♡5♡

186 19 21
                                    

Allahım yazıyorum ben bu fici, yapiorum ben bu işii. Neyse simdi nazar deydirmeyeyim en uzun yazdığım fic oldu çünki. Hehehe sizi tutmayayımda bölüme geçelim. Mucklandınızz.

-
-
-

Hyunjin'den;

"Sana inanmıyorum Hyunjin!"
Chrisi görmezden gelerek belini çıtlattı.

"Ah.. Bu iyi geldi.." Minho gözlerini devirdi.

"Herzamanki gibi, ajan isgencesi falan gormemis yani." Hyunjin alayla sırıttı fakat ajan isgencesi diyince bir tirsmisti.

"Ellerinde bir bok olmadığından 12 saat 32 dakika 15 saniyede karakoldan çıktım." Arkasina yaslandı. "Çok misafir perverler." Chan ayağa kalkıp hyunjine doğru yürüdü.

"Bu çok riskliydi! Yaptığımız şey ortaya çıkabilirdi, en önemlisi hapse girebilirdin aptal!" Hyunjinde ayağa kalktı.

"Ellerinde-hiçbir-sikim-sonik-bilgi-yok! PUFF" elleriyle havada patlama işareti yaparken topukları üzerinde arkasına döndü ve üstümdeki gömleğin düğmelerini özenle açmaya başladım.

"Kardeşin?" Duraksadı ve gözucuyla Minhoya baktı.

"Hm?" Oflayarak kendini tekli minik koltuğa attı ve yayılarak oturdu. Minho kardesine olan hasasligini bildigi icin uzatmadi.

"Napıcaksın yani şimdi?" Chan onun sözünü böldü.

"Hiçbirşey! Hiçbirşey yapmayacak ve evde oturacak." Üstündeki gömleği gelişi güzel yere atarken sırıttım. "3 gün dinleneceğim canlarım. 3 gün sonra Haşmetli Lee Felix hazretleri beni randavuya çağıracakk." Son kelimeyi uzatarak elleribi çırptı ve aynanın karşısına geçtim. Chan kalp krizi geciriyormus gicibi bir ifaede takinirkan hyunjin aynada saclaarini inceleyerek konustu.

"Dip boyam mı gelmiş Minho?" Minho yanıba yaklaşıp saçlaarına baktı.

"Evet evet, ama böylede iyi gibi. Yakisiyor sana." Chan inanamıyormuş gibi ikisine baktı.

"Tek mantıklı düşünen benmiyim? Tanrı aşkına Lee Felix kim! Bu olaylar arasında birileriylemi flörtleşmeye başladın." Minho beni kolları arasına çekip başımı okşadı ve Chana çemkirdi.

"Sen ne bilirsin be ihtiyar! Çocuğumu rahat bırak gençliğini yaşayacak." Tatlı tatlı gülümsedim ve Felixi tanıttım.

"Felix.. Jiwo davasının güzeller güzeli gorevlendirilen ajani." Minho duydugu seyle hyunjinin kafasina vurdu.

"Lan öyle desene! Ben ne diye destekliyosam.. Hıh, yakışmadı hyunjin chanın tarafına geçiyorum." Hyunjine büyük bir hataymış gibii bakarak geri geri yürüdü ve chanın yanına ulaştı. Chan bu gün bilmem kaçıncı kez dehşet dolu yüz ifadesini ortama hediye ederken konuştu.

"Kasapçı çocuğu anladımda, bir ajanla mii randavuya çıkacaksın!?" Minho dudak büktü.

"Bu durumda kasapçı cocuk daha iyi bir seçim gibi geliyor." Hyunjinin bir onceki flortunden bahsediyorlardi. Parmağıni minhoya dogru salladi.

"Ajan kasapçıya tek atar." Chan inaniyormuscasina sinirle bağırdı.

"Biraz beni ciddiye alsan mı! Minho sende şununla çocuk olma." Minho hyunjine öpücük attığında Chan bunu görmemiş ve hyunjini azarlamaya devam etmişti.

"Bir ajanla, hemde jiwonun davasının aja-" hyunjin sözünü kesti.

"Aslında randavu değildi." Sırıttım. Minho hayal kırıklığına uğramıs gibi yüzünü asarken chan hyunjine söylendi.

"Orospu ç-" sözünü tekrardan kesti.

"Beni 3 gün sonra sorguya çağıracak, adımdan daha çok eminim." Minho söze girdi.

"Bende onu kendine aşık edip kullanırsın sanmıştım. Bir mutlu olduydum benden birşeyler öğrendi bu mal çocuk diye." Hyunjin minhoya tehlikeli bir sekilde gülümsedi.

"Zaten bir ajanımız var. Ona ihtiyacım yok. Felix benim oyuncağım bile olmayacak." Chan rahat bir nefes verdi.

"Ajanımız sayesinde onlardan bilgi alıcaz. Jiwi onlara bırakmayıp kendimiz halledicez. Bu işler bittincede bir tatil yaparız artık." Chan ve Minho aynı anda sırıttı.

"Siktir git dinlen, velet." Hyunjin Chana öpücük atıp odasina girdi. Masasindaki dosyalardan birini alıp açtım ve güzel yüzü okşadım.

Lee Felix.

3 gün sonra görüşürüz güzel bebek.

-
-
-
-
-
-
-
Dicek bisi yok. Nokta.


Zararlı alışkanlıklar < Hyunlix >Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin