KAOS KEEEE AYHH
I miss the rage. Keske böyle bi fici baskası yaazsaydıda ben okusaydım behh neyse sizi mutlu edip ben yaziom umarıım sevilirde baya stres oldim ağ. Neyse iyi gidiyor gibi hyunjin baya göt oldu felix yargı dağıttı falan. Neyse zamman almayım da bölme geçelimm mwaah.
-
-
-
-Hyunjin'den
Sorgudan sonra..
Biliyor.. O biliyor.. Bir şeyler biliyor!
Çoğu şeyi bildiğini resmen açık açık anlattı ve bilmediiklerini öğreneceğini söyledi. Sikeyim onu çok hafife aldım. Ajanlik egitiminde felix ve arkadaslarini gormustum. Cok kez konusmuslugumuz olsada onu pek umursamamistim. Ama o hep beninle iletisim kurmaya calisirdi. Kahretsin! Keske eskiden onu daha iyi tanisaydim.. Gardiimi indirmistim. Bunu ben bile fark etmezken o fark etti ve gardımı indirdiğimi bilerek haraket etti. Ama bir dahaki sefere bu olmicak, bir dahaki sefer olmayacak.
Telefonumu cebimden çıkartıp Chanın numarasını tuşladım. Bir kaç kere çalma sesini dinleediikten sonra telefon açıldı.
"Ne var hyunjin!" Bağırmasıyla yüzümü buruşturarak telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırdım.
"Neye sinirlendin yine?"
"Sen birkaç gündür kafana göre takılırken minhonun gidip bizim polis çetesine görünüp ortalıkta aşık attığını öğrendim sorun yok.!"
"Evet, yine sinirlenmeye hazır ol çünkü sictik gibi bisi oldu sayilir." derin bir nefes verdi.
"Ne bok yedin." sesindekki o korkunç tını yüzünden tüylerim ürpermedi değil..
"Şu Felix denen ajan. Bokumu alıp bana uzattı ve resmen afiyet olsun, al ye dedi."
"Sorguda mı?"
"O bir sorgu değil tehtitti. Hayatımda hiç böyle aşağılanmadım! Çocuk resmen saydırdı bana." Bir sure sustu. Sadirmis olmaliydi.
"Peki, aklından ne geçiyor?"
"Bize sorun çıkartabilir. Bir koz bulup ondan uzaklasmam gerek.. yada herhangi bir sey. Jiw den sonra benim pesime, benimle beraber sizin pesinize dusmesi an meselesi." Uzun bir 'Offf' nidası duydum.
"Şu polisler ve ajanlar hem işlerini yapamıyor hemde işlerini yapmaya çalışanlara engel oluyorlar." Aslında bende öyle düşünüyordum ama Felix kesinlikle o katagoriye girmiyor. İşine fazla önem veriyor.
Ama olayin ironik kismi bu bizim isimiz degil. Poliscilik oynuyor gibiyiz-
"Diğerlerini eve topla. Konuşmalıyız." Beni onaylayıp bir kaç şey daha konuştuktan sonra telefonu kapattım ve karakolun biraz uzağına bıraktığım motoruma binip eve sürdüm.
🍷
"SENİ AĞIR GÖT ETMİŞ!" Minho kahkahalar ile gülerken ona en korkunç bakışlarımı gönderdim. Chan gözlüklerini düzeltip minhoya baktı.
"Böyle giderse hyunjin seni göt edicek ama farklı yollarla." Chana baktım ve parmağımla onu gösterdim.
"Chan hyung ne güzel anlamış bak sende anlasan iyi olur. Hem sende şu ajanlarin cafeye gitmiştin değilmi? " Minho bana sus işareti yaparken Chan hyung hatırlamış gibi hızlıca ayağa kalktı ve su bardağını eline aldı.
"Şimdi hatırladım! Götün yerinde dursun piç!" Minho ellerini havaya kaldırıp Chan hyungu durdurmaya çalışırken kıs kıs gülüyordum. Bana bakıp bağırdı minho.
"LAN NİYE HATIRLATIYORSUN ŞEREFSİZ HERİF?!" Kahkahalarla gülmeye devam ettim.
"Hayırsız evlat." Ve minhonun başında aşağı cam bardaktaki suyu döktü..
"H..hyung.." minho üstüne bakıp konuşurken yüzümü astım.
"YA AMA DÖVERSİN SANIYORDUM."-Hyun
"Dövmediğime dua etsin zaten"-Chan
"SİKTİM BELANI HYUNJİN!"
"CHAN HYUNG DÖV HEMEN DÖV!" -Hyun
"GEL SEN GEL GÖSTERCEM BEN SANA." Minho üstüme doğru yürürken elleeriimi yurmuk yapıp yerimde zıplamaya başladım.
"GEL LAN FAYT!"
"Malmısınınız oturun şuraya." Chan hyung bizi yerimize oturttu.
"Ne yapmayı planlıyorsun?"
Dudaklarımı aralayıp konuşacakken kapı zilinin evde yankılanmasıyla vazgeçtim ve güülümseyerek ayaklandım."Son üyemizde geldi!"
Kapıya gidip açtığımda diğer ikiside arkamdann geldi."Anahtarın yokmu kardesim ne ayağına getirtiyon?"
Karşımdaki kişi kıs kıs gülüp bizi iterek içeri girdi ve kendini tekli koltuğa attı. Chan göz devirip kapıyı kapatırken söyleniyordu.
"Babanız gibi davranmak çok zor!" Koltukta oturan şahıs seslendi.
"Seni seviyoruz babamız!" Hepimiz koltuklara yerleştik.
"Hoşgeldiniz Changbin bey."
🍷
"Varya şaşkınlıktan gülmeye vaktim olmadı! Hyunjin ne hallere düştü be!" Changbin kahkahalarla gülerken Minhoda ona eşlik ediyordu. Chan muhtemelen onada kızmaman için gülüşünü saklamaya çalışıyordu. Hepsine gözleriim kısık bakışlaar attım.
"Backstabberlar.." fısıltıyla söylediğim şeyi görmezden geldiler. Changbin gülmesini tehlikelestirmis gibi elini cebine atti. Gozlerimi kisarak ona baktim cunku bu siritisi biliyordum! Cebinden bir kaset çıkardı. Gözlerim irilişirken onun ne kaseti olduğunu anlamak zor değildi.
"ELİMDE KALIRSIN VER ONU!"-Hyunjin
"HAYIR CHANGBİN BANA VER!"-Minho
"POLİS MERKEZİNDEN KASET Mİ ALDIN?!?!" -Chan
Herkesten bir ses çıkarken biz Changbin ile salonda koşuşturmaya başlamıştık bile.
Güya Felixle ilgili plan yapacaktık. Ah üzümlü kek..
-
-
-
-
-
-HELLÖ BEYBLER killer takımından saygılarla Backstabberımızı öğrendiiniz hadii bakalım aslında bir sonraki bölümleerde açiklicaktım ama bu daha mantıklı geldi simdilik siz planlaarını bilmeyin diye burda bırakıyorum birr sonraki bölümde görüşmek üzere mucklandınızzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zararlı alışkanlıklar < Hyunlix >
FanfictionAşık olduğu kişi bir katil. Aşık olduğu kişi bir ajan. İkiside birbirlerinin hedefi olmalı.. öyle olmalı ama öyle mi? Başlangic; 24/06/2022 Bitis; ?