Hoşgeldin, iyi okumalar 🧿✨
Changkyun, sabaha karşı göreve gitmek için evden çıktı. Görev sırasında her zamankinden daha iyiydi. Sinirini düşmanlarından çıkarıyordu. Düşündüğünden daha uzun sürmüştü bu görev, aradan 4 ay geçmişti bile. Jooheon'ı düşünmeyi bırakmamış, yüzüğünü çıkartmayı bir an olsun düşünmemişti. Gecenin geç saatlerinde sessizce binaya girdi ve eve süzüldü. Birkaç gün evden çıkmadan yaşadı öylece. Jooheon'ı görmek istiyordu ama gözlemlerine göre burada değillerdi.
Jooheon gittiği yazlık yerden döndü ve dönmeden önce de baya gezip eğlenmişti kızıyla. Kimi zaman gülüşlerinin tam ortasında Changkyun gelmişti aklına. Ayrıca henüz resmiyet kazanmamakla birlikte hayatına, çevresine yeni biri eklenmişti. Oh Sehun. Gittikleri yerde tanışmışlardı onunla.
Changkyun bir gün camdan bakarken apartmanın önünde Jooheon'ı gördü. Kalbi hızlandı. O kadar özlemişti ki onu... Kokusunu içine çekmek, gamzelerinde kaybolmak, gözlerinin içine bakarak 'seni seviyorum' diye haykırmak istiyordu. Daha sonra arabadan başka biri daha indi Olivia ile beraber.
Sehun, Jooheon'ın evine ilk kez gelmişti. Changkyun, Jooheon'ın yanında başka birini gördüğünde kan beynine sıçradı ama hiçbir şey yapmadı, yapamadı. Fark ettirmeden sadece izledi.
Jooheon, Sehun ve Olivia binaya girip dairenin önüne geldiler. Jooheon kapıyı açtı. Bu sırada Changkyun delikten kedi gibi onları seyrediyordu. Öfkeden çıldırmak üzereydi ama kendini tutmayı başardı. İçeri girdiler ve kapıyı kapattılar.
Changkyun ne yapacağını şaşırmış bir vaziyetteydi. Biraz mantıklı düşünmeye çalıştı önce, belki arkadaşıdır, belki akrabasıdır diye düşündü ama sadece bir anlık düşündü bunları. Acilen kim olduğunu öğrenmeliydi ama nasıl yapacaktı ki?
Şimdi gidip kapıyı çalsa ve adamın üzerine yürüse, Jooheon'ın vereceği tepkiden korktuğu için yapamazdı. Sonuçta, hangi sıfatla onun evine girip kriz çıkartabilirdi ki? Ayrıca Olivia vardı, bunu hiç yapamazdı. Uzaklaştırdı aklından o düşünceyi. Bu sırada hâlâ kapının önünde olduğu için karşı dairenin kapısının açıldığını duydu.
Jooheon arabadan bir şey almaya gidiyordu. Changkyun delikten bakıp yalnız olduğunu gördükten sonra kapıyı açtı ve yeteneklerini kullanarak, ondan cüsse olarak büyük olsa da Jooheon'ın ağzını eliyle kapattı ve eve çekti. Kapıyı kapattıktan sonra çekti elini.
Jooheon şok içinde Changkyun'a bakıyordu. "Ne yapıyorsun?!"
"Sen ne yapıyorsun?!"
"Alıkoyulduğum için hiçbir şey yapamıyorum henüz."
"Kim o herif?"
Jooheon şaşırdı, bu soruyu beklemiyordu. Cevapta vermedi. Changkyun cevap alabilmek için gözlerine bakıyordu Jooheon'ın.
"KİM O?!"
Şaşkınlığını dizginleyip yüz ifadesini netleştirdi hızlıca Jooheon.
"Birbirimizi ilgilendirmiyoruz."
Bu cümleyi duyar duymaz yüzüğün takılı olduğu elini gösterdi Jooheon'a agresif bir şekilde. Nefes nefeseydi sinirden. "Emin misin?"
Jooheon soğuk kanlılığını koruyordu, hiçbir duygu belirtisi göstermedi. "Eminim."
Changkyun birkaç saniye boyunca Jooheon'ın yüzüne baktı. Bu şey bitsin istiyordu bir an önce. Biri şaka desin istiyordu. Sarılsın istiyordu ona, seni özledim desin istiyordu. Kapıyı açtı.
"Haklısın, çık dışarı."
Jooheon söylenileni yapıp eşiği geçti ve Changkyun kapıyı kapattı hızlıca. Jooheon asansöre doğru yürüdüğünde silah sesi duydu Changkyun'un evinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker - JooKyun ✔️
RomanceÖzel Harekat Timinde görevli Im Changkyun ve yeni boşanmış bir baba Lee Jooheon ile kızı Lee Olivia'nın tatlı, tuzlu, romantik ve kaoslu hikayesi.