♡18♡

131 14 22
                                    

Selamlar selamlar selamlar. Uzun süre bölüm atmadim cünkü cünkü nie benden bilmiom aq. Yani aslında angst bir fic yaziyorum o fici taslaklarda bitirip paylaşmak istediğim için buraya pek zaman ayıramadım o taslaklarda bitince buraya daha çok ilgi vereceğim merak etmeyiniz. Ayrıca ingilizce klavyeyi düzelttim yani türkçeye geri döndüm fakat alışkanlıkla ingilizce klavyedeki gibii yazarsam şimdiden özür diliyorumm bölüme go go go.

...

"Sikeyim!" kafamı ellerimin aradına aldım. Çok geçmeden sinirle önümdeki dosyaları yerle de buluşturmuştum. Sinirli bir çığlık atarken 4 gündür bir sik bulamamanın sinirini çıkartıyordum.

"Hey! Hyung napıyorsun!" Jeongin yanıma grlip ellerimi tuttuğunda sandalyeye geri oturdum.

"Orospu çocuğunun elinden sadece bir kamyon dolusu çocuk aldık. Kim bilir daha kaç tanesi vardı.."

Evet, tahminlerimiz bir açıdan yanlış çıkmıştı. Onlar organları değil, çocukları canlı canlı taşıyorlardı. Ayrıca kamyonun içinde yola çıkıldığında etkinleştirilicek soğuk hava verevek klimalarında bulunmasıyla jiw in çocukları yolda dondurup direk işlem yapılacak yere göndereceğini anlamıştık. Kamyon yola çıkmadığı için klimalar etkinleştirilmemişti, çocuklar sapa sağlamdı.

Peki ya biz? Evet teklifi reddetmiştik. Ayrıca jisung arabalardan birine takip cihazı yerleştirmişti. Bunu bize söylediğinde çok kızdık çünkü onlar bize çok iyi davranmıştı. Ama amacının sadece kötü bir şey yaparlarsa obları bukup uyarmak olduğunu söyledi. Evden gitmeden önce bunu çok kez tekrarlamıştık zaten.

Özellikle, hyunjine.

O konuşman sonra bu davaya takıntılı hale gelmiştim. Eve gitmiyor, sabahlara kadar çalışıyordum. Fakat hiç bir şey bulamadım! Ah neden mi, şu siktiğimin Jiwosu sanki hayalet gibi!

Fakat bir sorunumuz daha vardı.

Biz karakıla geldiğimizde çok ciddi bir sorguya çekilmiştik. Sonuçta düşman sanılan bir takımın elinden elimizi kolumuzu sallayarak sağsalim gelmemiz normal değildi. Biz ise masum olduklarını, yakınlarda yaşadıkları için ormanda bizi bukup aldıklarını söylemiştik. Ayrıca işin ilerlemesini hyunjinin ajanları engellemiş olmalıydı ki 1 sorguyla kurtulmuş hala işimize devam ediyorduk. Sorun yok diceksiniz ama asıl sorun 1 hafta boyunca bizim "killer bokların" uslu durmasıydı. Onlara bu konuda güvenmiyordum. 1 hafta boyunca herhangi bir etkileşim olmazsa isimleri temize çıkacaktı. Buda biraz hyunjinin ajanları sayesindeydi. Ama uslu durmazlarsa boku yicekleri kesindi.

"Hiç bir şey bulamıyorum jeongin! Delireceğim..." ellerimle yüzümü kapattığımda jeonginin gülme sesini duydum.

"Hyunjin, sana ne anlattı?" Başımı kaldırıp ona baktım.

"Nasıl yani?" Çekinerek gözlerini kaçırdığında ne olduğuna anlam veremiyordum.

"Siz yani yakınsınız, odada bir şeey konuştunuz." İçime garib bir his düşerken jeongine bakmaya devam ettim. Garib davranıyordu.

"Bir olay anlattı, o olay yüzünden ajan olmamış ve bende o olay yüzünden bu davaya dahada önem veriyorum." Jeongin yutkundu ve başını salladı. Sonra ise hızlı adımlarla koltığa gidip telefonuna gömüldü. Bende önüme döndüm fakat aklımda halaevden ayrılmadan önce olanlar vardı.

¡Flash back!

"Onlar bana ihanet etti Felix! Nasıl oraya dönmek istersin?" Sert bakışlarımı ona gönderdim.

"Sanki birşeyimişsin gibi saçmalıyorsun şuan." Duraksadı.

"Git." dediğim şeyin onu kırdığını fark ettim.

Zararlı alışkanlıklar < Hyunlix >Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin