1 hafta sonra-
Ceyda'dan,
O zamandan beri özellikle annemin dediklerini doğrulamak için Eda'yı incelemeye başladım ama tahminimde yanılmamıştım anlaşılan. Eda'nın Ateş gelince parlayıveren gözleri, onun konuşmalarını büyük bir dikkatle dinleyişi cidden içime bir sıkıntı yerleşmesine sebep olmuştu. İçinden nasıl çıkacağımıza dair hiçbir fikrimin olmadığı bir problemdi bu. Hele birkaç gün önce zar zor engellemiştim bir felaketi. Selin beni bir akşam aramıştı, normalden de fazla olan bir gevezelik sergileyince anlamıştım ağzında bir bakla olduğunu.
"Dökül hadi." deyince de
"Eda'yı da arayalım, ikinize de anlatmak istiyorum." demişti heyecanla.
"Konu ne ki?"
"Sanırım Ateş de benden hoşlanıyor!"
"NEE?!!"
"Ama detayları Eda'yı da arayınca anlatacağım." dediğinde anında durdurmuştum onu.
"Hayır, onu aramayalım." dedim stresli bir şekilde. Selin'in sadece Ateş'ten etkilendiğini söylemesi bile Eda'yı gözyaşlarına boğmaya yetmişti bunu duymasını en azından engelleyebilirdim sanırım.
"Neden ki?" dedi Selin anlamamışçasına.
"Ya şey, o bugün dershaneye kalacaktı. Ders çalışıyordur şimdi, ben ona özet geçerim."
"Haa, kötü oldu. Sen ona iletirsin o zaman." diyerek anında anlatmaya başladı. Zaten içinde tutamadığını sesinin tonundan bile anlayabiliyordum. Özelden yazışmaya başlamışlardı. Ateş'le ne kadar uyumlu olduklarını film ve kitap zevklerinin benzer olduğunu hatta hafta sonu baş başa filme gideceklerinden bahsetti. Onun adına gerçekten mutlu olmuştum. Ateş gerçekten iyi biriydi, insanlara karşı centilmen ve ince düşünceliydi ayrıca Selin'i birçok erkeğin aksine sadece güzel bir surattan fazlası olarak görüyordu anlaşılan. Selin'in şu zamana kadar bir sevgilisinin olmamasının nedeni de buydu zaten. Erkeklerin neredeyse tamamının kendisine karşı farklı başka kızlara farklı davrandığını fark ettiğinde onlardan tiksinmeye başlamıştı. "Ben de sıradan bir kızım. Bana karşı ayrımcı olmaları cidden sinirimi bozuyor." demişti. Onun tam olarak da bu özelliğini seviyordum. Her zaman onun yanında görüntü olarak sönük kalmıştım. Eğer en iyi arkadaşınız cidden çok güzel bir kızsa bazen kendinizi görünmez hissederdiniz ama bunun için ona kızmadım tabii ki. Sadece insanların bizi karşılaştırmasından nefret ettim ama o ikimize karşı farklı farklı davranan insanların ikiyüzlülüklerini fark ettiğinde görmezden gelmemişti. Beni savunmuştu, "Ceyda'ya nasıl davranıyorsanız ben bana da öyle davrandığınızı varsayacağım o yüzden hareketlerinize dikkat etseniz iyi olur." diyerek hadlerini bildirmişti.
O gün onun adına gerçekten sevinmiştim. Aşk, en nihayetinde güzel bir duyguydu. Tabii karşılıklıysa. Herhalde Selin'de imreneceğim tek şey onun karşılıksız aşk yaşama ihtimalinin olmaması olurdu. Daha önce kaç kere aşk itirafı aldığını söylememe gerek yoktur herhalde. Bana sorarsanız ben aşkı sevmiyorum çünkü Selin'in aksine aşkın kötü tarafı ile karşılaşmış bir insanım. 9. Sınıftayken ben de birinden hoşlandım. Şu an bakınca öyle birinden nasıl hoşlandığımı anlayamıyorum. O zamanlar o kadar utangaçtım ki Selin'e bile açamamıştım neler hissettiğimi. Sene sonunda onunla konuşmaya cesaret edebilmiştim ama beklemediğim bir kabalıkla karşılaşmıştım. Alaylı bir şekilde gülmüş sonrasında da
"Sürekli sizin tarafa baktığım için senden hoşlandığımı falan mı düşündün?" demesiyle resmen yerin dibine geçmiştim. "Bak kızım, bunu sana ilk ben söylemiş olayım ki kafana şimdiden kazınsın. Hiçbir aklı başında erkek Selin varken sana bakmayı aklından geçirmez. Üzgünüm ama biraz sönük bir kızsın, belki biraz görünümüne önem versen kendin gibi birini bulabilirsin. Ayrıca ben zaten Selin'den hoşlanıyorum o yüzden bunu söylememişsin gibi davranacağım." diyerek yanımdan ayrılmıştı. Sözlerinin özgüvenimi yerle bir etmesini zerre önemsememişti. Bu olaydan birkaç gün sonrasında da Selin'e açılmıştı. Ben de o zamanlar o çocuğa aynı şu an Eda'nın Ateş'e baktığı gibi bakıyordum. Küçücük ve her an sönüverecekmiş gibi duran bir umutla... Ama korktuğum başıma gelmemişti. Selin, çocuğu kibarca reddetti ve benim içim ne yalan söyleyeyim biraz rahatladı. Ama olay bununla bitmedi. Selin çocuğu reddettikten sonra çocuk gözlerinden alevler çıkartarak soluğu benim yanımda almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Kalan
Romance"İnan bana senin beni sevme ihtimalinden daha güzel olan bir şey varsa o da yüzündeki gülümsemenin sebebi olmamdır." Bu tek bir kişinin hikâyesi değil. Ateş, Selin, Ceyda ve Eda... Her şey dördünün arkadaş olmasıyla başladı. Zamanla hem arkadaşlıkl...