Eda'dan,
"Planda bir değişiklik yok değil mi?" diyerek tek kaşımı kaldırdım. Serkan, yorgun fakat kararlı bakışlarını bana dikti,
"Yok, sadece kızın duymaması için garanti bir fikrim var." Hâlâ kardeşim diyemiyordu, gerçi haksız sayılmazdı. Bir kardeşi olduğunu o doğduktan 8 sene sonra öğrenmişti.
"Dinliyorum."
"Sen kadını sorularla oyaladıktan sonra ben geleceğim ya, sonrasında sen dışarı çıkacaksın. İşte sen koridoru kontrol edersin ki eğer kız gelirse annen kantine gideceğini söyledi falan diye onu uzaklaştırırsın."
"Tamamdır." Kuşkuyla ona baktım, "Sadece bunun için gelmiş olamazsın." Gözlerini onaylarcasına kapattı,
"Bugün değil ama yarın törende tüm okul dışarıda olacak ya, bir planım var ama yardım etmek istemezsen anlarım."
"Ne tür bir plan?" Gözlerinde karanlık bir bakış belirdi. Serkan bazen gerçekten ürkütücü olabiliyordu, onun düşmanı olmak istemeyeceğiniz kadar hem de. Derin bir nefes aldı,
"Yarın okulun hoparlörlerini bahçedeki herkesin sesi net bir şekilde duyabileceği yerlere koyacağım. Sonrasında hepsini kendi telefonuma bağlayacağım. Bugün alacağımız ses kaydını dinleteceğim tüm okula." dediğinde ağzım şokla aralandı. Neler diyordu bu? O kadar riskliydi ki planladığı şey bir süre ne cevap versem bilemedim.
"Serkan, emin misin? Çok tehlikeli olur bu. Seni disipline gönderirler, okuldan atılabilirsin." dedim endişeyle. Sözlerimden zerre etkilenmemişti,
"Biliyorum ama annem ve babam boşandığında bu kadın hiçbir zarar görmeyecek, hatta belki de babamla evlenecek. Cezasını çekmesini ve tüm okula rezil olmasını istiyorum. Hak etti çünkü." Evet, maalesef ki evli çiftler aldatma sonucu boşandığında erkek veya kadın kendi çevresindeki itibarını sıfıra indiriyordu ama bu metresler için geçerli değildi.
"Haklısın ama yine de tekrar düşünemez misin? Sen de zarar göreceksin."
"Haksız iftira gibi bir şey söz konusu olmadığından sicilime o kadar da zarar vermeyecek ama o kadının okulla ilişiği bile kesilebilir. Bunun için değer."
"Benden nasıl bir yardım istiyorsun?"
"Sabah erkenden gelip okul boşken hoparlörleri çatı katına çıkarmanı istiyorum ama kuytu köşe bir yere koy ki görevliler fark edip indirmesinler. Törende sen aşağıda olursun ama ben çatıda olacağım yani suç tamamen benim üstüme kalacak."
"Okulda kameralar var, beni görebilirler."
"Kameralar şu ara bozuk o yüzden sen yardım edemesen bile ben bunu yarın yapacağım. Öbür hafta kameralar çalışırken yapamam zaten." Tereddütteydim dürüst olmak gerekirse çünkü hayatım boyunca kurallara bağlı yaşayan biri olmuştum ama ben olmasam bile bunu yapmaya çalışacaktı. Aslında benden istediği şeyi rahatlıkla tek başına yapabilirdi ama desteğe ihtiyacı vardı bu yüzden belki de birkaç ay önceki Eda'nın asla yapmayacağı bir şey yaptım. Kabul ettim.
"Tamam, anlaştık. Yarın erkenden gideceğim okula." dediğimde gözleri parladı, belki de annesinin intihar girişiminden beridir ilk defa bu kadar umutlu gülümsedi.
"Teşekkür ederim Eda. Yapacağının benim için gerçekten anlamı büyük."
"Sorun değil, eğer için bir nebze soğuyacaksa buna değer."
Bizimkilerin yanına döndüğümde Doğu'nun mucizevi bir şekilde sustuğunu gördüm. Karşımda oturan Ateş'e bakıp gözlerimle Doğu'yu işaret ettim. O ise muzipçe sırıtıp gözleriyle Mert'i işaret etti. Anlaşılan arkadaşını susturmayı başarmıştı biraz geç de olsa. Şükürler olsun ki Serkan onun patavatsızlığını duymamıştı da rezil olmaktan kaçınabilmiştim. Şimdi uslu uslu yemeğini yiyordu. Yemekler bitince de hepimiz farklı yerlere dağıldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Kalan
Romans"İnan bana senin beni sevme ihtimalinden daha güzel olan bir şey varsa o da yüzündeki gülümsemenin sebebi olmamdır." Bu tek bir kişinin hikâyesi değil. Ateş, Selin, Ceyda ve Eda... Her şey dördünün arkadaş olmasıyla başladı. Zamanla hem arkadaşlıkl...