Kavgalar ve itiraflar

1.8K 77 2
                                    

"nereye gidiyoruz söylesene artık."

Zeynep bitmeyen yoldan sıkılmıştı, ellerini birbirine bağlayıp sesli bir nefes verdi ve sırtını arabanın koltuğuna yasladı.

"Sen canım balık çekiyor demedin mi?  Biraz daha sabret sana dünyanın en güzel balığını yedireceğim."

Rüzgar Zeynep'i iş yerinden aldığında karısı canının balık çektiğini söylemişti, onu herhangi bir lokantaya götürmek istemedi. Karısına kendi sipesyalini yapacaktı.

"Ama biz acıktık ve sabretmek istemiyoruz."

Zeynep elini karnına götürüp bebeğini okşadı, Rüzgar'a dönüp baktı göz ucuyla. Bebeğinin ona benzemesini çok istiyordu. Babası gibi güçlü birisi olmalıydı, onun gibi cesur ve merhametli bir karakteri olsa ne iyi olurdu.

"Tamam geldik işte."

Zeynep Rüzgar'ın ardından arabadan indi, deniz kenarına gelmişlerdi. Burada ne yapacaklardı? Zeynep etrafına bakındı, Rüzgar arabanın bagajında bir şeyler arıyordu. Yanına gitti.

"Buraya neden geldik? Hem kimse de yok ki bomboş burası."

Az sonra Rüzgar elinde olta ve diğer balık tutma malzemeleriyle bagajı kapattı.

"Balık tutacağız ve sonrasında beraber pişirip yiyeceğiz."

Zeynep kocasına canının balık çektiğini söylerken balık tutacakları hiç aklına gelmemişti, böyle olacağını bilseydi hiç söylemezdi. 

"Rüzgar boşver bak öylesine balık demiştim ben, başka bir şey de yerim. Balık tutmak uzun iş hiç uğraşmaya gerek yok."

Genç kadın kocasının kolundan tutup onu arabaya sürükledi, Rüzgar'ın yerinden kıpırdamaya niyeti yoktu.

"Ne yani sen şimdi benim balık tutamayacağımı mı imâ ediyorsun?"

Onu daha önce hiç balık tutarken hayal etmemişti, bir kere balık tutmak sabırlı adamların işiydi Rüzgar ise sabır konusunda sınıfta kalırdı. Yine de kocasını kırmamak için bunu dile getirmedi. Bu adam gittikçe alıngan mı oluyordu yoksa Zeynep'e mi öyle gelmişti?

"Hayır canım ne münasebet."

Rüzgar Zeynep'in bu konu da kendisine güvenmediğini anlamıştı, kadına balık tutmakta ne kadar marifetli olduğunu gösterecekti. 

"Sen kocanı hiç tanımamışsın papatya, izle ve gör beş dakikaya tutarım balığı."

Rüzgar'ın bunu söylemesinin üzerinden iki saat geçmişti, Zeynep oturduğu sandalyeden kalkıp ayakta bir kaç tur attı. Oflayıp pufladı geçen saatlerde olduğu gibi ama Rüzgar balık tutmayı kafasına koymuştu. Karısına kendi elleriyle tuttuğu balığı yedirmeden buradan gitmeyecekti.

"Tamam olmuyor işte niye uzatıyorsun hadi bak iyice acıktım gidelim artık."

Zeynep Rüzgar'ın sandalyesinin başında bekliyordu, kocası tüm dikkatini oltaya vermişti. Oltanın hareket etmesini umutla bekliyordu, Zeynep kocasının dikkatini nasıl dağıtacağını çok iyi biliyordu. Kendini Rüzgar'ın kucağına bıraktı ve ellerini kocasının boynuna doladı.

"Ben çok sıkıldım sen sıkılmadın mı?"

Genç kadın başarmıştı kocası gözlerini oltadan ayırdı, tüm çekiciliğiyle kendisine bakan karısına döndü. Oltayı sandalyenin kenarına yerleştirdiğinde karısıyla daha iyi ilgilenebilirdi. Boşta kalan ellerini karısının beline yerleştirip onu daha çok kendine yasladı.

"Madem sıkıldın eğlenelim biraz."

Zeynep yüzünü kocasına yaklaştırıp dudaklarını öpmeye başladı, ilk hamlenin Zeynep'den gelmesine alışık olmayan adam afallasa da sonrasında karısına uyum sağladı. Ahenkli bir şekilde öpüşüyorlardı, nefesleri birbirine karışmıştı ki Rüzgar sandalyenin kenarına bıraktığı oltanın düştüğünü gördü. Dudaklarını istemeyerek karısından uzaklaştırmayı başardı.

CANHIRAŞ (Yürek Parçalayan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin