Chapter: 8

163 17 19
                                    

Hoşgeldin sevgili okuyucumuz, lütfen yorum yapmayı unutma. 🤍

Jooheon önceden yerlerini keşfettiği bazı eşyaları hızlıca alıp oturdu. Changkyun'un arkasını yumuşattı ve kondomunu kendisine taktı. Kelepçeli elleri sıkıca tutup kendini girişe konumlayıp yavaşça içine itti. Changkyun'dan boğuk bir inleme çıktı. Jooheon bir süre yavaş devam ettikten sonra hızlandı.

Changkyun delirecek gibi hissetti ve ağzındaki iç çamaşırı dolayısıyla sınırlı da olsa atabildiği kadar çığlık attı. Jooheon Changkyun'un sırtını kendi göğsüne yaslayacak şekilde omuzundan tutup kaldırdı. Sıcak nefeslerinin kulağına değmesini sağlarken omzunu öptü. Changkyun başını arkaya attı ve ağlayacak gibi inledi.

Jooheon sevgilisinin vücudunu bir kolu belinin etrafında diğer koluysa göğsünün üzerinde olacak şekilde sıkıca sardı ve vuruşlarını sertleştirdi. Changkyun iç çamaşırını bir hırsla ağzından çıkarttı ve olabildiğince yüksek sesle çığlık attı.

"Şşş... sakin ol."

"Tanr...ım Joo...heon..."

Jooheon sakinleştirmek adına elinin altındaki vücudunu sıvazladı. "Efendim canım."

"Durma..."

"Durmuyorum."

Changkyun'un nefesleri derinleşti. "Çok iyi...sin... ahh.. ge...gelicem."

Jooheon yakın olan elini Changkyun'un penisine götürdü ve etrafını sarıp çekiştirmeye başladı. Changkyun kafasını aşağıya eğdi ve birkaç vuruştan sonra geldi. Birkaç saniye gözleri karardı, nefes nefese kaldı.

Jooheon seri hareketlerle kondomu çıkarttı ve içine gelmeyi tercih etti.

Changkyun nefeslerini toparladıktan sonra ıslanmış olan kirpiklerini kırpıştırarak "Harikaydın." dedi ve yatağa yığıldı. Jooheon da yanağından öpüp "Sen harikasın." dedi ve yanına uzandı.

Changkyun baş parmaklarını yerinden çıkartıp kelepçeden kurtuldu ve parmaklarını geri yerine oturttu. Kelepçeyi de rastgele bir yere bıraktı. Onu bir kaşı kalkık bir şekilde izleyen Jooheon "Ah tanrım ben bunu illüzyon sanıyordum." diye isyan etti. Changkyun sadece gülümsedi.

"Bir dahaki sefere kelepçe yerine başka bir şey kullanırım."

"Buluruz."

Changkyun yorgunluktan dolayı mayıştı. "Seni seviyorum."

Jooheon da sevgilisine sarılıp saçlarından öptü. "Seni seviyorum."

Göreve gideceği için telefonunun saatini sabah 4'e kurdu.

"Uyuyalım mı?"

"Evet."

"Seni sabah uyandırayım mı?"

"Alarm çaldığında ben de kalkarım zaten. Sonra da eve geçerim."

"Tamam sevgilim." diyip göğsüne yattı ve yorgunluktan dolayı hemen uykuya daldılar.

Sabah Changkyun alarmın sesine hemen uyandı ve hızlıca duşa girdi. Çıkınca üniformasını giyinmeye başladı. Bu sırada Jooheon bir eli yanağında onu izliyordu yatakta.

Changkyun, sağ bacağına bıçağını sol bacağına da ufak tabancasını taktı. Çıkan sesler bile Jooheon için fazlasıyla tahrik ediciydi.

"Çok... seksi. Kapıları mı kilitlesem? Gitmesen, kalsan."

Changkyun güldü keyifle. "Sonra görevden ihraç edilsem ve yüz karası olsam değil mi?" dedi. Kemerini de takmıştı şimdi. Jooheon yataktan kalktı ve iç çamaşırını giyindi bu sırada. Changkyun'un yanına gidip boynunu sulu sulu öptü. "Ben bakarım sevgilime."

Asker - JooKyun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin