Hoşgeldin tatlı okuyucumuz... İyi okumalar, yorumlarını bekliyor olacağız <3
Yurt dışındaki görevinden yeni gelmişti. Yaklaşık 2 aydır evde değildi. Dolayısıyla eve geldiğinde yiyebileceği sadece bir paket makarna vardı. Ancak Changkyun makarnayı yoğurtsuz asla yiyemediği için bu duruma sinirlendi. Bu yorgunluğun üstüne bir de yoğurt almaya mı gidecekti? Asla. Neyse ki uzun süredir tanıyor olduğu karşı komşusu Kihyun aklına geldi ve bir kase yoğurt istemek için kapının önüne çıktı ve karşıda bulunan kapının ziline bastı. Çok geçmeden kapı açıldı. Görmeyi beklediği yüzden çok farklı bir yüz ve vücut görünce kaşlarını kaldırıp geriye çekildi ve yanlış geldiğini düşündüğü için kapı numarasına baktı.
"Buyurun?"
Hafifçe irkilip gözlerini kapı numarasından karşıdaki adamın yüzüne doğru indirdi.
"Kihyun burada mı?"
"Hayır. Evi bana sattı."
Şaşırmıştı. 'Neden bana söylemedi' diye düşündü birkaç saniyeliğine. Sonra cevap vermesi gerektiği için konuştu.
"Oh... anladım. Hoşgeldiniz öyleyse. İyi akşamlar." Konuşmasının sonuna doğru geri geri yürüdü.
"Teşekkürler. Size de."
Eve girip kapıyı kapattı. Telefonunu cebinden çıkarıp Kihyun'u aradı. Bir süre çaldıktan sonra açıldı telefon.
"Efendim."
"Ziline bastım ve kapıyı hiç tanımadığım biri açtı."
"Taşındık. Hyunwoo'nun tayini çıktı."
"Çok hızlı olmuş... Nereye çıktı?"
"Incheon. Yakınız merak etme. Bir araya geliriz."
"Geleceğiz tabii ki. Çok özletmeyin kendinizi."
"Tamam."
"Biliyor musun Wooyoung'a ulaşamıyorum. En azından belki bir şeyleri çözebiliriz diye görüşmek istemiştim."
"Ciddi misin şu an Changkyun?"
"Evet... özlüyorum onu. 2 aydır sesini bile duymadım."
"Evet duymadın çünkü korkağın teki olan Wooyoung efendi resmen kendi ailesi yüzünden senden ayrılmak istedi. Sen de kabul ettin ve bitti. Görüşmek falan yok."
"İşte... unutmayı deneyeceğim."
"Daha neden merak ediyorsun öyleyse?"
Bu soruya cevap vermedi ve hemen konuyu değiştirdi çünkü bu konu onu üzüyor ve sinirlendiriyordu.
"Evi satın alan adam da baya suratsız bu arada. Gülümsemedi bile."
"Bizi ilgilendirmez."
"Alt tarafı yoğurt isteyecektim."
"Benden istemeye gelmişsin, git şimdi bir de ondan iste."
"Gitmem ya! Yemem olur biter. Ayıp."
"Ya git bir rica et. Yoksa ya da vermezse başka komşudan istersin."
"Vermezse kafasına dayarım ama beylik silahımı. Açım ben."
"Önüne gelene o muameleyi yapamazsın canım arkadaşım. Kapatıyorum şimdi git rica et sen de. Görüşürüz."
"Ki-"
Changkyun daha isyanını tamamlayamadan kapatmıştı telefonu Kihyun. Gözlerini devirdi ve kocaman bir of çekti kendi kendine. Yine de evden çıkıp karşı kapının ziline bastı ve utana sıkıla bekledi açılmasını. Kapı açıldığında adamın yüzünde şaşkın ve meraklı bir ifade vardı. Bir şey söylemeden Changkyun'a bakıp konuşmasını bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker - JooKyun ✔️
RomanceÖzel Harekat Timinde görevli Im Changkyun ve yeni boşanmış bir baba Lee Jooheon ile kızı Lee Olivia'nın tatlı, tuzlu, romantik ve kaoslu hikayesi.