1. BÖLÜM

40.3K 235 9
                                    

1. BÖLÜM

Burası benim cehennemim...

Başımda binlerce Zebani var.

Etrafım ateş çemberi bir adımla yanabilirim.

Aslında yanmam için bir adım atmam gerekmiyordu.

Ateş etrafımı sarmış er ya da geç, beni de yakacaktı...














"Yeter dinlen biraz," onu umursamadan kum torbasını yumruklamaya devam ettim. Beni rahatlatan en güzel şeydi bu. Kum torbasını saatlerce yumruklayıp kendimi yormam...

Önce gözlerimin önünden yaşadıklarım geçiyor sonra kalbim nedenlerle doluyordu.

Neden..

Neden bu haldeyim?

Neden özgürlüğüm elimden alındı ve neden bana bu empoze edilmiş hayatı yaşamakla mükellefim?

Nedenlerimin cevapsız kalaşı ruhumun acı çekişiydi. Gece gibi karanlık kömür gibi kara bir hayatım vardı. Salt acıyla harmanlanmış karmakarışık darmadağınıktı...

Kimsem yoktu!

Sadece ben tektim... Karanlığımın içinde tektim. Batabileceğim kadar pisliğe batmıştım. Kurtulmak için çabalasamda bir kere batmıştım ayağımdaki çamur kurumuyordu bile..

"Sakin ol bu kadar yeter," diye önüme atladı Nur. Üzerimdeki dalgınlığı atıp nefes nefese ona döndüm. "Beni rahat bırak Nur."

"Bu kadar yeter," diye bağırmaya başladı Nur. "Üstüne bir kova su dökmüşler gibi, git Üstünü değiştir. Hasta olacaksın."

Yüzümü sıvazlayıp saçlarımı arkaya ittim
"Hiç bir şey yapmak istemiyorum," elimdeki eldivenleri çıkardım ve yere oturdum. Belimi duvara yasladım ve sinirle tekrar Nur'a baktım.

"Beni rahat bırak, git buradan."
"Neden böyle yapıyorsun? Dövüşten sonra torba yumruklaman aptalca. Kendine zarar!"

"Bu hayatı yaşamak istemiyorum!"

"Ne yani," dedi tek kaşını kaldırarak.
"Ölmek mi istiyorsun?"
"Evet," dedim yüksek çıkan ses tonumla,
"Ben ölmek istiyorum..."

Ayağa kalkıp volta atmaya başladım.

"Buradan kaçacağım ben buraya ait değilim. Biz buraya ait değiliz. Buradan kurtulmalıyız. Anlıyor musun beni? Hem de hemen!"

"Saçmalama," dedi kısık bir sesle.
"Dünkü kızı unuttun mu? Öldürdüler onu. Sadece 2 adım kapının dışına çıkmış tam kurtulacaktı. Ensesine binmediler mi? Sermediler mi leşini yere?"

"En azından cesaret etti, canı pahasına ve kurtuldu! Bu dünyadan bu insanlardan kurtuldu!" Diye bağırdım. Eliyle ağzımı kapatıp beni uyardı. "Bağırma Gizem, sus lütfen. Seni kaybetmek istemiyorum. Tamam mı? Sen olmazsan ben ne yapacağım burada? Tek başıma? Beni düşünmeden ağzına ölümü alma!"

Elini ittirip iki adım
uzaklaştım. "Ölümü göze alıyorum, Nur.." diye mırıldandım kendi kendime...

"Her şeyi göze alıyorum..."

Arkamda gözü yaşlı bir Nur bırakıp hızla uzaklaştım oradan. Acıyı soluduğum bu hayattan er ya da geç kurtulacaktım. Nur ne kadar işin tehlikesinden bahsetse de bunu yapacaktım. İşin tehlikesini bilsem de...

Burası benim cehennemim!
Başımda binlerce Zebani var.
Etrafım ateş çemberi bir adım da yanabilirdim. Yanmam için bir adım atmam gerekmiyordu ateş etrafımı sarmış er yada geç benide yakacaktı. Ya bu ateşe bir kova su dökecektim... Ya da kül olacak rüzgarda dört bir tarafa savrulacaktım.
Ben kararımı vermiştim. Beni ateşe sokanları ateşe sokacak buradan kurtulacaktım. Evet zamanı gelmişti!

+18 Tutsak MağdurlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin