırıklar eşliğinde ağlayan Eren , kapının açılmasıyla dolu gözlerini kapıya çevirip , kendisine şaşkın bir şekilde bakan iki adama bakmaya başlamıştı.

Tanımadığı bir evde ve insanların içinde yalnız olmak hiçte güvende hissetmesine yardımcı olmuyordu çünki.

İlk harekete geçen Erhan olurken , hızlı adımlarla ilerleyerek büyük ölçülü beşiğin yanına gelmiş, eğilerek minik bedeni kucağına almıştı.

Saniyeler içinde ağlamaktan kıpkırmızı olan kocaman gözler , ağlaması sebebiyle şişmiş, etrafında kırmızı şeritler olmasına sebep olmuştu.

Kafasını bile yerinde doğru düzgün tutamayan Eren kontrolü dışında , kafasını Erhan'ın omzuna koymuş, kısa bir süre içinde sakinleşmişti .

Onları kenardan izleyen Asaf , belki şimdi fark etmeyecekti ama kocasını herkesten sakınan, uzak tutan , kıskanan Asaf , başını eşinin omzuna koyup  sakinleşmek için çabalayan bu küçük çocuk için içinde hiç bir olumsuz duygu barındırmıyordu. Ve hiç bir zaman böyle olumsuz duyguları ne kalbinde ne de zihninde barındırmayacaktı .

Beşiğin hemen yanında olan sallanan sandalyeye oturan Erhan , kucağındaki çocuğu bacaklarının üzerinde yan şekilde oturtmuş ve elini de kafasının arkasına koyarak ilaçlar yüzünden kontrol edemediği kafasını sabit tutmakta yardımcı olmuştu kendisine .

Erhan'ın elleri arasında , göz yaşlarının dinmesini bekleyen küçük avcı, içinde barındırdığı,korku endişe ve merak hissiyle ağlamaktan kızaran gözlerini kucağında olduğu adamın yüzüne dikmiş, içinde bulunduğu durum için bir açıklama beklemişti. Derdini anlayan Erhan , "Daha ilk günden sorun yarattığın için küçük bir ceza verdik sana . Belirli bir süre vücudundaki neredeyse hiç bir kası kullanamayacak , mesaneni kontrol edemeyeceksin ."- demişti.

Onun bu sözleri Küçük avcının, şaşkınlığını yansıtan gözlerinin ilk önce büyümesine daha sonraysa dolmasına sebep olmuştu. Nasıl yani , şimdi tüm gün bu adamların yardımına muhtaç mı olacaktı yani ?

Kalbi korkuyla atan minik avcı , sol gözünden akan yaş eşliğinde, ağzından kaçan hıçkırığa mani olamamış,minik inci damlalarını teker teker gözlerinden akıtmıştı.

Ağzından kaçan hıçkırıklar eşliğinde, dudaklarından dökülen "Hayıy , oymaj" kelimeleri odanın içinde büyük bir bomba etkisine sebep olmuştu. Ergenlik zamanlarında bile sesi değişmeyip , aynı kalan sesi şu anda daha ince çıkıyor ve aynı zamanda da kayıyordu.

Adımlarını odanın içine yönlendiren Asaf duyduğu ince ve kayan ses ile yerinde dona kalmış, sadece bir kaç saniyeliğine yıllardır koruduğu iradesinin ufak çatlaklar vermesine şahit olmuştu. Hayatı boyunca hiç bir zaman bir kadına ilgi beslememiş, erkeklere olan ilgisiniyse Erhan sayesinde anlamıştı. Lakin şu anda kocasının bacakları üzerinde yan oturmuş küçük bedenin sesi onu tamamen farklı bir boyuta sürüklemiştir.