Rüzgar'ın papatyası

6K 164 39
                                    

Genç kız mide bulantısını unutmuş yaşadığı şoku anlamlandırmaya çalışıyordu. Ali'nin ölen sevgilisi Yasemin'in fotoğrafta Rüzgar ile bu şekilde yakın olması hiç mantıklı değildi. Kendisini gözetleyen bir çift gözden habersiz odanın içinde dona kalmıştı.

"Yasemin o, Rüzgar'ın kız kardeşi."

Zeynep duyduğu kız sesiyle irkildi. Arkasını döndüğünde yanında oturan kızın odada olduğunu fark etti. Kız yanına yaklaşmış futürsuzca koluna girdi.

"Gel sana lavabonun yerini göstereyim"

Zeynep kızın kendisini yönlendirmesine izin vermişti. Zaten kızda ki tuhaf samimilik itiraz etmesini engelliyordu. İki adım sonra lavabonun önüne geldiler. Zeynep'in mide bulantısı kendini iyice hissettirmeye başlamıştı. Hemen tuvalete girip yediklerini midesinden çıkardı. Gün boyunca acıkmadığı için yemek yememiş sadece burada bir tabak çorba içmişti. Onu da içtiğine pişman olmuştu. İşini bitirdikten sonra hemen elini ve yüzünü yıkayıp aynadan kendine baktı.
Kızın söylediklerini zihninde yeni yeni toparlayabiliyordu. Demek Yasemin Rüzgar'ın ölen kardeşiydi. Aynı Yasemin Ali'nin de ölen sevgilisiydi. Rüzgar ile Ali arasında bir bağ vardı. Bu bağ kendisi değil Yasemin'di. Aralarındaki tek bağ Yasemin'de değildi. Birde bu cinayet meselesi vardı. O konuyla Ali de ilgileniyordu. Zeynep ise öğrendiklerini hiç öğrenmemiş olmak isterdi. Eski huzurlu hayatını geri istiyordu. Bu kadar tesadüfün içinden mutlaka kötü bir şeyler çıkacaktı. Kendini toparlayıp lavabodan çıktı. O kız kapının önünde hala onu bekliyordu. Yüzündeki samimi ifade gitmiş yerine kin dolu bakışlar gelmişti.

"Biz seninle daha tanışmadık değil mi? Ben Açelya."

Kız Zeynep'in üzerine doğru yürümeye başlamıştı. Zeynep neye uğradığını şaşırdı.

"Rüzgar'ın sevgilisi bendim sen nereden çıktın ki?"

Zeynep kızın öfkeli gözlerinin hedefi olmakla kalmamış birde kız kollarını tutup onu sarsmaya başlamıştı.

"Ama nereden çıktıysan oraya geri gideceksin, seni uyarıyorum eğer Rüzgar'ı bırakıp gitmezsen yemeğine ilaç katmakla kalmam seni öldürürüm."

Kız sanki hiçbir şey olmamış gibi tekrar Zeynep'in koluna girdi. Zeynep ise girdiği şoktan çıkamamıştı. Buradaki erkekler kadar kızlarda psikopattı. Demek yemeğini koyduğu şey yüzünden midesi o kadar bulanmıştı. Açelya verdiği göz dağının gururuyla burnu havada bir şekilde Zeynep ile birlikte salona girdi. Zeynep'in sandığı gibi bir kız olmadığını ona karşı gelememesinden anlamıştı. Onu korkutup buradan göndermek çok kolay olacaktı. Oysa Zeynep hâlâ girdiği şoktan çıkamamıştı.

Rüzgar Zeynep'in solgun yüzünü görünce ağır adımlarla yanına gitti. Açelya kızın kolundan çıkmış yemeği bitirip ayakta sohbet eden arkadaşlarına katılmıştı. Zeynep ise bir kenarda öylece bekliyordu. Başı ağrımaya başlamıştı. Bugün bu kadar adrenalin ona çok fazla gelmişti. Rüzgar'ın erkeksi kokusu burnuna geldiğinde gözlerini ela gözlerine çevirdi.

"Ne oldu sana?"

Gözlerinde bir anlık telaş görmüş gibi oldu. Saniyeler sonra telaş gitmiş yerini aynı boş ifade almıştı.

"Hiç" demekle yetindi. Buradan bir an önce gitmek istiyordu. Rüzgar Zeynep'in elini tutarak onu salondan çıkardı. Bu kıza bir şey olduğu belliydi. Gözlerinin önüne düşen saçlarını özenle kızın kulağının arkasına yerleştirdi. Solgun yüzünü renklendiren tek şey kırmızı yanaklarıydı. Yanaklarındaki bu kırmızılık doğaldı ve Rüzgar'ın çok hoşuna gidiyordu.

"Yalan söylemeyi beceremeyen bir papatya."

Zeynep'in bütün duyguları birbirine karışmıştı. Ama en derinden hissettiği duygu heyecandı. Rüzgar'ın eli saçına gittiğinde kalbi deli gibi atmaya başlamıştı. Solgun olan yüzüne renk gelmişti. Adam pervasızca gözlerini yüzünde gezdiriyordu.

CANHIRAŞ (Yürek Parçalayan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin