Chapter: 10

131 15 41
                                    

Hoşgeldin sevgili okuyucumuz ✨❤️

Ertesi sabah dinç ve enerjik şekilde uyandılar. Changkyun yanındaki sevgilisinin de gözlerinin onunla aynı zamanda açıldığını görünce üzerine doğru eğilip dudaklarından öptü.

"Günaydın bebeğim."

Jooheon da ona karşı aynı şekilde öpücük verdi.

"Günaydın."

"Kahvaltıyı söylüyorum, anca getirirler."

"Odada mı yapalım?"

"Aşağı da inebiliriz."

"Bugün inelim, yarın odaya söyleriz."

"Tamam olur, giyinelim o zaman."

Jooheon kalkıp giyindi ve Olivia'nın yanına gidip onu da giydirdi. Changkyun da giyinip kapıda onları bekledi kısa bir süre. Sonra üçü de kahvaltılarını yapıp tekrar odaya çıktılar. Havuza gitmek için hazırlandılar ve tekrar çıktılar.

Changkyun sadece şortu, havlusu ve gözlüğü ile inerken; Jooheon'ın kolundaki çantada Olivia için havlu, kremler, atıştırmalıklar, su, kolluk, simit ve yedek kıyafetler vardı.

Havuza indiklerinde Changkyun Olivia'nın simidini şişirdi. Jooheon da Olivia'yı kremledi bu süreçte. Daha sonra havuza girip Olivia'yı da aralarına alıp gördüğünüzde içinizin eriyeceği sevimlilikte oynadılar beraber.

Bir süre sonra Jooheon çıkacağını haber verdi. Changkyun gayet memnundu halinden.

"Biz oynayacağız babası, sen git dinlen."

"Tamam." diye gülümseyerek yanıtladı Jooheon ve gidip şezlonga oturdu.

Bir süre sonra Jooheon'ın yanındaki boş şezlonga bir yabancı gelip oturdu.

"Selam." dedi gülümseyerek.

Jooheon gözlüğünü indirip kaşlarını kaldırmıştı. "Merhaba?"

"Tanışabiliriz herhalde, ben Mark." Jooheon'a doğru elini uzattı.

Jooheon elini uzatmadan cevapladı. "Jooheon ben de ama oturduğunuz yerin sahibi var."

Mark umursamaz bir tavır gösterdi. "Olabilir, geldiğinde kalkarım. Evli misin?"

"Değilim."

"Parmağında yüzüğün yok. Anlamıştım zaten. Akşam ne yapıyorsun?"

"Ailem ile olacağım, yemek yiyeceğiz."

"Evli değildin. Ne ailesi şimdi?"

"Çünkü sevgilim var."

Mark kıkırdadı. "Kalede de kaleci var ama gol atılıyor."

Changkyun'un gözü Jooheon ve yanındaki tanımadığı adama takıldı. Bir süre kaşlarını çatarak anlam vermeye çalıştı ve izledi. Jooheon geriliyordu.

"Artık sadede gelsen?"

"Diyorum ki bir yemek yiyelim baş başa."

"Yoklukta değilim beyefendi, teşekkür ederim ve hayır."

Mark ayağa kalkarken Jooheon'ın bacağını hafifçe sıkarak Jooheon'a göz kırptı. "Sadece düşün..."

Jooheon havaya yorgun bir nefes bırakırken Changkyun gözleriyle Mark'ı takip etti. Gözden kaybolana kadar ayırmadı gözlerini. Jooheon ise ayağa kalkıp havuzun başına geldi.

"Changkyun, Olivia'yı verir misin? Dinlensin biraz."

Changkyun ise transtaydı. "Hm.. ne?"

"Olivia'yı diyorum... dinlensin biraz. Verir misin?"

Asker - JooKyun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin