Odadan çıkmadan önce son kez kendime baktım. Mini, siyah ve dekolteli elbisem, altına da giydiğim spor ayakkabılar ile gayet uyumluydu. Kırmızı rujumuda sürdükten sonra bahçeye indik.
Bahçe gayet güzel süslenmişti, pek çok küçük masa konulmuş ve atıştırmalıklar ile donatılmıştı.
Bu sabah gördüğüm şeyleri unutmaya ve biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım olduğunu biliyordum, bu yüzden kızların yanından ayrıldım ve bahçenin biraz daha kuytu kısımlarına konulmuş, fark edilmeyecek kadar iyi gizlenmiş, cam mekan içerisinde olan bara girdim.
Henüz kimse yoktu, yani alkol alınması için gayet uygun bir ortamdı.
Bar taburelerinden birine çıkıp oturduğum sırada gözüm köşede yüzü pek de seçilemeyen karartıya ilişti ancak pek takılmadım ve cam bardakları silen barmene baktım.
"Yoğun alkol içeren bir şeyler gönder."
"Küçük kızlar için uygun değil." İtici sırıtmasını sundu.
"Kes sesini ve bana içkimi ver."
"Tamam.." ellerini suçluymuş gibi kaldırdığında göz devirerek güldüm. Az sonra elime alkollü ve "Çilekli Mojito" verdi.
Bir yudum aldığımda alkolün dozunu arttırdığını görüp onu aşağılar biçimde alkışladım.
Sırıtarak bardakları rafa dizmeye başladı.Sabah olanları düşünüyor ve izlemelerinin amacının ne olabileceğine yoğunlaşıyordum.
Bardak nihayet bomboş kaldığında sendeleyerek ayağa kalktım. Tuvalet için üst kata çıktım ve kendimi tuvalete zor attım.
Tuvalet oldukça dar bir alandı ve etrafı bulanık görmeye başlamıştım.Elimi musluğa götürüp açmak üzereyken az çok seçebildiğim bir yüzü gördüm. Yine aynı kişi, Tanrım her yerde karşıma çıkmak zorunda mısın?
"Lisa? Sakın bana içtiğini söyl-"
"İçtim Taehyung.."
Yüzümü yıkadığımda biraz daha ayılmıştım en azından neler olabileceğini algılayacak kadar.
"Öncelikle erkekler tuvaletindesin." Dedi Taehyung.
"Tek sorun bu mu sence de.."
Daracık alana ikimizde zar zor sığıyorduk.
Ellerimi lavaboya koydum ve başımı öne eğdim.
Taehyung ise aynadan beni izliyordu."Niye içtin? Burası senin gibi küçük kızların görebileceği bir yere bilerek konmadı. Sadece yönetim görevlileri için."
"Skeyim yönetimini." ağzımdan sertçe çıkan küfüre aldanmadım fakat Taehyung'un oldukça hoşuna gitmiş olacak ki memnuniyetle gülümsedi ve dudaklarını ıslattı:
"Zevkine içmişe benzemiyorsun, bu sabah zaten bir gariptin.. bir şey olmuş ama bana söylemiyorsun."
"Neden sana söyleme gereği duyayım. Şahsen henüz kimseye anlatmadım."
"Ben kimse değilim. Burada benim kurallarıma göre oynuyorsunuz ve inan bana er ya da geç her şeyden haberim olur." Dedi kendinden emin bir şekilde.
Bedenimi ona doğru çevirdim ve yaklaştım, yüzümü dikleştirip yüzümüzü aynı hizaya getirdim ve sessizce konuşmaya başladım:
"Her şeyden haberin mi olur?"
Kurduğum cümlenin ardından büyük bir kahkaha patlattım. O ise yutkundu ve beni uzun süreli bir göz hapsi altına aldı.
Yüzümü izlemeyi sonlandırdıktan sonra yavaşça giydiğim giysiye yöneldi bakışları, sonra hafifçe dudaklarımın kenarına bulaşmış kırmızı rujuma.
Baş parmağı ile dağılmış rujumu düzeltti ve parmağında kalan kırmızılığa bakarak son cümlesini kurdu:
"Bu kırmızı rujun izi, dudaklarımın ihtiyacı olan tek şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the boarding school, taelisa ♡
Fanfictionşımarık ve zengin lalisa manoban'ın otoriter annesi onun hareketlerinden sıkıldığı için içerisinde burslu çocuklarında olduğu yatılı bir okula gönderir. fakat kızı hayal dahi edilemeyecek olaylarla karşı karşıya kalır. kim taehyung...